Ülkenin aşırı muhafazakarların yaşadığı kuzeybatı bölgesinde AVRAT adlı (Aurat Foundation's Resource Centre) kuruluşta yöneticilik yapmakta olan Zübeyde Begüm'ün evine, kimliği belirsiz kişilerce saldırı düzenlendi.
Köktendinciler tarafından saldırıya uğradıkları sanılan Begüm ve kızı Shamaila'yı öldürenlerin kimliği henüz belli olmadı. Evde rastgele ateş açan saldırganlar, anne Zübeyde Begüm'ü öldürürlerken, 19 yaşındaki kızı Shamaila'yı da ağır yaraladılar. Shamaila'nın da, dört gün komada kaldıktan sonra öldüğü bildirildi.
Pakistanlı köktendinci gruplar daha önce de, "Kadınlarımız eve aittir. Müstehcenliğe izin vermeyeceğiz" diyerek kadın hakları örgütü RAWA 'nın etkinliğine son vermemesi halinde, bombalanacağını duyurmuştu.
Pakistan Parlamenter İnsanlar Partisi (PPPP) lideri Muhammed Rashid, saldırıyı kınayarak, yetkilileri göreve çağırdı.
Taliban etkisi
Afganistan'daki Taliban yöneticileri ile yakın ilişkileri olan Pakistanlı kökten dinciler, camilerde vaaz veren hocalardan da büyük destek alıyor. Vaazlarda STK'ların "siyonistler tarafından finanse edilen ve kadınları evlerinden çıkartarak mahvetmek isteyen Batılı ajanlar oldukları" dile getiriliyor.
Pakistan, 1977'den bu yana demokrasi ve insan hakları kavramlarının büyük ölçüde aşındırıldığı bir İslamlaştırma süreci yaşıyor.
1998'de ise yönetim, zaten bir İslam cumhuriyeti olan Pakistan'ı -kadın örgütlerinin yorumuna göre- Taliban yönetimindeki Afganistan'a çevirecek bir anayasa değişikliği girişiminde bulunmuştu.
*Bu değişiklikle Kuran ve Sünnet'in ülkedeki en üstün yasa olması;
*Federal hükümetin şeriatı güçlendirecek yeni adımlar atması;
*İslam ülkeleri ile uyum içinde "doğruyu tanımlayıp yanlışı yasaklaması";
*Her düzeydeki yozlaşmayı yok edip "toplumsal adaleti sağlaması",
amaçlanıyordu.
Pakistan'daki kadın örgütleri bu değişikliği, "Bir toplumsal ve siyasal felaket reçetesi" olarak nitelemiş ve ülkede yerleştirip geliştirmeye çalıştıkları kadın haklarının sonu olarak görmüştü. (AD)