Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın pandemi döneminde artan erkek şiddetini “tolere edilebilir" düzeyde bulmasına tepki gösterdi.
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çetelelerinin tamamı
Bakan ne söyledi?NOT 1: 2020-2021 dönemi ülke geneli aile içi şiddet kayıt formu sayılarına bakıyoruz. Tabii, 2020 beraberinde bir akut dönemi de ifade ediyor yani pandemi sebebiyle oluşan ve alışkanlıkları bir anlamda değiştiren, şiddeti oransal olarak değilse bile şiddetin yoğunluğu itibarıyla biraz daha artıran bir dönemden bahsediyoruz. Nitekim, tabloya baktığınızda da mesela, Ocak 2020 itibarıyla 19.582 olan sayı, şubat ve martta bir parça hani tolere edilebilir sayılarda artarken Nisan 2020’de bir düşüş, ciddi bir düşüş gösteriyor, sonra tekrar artmaya başladığını görüyoruz. Bu da pandeminin etkilerinin yani nisanda ilk elde pandemiyle karşılamanın getirdiği bir şaşkınlık ve nasıl diyelim, belki hayata tutunma çabası “survive” duygusu devam ederken sonrasında o stresin oluşturduğu ciddi bir yükselmeyi görüyoruz ve daha sonra tekrar Ocak 2020’de başladığı veya Şubat 2020’de pandemi öncesine doğru ilerlediğini görüyoruz. NOT 2: Bakan Yanık, Türkiye'de herhangi bir tedbir kararı bulunmadan gerçekleşen kadın cinayeti sayısının 2020'de 235, 2021 Nisan sonu itibarıyla ise 85 olduğunu bildirdi. Tedbir kararı bulunmasına rağmen cinayete maruz kalan kadın sayısının 2020 yılında 32, 2021 Nisan itibarıyla 10 olduğunu anlatan Yanık, "2020'de, mücadelenin çok yoğunlaştığını, KADES, ALO 183 gibi doğrudan mağdurların kullanabilecekleri enstrümanların artmasıyla beraber sayıda da yüzde 21 oranında azalışı görüyoruz." dedi. |
TIKLAYIN - Tutanakların tamamını okuyun
“İktidarın kadın politikası siyaset çıkmazlarında”
Güllü şöyle seslendi:
“İstanbul sözleşmesinden imza çektiğimiz şu günlerde hala şiddeti tanımlamaya yönelik laf kalabalığı olarak gördüğümüz bir sunum yapmış Sayın Aile bakanı.
“Şiddet oranları için tolere edilebilir demiş. Sokaktaki çocuğun bile şiddet tanımını yapabildiği ve daha önce bunun gibi 2 komisyonun kurulduğu parlamentoda çözüme yönelik bir komisyon değil gündem değişme olduğunu beklediğimiz icin kendisinden başka bir beklentimiz de yoktu zaten.
Biz kurum olarak bu komisyona davet aldık ama yaptığımız işe olan saygımızdan kabul etmedik Çünkü 10 yıldır bu iktidara yapılması gerekenleri anlatmış raporlaştırmış bir kurum olarak bizleri dinlemediğini bilerek tekrardan emek ve zamanımızı harcamak istemiyoruz.
“İktidarın kadın politikası siyaset çıkmazlarında. Bu sunuma baktığımızda göremediğimiz bazı detayları aşağıya çıkardık. Erken yaş evliliği için af konuşmayı ve TCK 103 tartışması bitirilmeli
“Kadına Şiddet konusunda en son 2015 yılında yapılmış araştırma yapılmış. Bu yüzden Araştırma acilen yapılmalı. 2006 yılındaki önleyiciliği kapsayan 2006 Başbakanlık genelgesi ruhuna geri dönülerek reçete uygulanmalı.
“İstanbul sözleşmesi 1 Temmuz 2021 tarihine kadar geçerli Ama bakan yok hükmünde görüyor. Sözleşmeyi görmeyen bakanda yok hükmündedir.
“ALO 183 hattını rölantiye alıp KADES üzerine yoğunlaşmak Kadın yoksulluğunu görmezden gelmektir. Kadınlar ekmek almaya para bulamazken akıllı telefonları nereden bulacaklar.
“Kadın yoksulluğunu gidermek adına şiddet mağduru kadınlar için eylem yok bu sunumda. Veri Bankası detaylı şekilde hayata geçmeli Veri analizleri ile önleyici tedbirler uygulanmalı
“Sığınak sayısı arttırılmalı. Kurumsal Kapasite güçlenmeli. Kadına Yönelik Şiddetin önlenmesi için hazırlanan Dördüncü Ulusal Eylem Planı BM CEDAW ve İstanbul sözleşmesini dayanak olarak görmemektedir.
“Dünyada kadına şiddet oranlarında Kenya’dan sonra gelmek ise çok ama çok acı. Bunlar konuşulmalıyken tolore etmeye takılmamızı istiyorlar. Biz istismar yapanların tutuksuz yargılandığı, kadin cinayetlerinin göz göre göre geldiği ve kadına şiddet mağdurlarının kolluktan geri dönmesini tolere edemeyiz.”
(EMK)