Ateş'in bu kararına kadın hakları savunucularının yanı sıra politikacılar da tepki gösterdi.
Ateş göçmenlerin haklarını koruyor
Ateş Almanya'da tanınmış bir avukat. Genç bir kadınken ailesinin baskılarına karşı çıkan, daha sonra da yaşadıklarını anlattığı kitabı ile tanınan Ateş, avukat olarak da özellikle göçmen kadınların haklarını korumaya başlamıştı. Ancak, sorunları çekinmeden dile getirmesi ve cesareti çeşitli tepkilere yol açtı.
1984 yılında aşırı sağcı bir Türk göçmenin saldırısından kıl payı kurtulan Ateş, geçen hafta da mahkeme kapısında bir müvekkilinin eşinin saldırısına maruz kaldı.
"Şiddete uğradım, kimse yardım etmedi"
Üzerindeki baskılar ve bu son saldırının etkisiyle Ateş, aynı zamanda manevi baskıları kaldıramadığını söyleyerek mesleğini bırakmaya karar verdi.
Avukatlık beratını geri verdiğini açıklayan Ateş, kararının gerekçesini şöyle anlattı:
"Son iki yılda hemen hemen sadece aile hukuku konusunda çalıştım ve şiddete uğramış göçmen kadınları savundum. Son davalardan birinde, ben ve müvekkilim şiddet uygulayan eşin saldırısına maruz kaldık, canımızı zor kurtardık. Hiç kimse bize yardım etmedi, bu tür olayları sık sık yaşıyorum."
Ayrıca sözlü saldırılara da uğradığını söyleyen Ateş, "Telefondaki tehditler soruşturma için yeterli olmuyor, delil olarak kullanamıyorsunuz. Sonunda düşündüm mesleğimi bırakmaya karar verdim, ama bu kadınların haklarını savunmaktan vazgeçtiğim anlamına gelmiyor" diye sözlerini sürdürüyor.
HDBP'li Süsmuth: Koruma verilsin
Berlinli Avukat Ateş aldığı tehditlerden dolayı polisten koruma istemiş, ancak, yanıt alamamıştı. Şimdi Ateş'in aktif avukatlık görevinden çekildiğini açıklamasından sonra eski Parlamento Başkanı Hıristiyan Demokrat Birlik Partili politikacı Rita Süssmuth da Ateş'e koruma verilmesini talep etti.
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Göç ve Uyum Bakanı Armin Laschet ise Ateş'in verdiği karardan üzüntü duyduğunu dile getirdi.
"Göçmen ailelerde kadın hakları tabuydu"
Laschet, "Ateş'e ve çalışmalarına çok değer veriyorum, her zaman sorunlu konulara ayrıntılı yaklaşımları olmuştur. Ne yazık ki geçmişte özellikle göçmen ailelerde kadın hakları tabu idi. Kadınlara yönelik şiddet hasır altı edildi" dedi. Laschet'in sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllardır yaşanmasına rağmen, ancak şimdi namus cinayetlerini konuşabiliyoruz. Bunu dile getirenlerden biri Seyran Ateş oldu. Bunun İslam'la ilgisi yok, tamamen ataerkil yapıya bağlı bir sorun. Umarım Ateş, kadın hakları konusundaki çalışmalarını devam ettirir. Biz de bakanlık olarak önümüzdeki yıl kadın hakları konusunda bir kampanya başlatacağız."
SDP'li Akgün: Şiddet her yerde var
Sosyal Demokrat Parti'den (SDP) Türkiye kökenli milletvekili Lale Akgün ise şiddete karşı mücadele eden herkesin tehditlere maruz kaldığını hatırlattı.
Akgün, "Seyran Ateş'in mesleğini bırakmasına üzüldüm, ama kadın haklarının savunulduğu her yerde şiddet mevcut. Sosyal alanda kadın sığınma evlerinde çalışan kadın ve erkekler, hemen herkes bu tür tehditlere maruz kalıyor. Özellikle erkekler bunu kabul edemiyorlar" dedi.(AT/AD)