“İç güvenlikten biz kadınların anladığı, hak ve özgürlüklerin kullanılabildiği, sınırlandırılmadığı ve hukuki güvenceye kavuşturulduğu özgür ve demokratik bir ortamda yaşamak, eşit olmak, kadın olmaktan dolayı bu güvenlikten yoksun bırakılmamak ve güvencesiz kalmamaktır.”
Kadın Koalisyonu, Meclis’te görüşülen İç Güvenlik Paketi’ni değerlendirdiği yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yasa tasarısının hem Anayasa hem de uluslararası insan hakları sözleşmelerinin bütününe aykırı ve insan haklarına dayalı katılımcı bir demokrasinin gerçekleşmesine yönelik beklentileri bütünüyle ortadan kaldırıcı bir nitelikte olduğunu vurguladı.
Bağımsız kadın örgütlerini çatısı altında toplayan Kadın Koasliyonu, İç Güvenlik Paketi’nin Türkiye’nin de totaliter bir sisteme doğru gerilemesinin en büyük adımlarından biri olduğunu söyledi.
Kadınlar, iç güvenliğin sağlanması için yapılması gerekenin “bu yasa tasarısında önerilenlerin tam tersine, Türkiye’de kadınların her gün evlerinde, sokakta öldürülmesinin önüne geçecek, çocukların ölmesini engelleyecek, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği farklı olanların uğradıkları, başta yaşam hakkı olmak üzere tüm hak ihlallerini ortadan kaldıracak, ayrımcılıktan arındırılmış, katılımcı, demokratik bir düzende sağlanması gereken özgürlükleri güçlendirecek tedbirleri almak” olduğunu ifade etti.
Bu tasarının asli işi özgürlükleri ve insan haklarını korumak ve geliştirmek olan devletin, insan hakları sözleşmeleri ve Anayasada belirlenen temel hakları gasp etmesini meşrulaştırdığını belirten Kadın Koalisyonu, şu noktalara dikkat çekti:
“Bu yasa tasarısı ile:
* Polisin ve idarenin, her an, yaşamın her alanına kontrolsüz biçimde nüfuz etme yetkisiyle donatıldığı yeni bir aşamaya geçiliyor.
* Yargı yetkisi idare ve kolluğa devredilerek, arama yapma ve keyfi biçimde kayıt dışı alıkoyma yetkisi meşrulaştırılıyor, şiddet, işkence ve kötü muameleye karşı bireyler korumasız ve güvencesiz hale getiriliyor.
* İdarenin ve polisin haksız ve hukuk dışı uygulamalarının yargısal denetimi ortadan kaldırılıyor, adil yargılanma ilkeleri, mağdurlar bakımından adalete erişim hakkı yok ediliyor.
* Mecburi ve önleyici tutuklama uygulaması ile kişi güvenliği ve özgürlüğü, protesto hakkı, ifade ve gösteri özgürlüğü ortadan kaldırılıyor.
“Böylece bu tasarı ile bugüne kadar devletin doğrudan ya da göz yummasıyla uğradıkları şiddet karşısında, zaten korumasız ve güvencesiz durumda olan kadınların, cinsel yönelimi, cinsel kimliği farklı bireylerin ve çocukların mevcut güvenlik zeminleri dahi tümüyle ortadan kaldırılıyor.” (ÇT)