HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Parlamento Kadın Grubu Toplantısında konuştu.
Bu hafta, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü haftası nedeniyle kadın grubunu topladıklarını belirten Buldan konuşmasına önceki gün hayatını kaybeden tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter’in ailesine ve tüm tiyatro camiasına başsağlığı dileyerek başladı.
Meclis çatısı altında ilk kez HDP’li kadınların bir kadın grubu oluşturduğunu söyleyen Buldan, “Meclis'teki kadın temsiliyetimiz yüzde 44’tür. Hedefimiz yüzde 50 hatta daha fazlası. Yakında yüzde 50'yi de aşacağız” diye konuştu.
Parlamento Kadın Grup Toplantısı’na, Nafaka Hakkı Kadın Platformu’ndan Funda Ekin Sümer, Roza Kadın Derneği’nden Adalet Kaya ve Ankara Kadın Platformu’ndan Nevin Kızılöz de katılarak toplumsal cinsiyet ayrımcılığına karşı kadın dayanışmasını yükseltmenin önemine dikkat çektiler.
“Toplu bir kadın katliamıyla karşı karşıyayız”
Tutuklu kadın siyasetçileri de selamlayan Buldan konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Ne yazık ki kadına yönelik şiddetin dünya ölçeğinde en yüksek düzeylerde yaşandığı bir ülke gerçekliğine sahibiz. Toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal adalet, şeffaflık, demokrasi ve hukuk devleti hedefi olmayan AKP-MHP iktidarı yaşamın her alanında şiddet üretmekte, şiddeti beslemektedir.
“Kadınlar, depremde, kazada, savaşta ölmedi. Göz göre göre sokak ortasında, devletin, polisin, yargının, siyasetin, Meclis’in gözleri önünde işlenen cinayette katledildiler. Artık tekil cinayetleri aşan toplu bir kadın katliamıyla karşı karşıyayız.
“İktidar nafaka hakkına göz dikmiş durumda”
“Hal böyleyken AKP hükümeti, şiddeti önleyeceğine kadınları şiddete karşı koruyan yaptırım ve tedbirleri kapsayan İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldırmanın yolunu aramaktadır. Yani istiyorlar ki daha fazla şiddet olsun, kadınlar korumasız kalsın.
“İktidar kadın yoksulluğu korkunç boyutlardayken, kadın işsizliği yüzde 40’lardayken kadınların nafaka hakkına da göz dikmiş durumda. Onlara şunu söylemek istiyorum: Kadınların hiçbir kazanımını sizin insafınıza teslim etmeyeceğiz!”
“Suç işlemeyi hak görüyor çünkü ceza almayacağını biliyor”
“Taciz, tecavüz ve şiddet Türkiye’de yargı tarafından görmezden gelinmekte, failler açıkça korunmaktadır. Nadira Kadirova ve Şule Çet başta olmak üzere birçok kadın cinayeti davasında yargının faili koruyan tutumu açıkça görülmektedir. Rabia Naz davasında da aynı şekilde gerçekler karartılmaya çalışılmaktadır.
“Hele bir de fail polis, asker, özel tim, korucuysa... Devletin gücünü arkasına alan, devletin silahını beline takan erkek; kadına yönelik her türlü suçu işlemeyi kendisinde hak görüyor.
“Çünkü ceza almayacağını biliyor, sırtını erkek yargıya dayadığını biliyor. Çünkü kendisinden öncekiler hiç ceza almamış, bunun rahatlığıyla kadına yönelik her türlü suçu işliyor. En son Bingöl, Mardin ve Dersim’de kamu görevlileri tarafından kadınlara yönelik olarak işlenen suçlarda görüldüğü gibi...
“Fail öldürüyor, cinsel istismarda bulunuyor, yargı koruyor, iktidar şiddet kültürüne sahip çıkıyor. Kadınlara karşı adeta faillerin korunduğu bir adaletsizlik üçgeni kurulmuştur.”
“Yaşama, refaha, kadına ayrılan pay yok”
“Kadına yönelik şiddetin bir diğer ayağı da ekonomik şiddettir. Biliyorsunuz Meclis’te bütçe görüşmeleri devam ediyor. Erkekler oturmuş bütçe yapıyor. Bu bütçe, planlamasından, hazırlanmasına ve içeriğine kadar tamamen savaş bütçesidir, erkek bütçesidir.
“Ne yaşama, ne refaha, ne de kadına ayrılan bir pay vardır. Tam tersine cinsiyetler arası eşitsizliği derinleştirecek faaliyetlere bütçe ayrıldığına tanık olmaktayız.”
“Güvencesiz ve kayıt dışı çalışma çok yaygın”
“Kadın işsiz sayısındaki artış, erkeklere kıyasla çok daha fazladır. Okuryazar olmayanlar dışında (okuryazar olmayan her 100 kadından 70’i tarımda çalışmaktadır) kalan tüm eğitim seviyelerinde kadın işsizliği erkek işsizliğinden daha yüksektir.
“İşsizliğin yanı sıra güvencesiz ve kayıt dışı çalışma çok daha yaygın bir hal almaktadır. Özellikle ülkemizde bulunan göçmen kadınların güvencesiz ve zor şartlarda çalıştığı da bir gerçektir.
“Kadın istihdamını artırmak ve kadın yoksulluğuna karşı politikalar geliştirmek, kadınların bağımsız biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleri ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için büyük önem taşımaktadır.” (AS)