Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık olağan Meclis grup toplantısında konuştu. Güncel gelişmeleri değerlendiren Sancar, "İçimizden ya da dışımızdan hiçbir erkek HDP'nin kadın mücadelesini sekteye uğratamayacaktır" dedi.
"Kadın meclisi HDP'nin omurgasıdır"
Geçen hafta, HDP'li milletvekilleri Tuma Çelik v Mensur Işık'ın kadına karşı şiddet ve cinsel saldırı olaylarıyla gündeme geldiklerini hatırlatarak, "Bu tür olaylarla gündeme gelmek elbette bizi sarsar. Saflarımızda bu çirkinliklerin yaşanması elbette bizi utandırır. Ama HDP'nin ilkeleri sağlamdır, değerleri köklüdür. Bu değerlerin bu ilkelerin en güçlü sütunu kadın mücadelesidir. Bu parti kadın mücadelesi ile var olmuş bir partidir. Kadın meclisi HDP'nin omurgasıdır" dedi.
Sancar özetle şöyle konuştu:
"HDP, bu olayın içimizde gerçekleşmesinden elbette utanç duyar ama gereğini yapar. Buradan daha fazla arınarak, değerlerimizi daha da güçlendirerek yürüyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
"Biz kadına karşı saldırıların her türüne karşı durduk bundan sonra da karşı durmaya devam edeceğiz. HDP yıllardır örülen kadın mücadelesini ve kazanımlarını hiçbir gücün ve hiçbir erkeğin yok etmesine izin vermeyecektir. Bunun sözünü bir kez daha sizlere ve bütün halkımıza veriyoruz.
"İçimizde ya da dışımızda..."
"Partide on binlerce kadının emeği var. Bedel ödeyen on binlerce kadının emeği ile parti buraya geldi. İçimizden ya da dışımızdan hiçbir erkek HDP'nin kadın mücadelesini ve birikimini asla sekteye uğratamayacaktır. Her alanda olduğu gibi parti içinde de erkek iktidarı ile ve erkeklik zihniyeti ile mücadelede en büyük gücümüz kadın hareketidir.
"Biz herkesi bu gibi çok önemli konularda daha samimi ve açık ve dürüst davranmaya davet ediyoruz. Bize yapılan eleştirilerin hepsini- saldırıları demiyorum- dikkate alırız ama burada "senin de dibin kara" söylemine sığınacak da değiliz. Ama gerçekler de herkesin gözü önündedir. Kadını nefessiz bırakmayı varoluşunun temeli gören güçler elbette mesele bizim içimizde olunca söz söylesinler ama dönüp aynaya baksınlar. Biz hem içimize hem bütün Türkiye'ye hem de bütün güçlere bu temiz değerlerin aynasını tutmaya devam edeceğiz. Tekrar söz veriyoruz, kimsenin de bundan kuşku duymamasını istiyoruz."
"Suruç Katliamı kanlı dönemin başlangıcı oldu"
"Suruç Katliamı acının coğrafyasında, acının tarihine kapkara bir sayfanın eklenmesi anlamına geliyordu ve yeni bir kanlı dönemin başlangıç noktasını oluşturuyordu. Hafızalarımızı biraz tazeleyelim. IŞİD Suriye'de bütün barbarlığı ile saldırmaya devam ediyordu. En son gözünü Kobanê'ye dikmişti. Kobanê'yi düşürürse Suriye'de önünde bir engel kalmayacağını biliyordu. O nedenle tüm gücüyle harekete geçmişti. Ama Kobanê'de beklemediği bir direnişle karşılaştı. O direnişin sonucunda IŞİD yenildi.
"İktidar, Suruç Katliamı'nı anmak isteyenlere saldırıyor"
"33 genç o hunharca saldırıda paramparça öldürüldüler, yüzlercesi de yaralandı. Suruç Katliamı bir dönüm noktası oldu. Ardından bu sürecin üzerini örtmek için de her türlü yöntem kullanıldı. 20 Temmuz 2015'te önce o güzel çocuklar öldürüldü, sonra da hakikatin üstü örtülmek istendi. Böylece hakikat de katledilmek istendi. Suruç davası bir kara mizah örneğine dönüştü. Bugüne kadar toplam 14 duruşma görüldü. Ama olayı aydınlatmayı ve sorumluları ortaya çıkarmayı öngören herhangi bir gelişme bugüne kadar maalesef yaşanmadı, sağlanmadı.
"Suruç Katliamı'nın sorumlularını ortaya çıkarmak yerine iktidar, Suruç Katliamı'nı anmak isteyenlere, hakikat arayıcılarına, düş yolcularına saldırıyor. Düş yolcularının hayallerini sürdürmek isteyenlere saldırıyor. Ama ne düş yolcularının umutları yok edilebilir ne o miras herhangi bir şekilde kirletilebilir. Biz o mirasın sahipleriyiz, o gençlerin düşlerini emanet aldık ve sözümüz var, o düşleri mutlaka gerçekleştireceğiz."
(AÖ)