Peggielene Bartels, 1953'te Gana'da doğdu. Yirmili yaşlarında Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) giden Bartels, 1997'de vatandaşlığını aldı ve Gana Büyükelçiliği'nde çalışmaya başladı. 2008'de Gana'nın 7 bin nüfuslu Otuam köyünün kralı seçildi. Şu anda Maryland'de yaşıyor ve her sene bir iki ayını Gana'da geçiriyor.
Kral Peggy başlıklı kitap, Peggielene Bartels'in hikayesini ve Gana'da kadın lider olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatıyor.
Konsey toplantısı 6'da bittiğinde güneş sadece yükseliyordu ve dış dünyayı gümüş gibi parlatıyordu. Yaşça büyük olanlar hava daha da ısınmadan önce işlerini halletmek üzere köşelerine çekildiler.
Peggy, evinin arkasındaki kuyudan başlarında su dolu ağır metal kovalarla yolda tek sıra halinde yorgun argın yürüyen çocukları gördü.
Pencereden dışarıya bakarken, Esi teyze Peggy'nin yanına geldi. Peggy, Esi teyzeye 'Ne kadar da yürüdüler?' diye sordu.
"Sadece iki kuyu olduğundan, uzakta yaşayan çocuklar yaklaşık yarım saat yürümek zorunda kalıyorlar."
Peggy, usulca "Tek bir kova için bir saat" dedi.
"Ve bazı çocuklar okuldan önce ve sonra günde altı saat yürüyerek iki ya da üç yolculuk yapıyor."
"En azından su temiz mi bari?"
Esi teyze yakasını silkti. "Suyu göletten çekersen temiz değil. Borular ilk kez 1977'de kırıldığında bu sarımsı-kahverengi suyu bütün köy kullanmak zorunda kaldı. Fakat yerel yönetim temsilcileri kısa bir süre sonra temiz su temin edilmesi için iki baraj inşa etti. Böylece bir kova su sadece birkaç kuruşa mal edilir hale geldi."
Peggy kaşlarını çatarak, "Temiz su için para mı ödeniyor?"
Esi teyze başını sallayarak pompaların çok sık bozulduğunu, paranın tamirat için kullanıldığını söyledi.
"Öyleyse parası olmayanlar bu sarımsı-kahverengi suyu mu içiyor?"
Su tanrıçaları
Esi teyze yine başını sallayarak "Buna rağmen hastalanmadılar" dedi. Yüzlerce yıl önce İngilizler borulu su sistemini getirmeden önce, Otuam halkı sularını gölden getirirdi. Halk, Göl Tanrıçasının göl suyunu temiz ve sağlıklı tuttuğuna inanıyor."
Peggy, derin bir nefes aldı. Otuam halkının inandığı 77 tanrı ve tanrıçadan birinin gölü korumaya adandığı açıktı. Ama öyle bile olsa hiçbir Amerikalı Kral halkının o iğrenç suyu içmesne izin veremezdi. Bunun yanı sıra doğa tanrıları ve tanrıçalarının bazen hiçbir uyarıda bulunmadan eski mekanlarını terkettiği biliniyordu.
Eğer tanrıçalar habersizce giderse, bu içme suyu hasta edebilir, hatta öldürebilirdi. Peggy, çocukların kuyuya daha fazla gitmelerini, ücretsiz boru sistemleri inşa etmelerini ve boruları tamir etmelerini sağlayabilirdi. Ama tüm bunları nasıl karşılayacaktı?
Esi Teyze yıpranmış ellerini Peggy'nin omzuna koydu. "Su sorununu daha sonra düzelteceksin" dedi. "Yuvasını yaparken her dalı tek tek yerleştiren serçeyi hatırla. Şimdi kahvaltıya gidiyoruz ve burada size ilk kraliyet görgü dersini vereceğiz. Ganalı bir kral için uygunsuz bir şey yaparak halkını rezil etmek istemezsin."
"Kral"a tavsiyeler
Kahvaltıdan sonra teyzeler, Peggy'ye nasıl görkemli bir şekilde yürüneceğini öğretti. "Bir kral asla telaş veya acelesi olduğunu göstermemeli" dediler. Herkes bir kral için bekliyordu. Etrafta küçük bir tavuk gibi koşuşturmak olmazdı.
Esi teyze omuzları geride, yüksek bir tempoyla koridorda başı dik bir şekilde dolaştı. "İşte böyle. Sen çok fazla salınıyorsun ve hızlı yürüyorsun."
Peggy, "Eğer ABD'de bu kadar yavaş yürürsem araba çarpar" dedi. "Kimse karşıya geçmem için beklemez. Bana çarparlar ve gidecekleri yere gecikmemek için basıp giderler."
Esi teyze gülümsedi. "Otuam'da sadece birkaç tane araba var ve hiçbiri krallarını ezip geçmez. Şimdi tekrar dene, yavaşça."
Peggy içini çekti. Teyze "Bu gülümsemede bir ipucu var" dedi. "Omuzlar rahat. Kafa yüksekte. Doğrul. Yavaş, düz ve kararlı adımlar."
Peggy, podyumda yürümek için eğitim alan bir model gibi ileri geri yürümeye başladı.
Birisi "Çok hızlı!" diye bağırdı.
"Çeneni yukarı kaldır" dedi bir diğeri.
"Kaşların çatık" dedi Esi Teyze, "Toplum içinde kaşlarını çatma."
"Kaşlarını çatma mı?" diye sordu Peggy, "Peki hoşuma gitmeyen bir şey görünce ne yapacağım?"
"Kaşlarını çatma" diye tekrarladı Esi teyze. "Hoşuna gitmeyen şeyi kafana yazar, bu sorunla daha sonra ilgilenirsin."
"Ve toplum içinde yiyip içemezsin. Böyle şeyler bir kral için çok yakışıksız olur. Ayrıca eğer kalabalığın içinde seni izleyen bir cadı varsa yediklerinden dolayı boğularak ölmeni sağlayabilir."
"Son olarak, bir kral toplum içinde tartışamazsın."
Peggy gözlerini kocaman açarak "Tartışmak mı" diye sordu.
Kuzeni Comfort araya girerek "Çocukluğundan beri ne zaman biri yanlış bir şey yapsa bunun peşini bırakmadığını biliyoruz. Bir haksızlık gördüğünde çenesini bir kemiğe kilitlemiş çoban köpeği gibi oluyorsun. Ama bir kral olarak böyle sorunlarla krallık konseyinde uğraşman bekleniyor, sokağa çıkıp süpürgenle insanları dövmen değil," dedi.
Teyzeler gülüşmeye başladı.
"Eğer tacı takıyorsan ve nezaketsiz bir şey söyleyeceksen, önce tacını çıkarman gerekir. Yoksa halkına saygısızlık yapmış olursun." (ÇD/ÇT)
* Kral Peggy kitabının bu bölümünü womenenews.org sitesinden Çağdaş Duman Türkçe'ye çevirdi. Otuam köyünde ilk defa bir kadın lider seçildi ve bunun için dişil bir kelimeleri olmadığı için Peggy "kral" olarak anılıyor.