Olayın ardından Çetinkaya, kendisine saldıranlar hakkında İl Emniyet Müdürlüğü'ne suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılığın da incelemeye aldığı saldırıyı gerçekleştiren altı kişinin kamera kayıtlarından tespit edilmesi üzerine başlatılan aramalarda iki kişi yakalandı.
Saldırıya uğrayana dava
Protesto yürüyüşünü düzenleyen Halk Eğitim Dayanışma ve Araştırma Derneği (Heda-Der)ise Aliye Çetinkaya hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 30. Maddesi uyarınca huzur ve sükünun bozulmasına sebebiyet vermekten dava açtıklarını açıkladılar.
Sabah gazetesi muhabiri Aliye Çetinkaya, Heda-Der kurucu üyesi Musa Kazımyılmaz, Milliyet Gazetesi yazarı Ece Temelkuran, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Hatice Tuncer ve Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci saldırıyı bianet'e değerlendirdi.
Çetinkaya: Olay provokasyon
Aliye Çetinkaya, yaşadığı mağduriyete rağmen hakkında dava açılabilmesini hayret ve üzüntüyle karşıladığını ifade etti. Çetinkaya, olayın provokasyon sonucu meydana geldiğini düşünüyor ve bir Konyalı olarak yaşananların bu şehre mal edilmemesi gerektiğinin altını çiziyor:
"10 yıllık gazetecilik hayatımda benzer birçok eylemi takip ettim. Her defasında Kuran okunurken başım açıktı. O gün provokatörler nedeniyle böyle bir üzücü olay yaşandı. Bu Konya'ya sürülen bir leke. 6 kişinin yaptığı bu terbiyesizce hareket, tüm Konya'ya mal edilmemeli" dedi.
Kazımyılmaz: Yaşam biçimi çatışması olarak sunulması yanlış
Heda-Der kurucu üyesi Musa Kazımyılmaz ise Çetinkaya'nın Kuran-ı Kerim okunurken sakız çiğnediği ve basına fotoğraf çekimi için ayrılan otobüsün üzerinden ayaklarını sarkıttığı için halkın tepkisini çektiğini söyledi.
Kendilerinin de bu tepkiye büyütmemek için Çetinkaya'dan otobüsten aşağı inmesini istediklerini belirtti. Çetinkaya'nın "Ben vazifemi yapıyorum" yanıtını vererek ikaza uymaması üzerine, bir kişinin ayakkabısını kadın muhabire fırlattığını, ancak ayakkabının muhabire isabet etmediğini ifade etti.
Hem Çetinkaya'nın tutumunu hem de ayakkabı fırlatma olayını onaylamadıklarını belirten Kazımyılmaz, olay sonrasında Çetinkaya'nın yerel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalardan duydukları rahatsızlığa özellikle dikkat çekiyor:
"Bu olayın bir yaşam biçimi çatışması olarak sunulmasını gayet tehlikeli ve yanlış buluyoruz. Protestoyu izleyen başka başı açık kadınlar da vardı."
Temelkuran: Kimsenin dile getirmediği gerçek Konya'da patlak verdi
Olayla ilgili olarak bianet'e görüşlerini aktaran Milliyet gazetesi yazarı Ece Temelkuran, olayın basında "münferit bir hadise" gibi ele alınmasından ve yeterince önemsenmemesinden yakındı.
Temelkuran yaşanan olayı,"Türkiye o kadar muhafazakarlaştırıldı ki her yerde başı açık dolaşılamıyor. Bu bir gerçekliktir. Kimse bu gerçekliği dile getirmiyor. Dile getirilmeyen bu gerçeklik Konya'da patlak verdi." sözleriyle açıklıyor.
Türkiye'nin kimi yerlerinin artık başı açık kadınlar için tehlikeli olmaya başladığını belirten Temelkuran, "mağduriyetlerini anladığımız ve paylaştığımız türbanlı kadınların" bu konuda ne diyeceklerini merak ettiğini, bu kesimlerin de tepki vermelerini beklediğini sözlerine ekledi.
Ayrıca Temelkuran, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun da bu olaya tepki vermesini beklediğini, ancak Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) Kadın İstihdamı konulu konferansında birkaç sıra arkasında pankart açan kadınların tekme tokat dövülmesine ses çıkarmayan bir kadın bakanın, bu konuda da tepki vereceğini pek zannetmediğini söyledi.
Şekerci: Saldırı kabul edilemez, değerleri dikkate almamak muhabirin yanlışı
Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci ise Temelkuran'ın aksine Konya'da yaşananların münferit bir olay olduğu ve medya tarafından olduğundan daha fazla büyütüldüğü görüşünde:
"Bir basın mensubuna ne hakaret ne de taşlı sopalı saldırı kabul edilebilir. Ancak, oradaki halkın değerlerini dikkate almayan bir tutumu varsa bu da muhabirin yanlışıdır" sözleriyle iki taraflı bir hatanın olduğunu öne sürdü.
Ayrıca Şekerci, böyle durumlarda kitle psikolojisini de dikkate almak gerektiğini söyledi:
"Bir kişi olayı provoke eder ve bu geniş bir halk tepkisine dönüşebilir. Ancak Konya'da bu yaşanmamıştır."
Tuncer: Burada esas sorun farklı olana tahammül edememe
Cumhuriyet gazetesi muhabirlerinden Hatice Tuncer'se bianet'e şunları söyledi:
"Meslektaşlarımızın izledikleri olaylarda saldırıya uğramaları ne yazık ki çok sık karşılaştığımız bir durum. Sağ-sol, iktidar-muhalefet ayrımı olmaksızın birçok kişi, kurum, kuruluş, örgüt, gösterilmesinden rahatsız oldukları durumda ya da basın mensuplarını kendilerinden hissetmediklerinde bu tür saldırılara başvuruyorlar."
Ancak, Tuncer'e göre, Konya'da yaşanan bir kadın gazeteciyi hedef alan bu olayda ve pek çok benzer örnekte, basın özgürlüğüne saldırıdan öte, Türkiye'deki demokrasi anlayışındaki temel bir eksiklik kendini gösteriyor: "Farklı olana tahammül edememe buradaki esas sorundur."
Gazeteciler olarak kendilerinin de hem demokratik hem de ekonomik taleplerini duyurmak adına örgütlenmede eksiklikleri olduğunu söyleyen Tuncer, "meslek dayanışması ile -bir noktaya kadar da olsa- bu olaylara tepki gösterme şansımız var" diyor.
"Buradaki saldırı bir kadının giyim kuşamından dolayı gerçekleşti. Bu durumda hem özellikle kadın gazeteciler olarak hem de kadın-erkek tüm gazeteciler olarak tepkimizi ifade etmeliyiz." (GS/TK)