Türkiye'deki belediyelerde daha çok erkek yapılanması olduğuna işaret eden Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, "Bugüne kadar 'Herkes belediye başkanı olabilir' gibi bir anlayışın hakim olduğu görünse de aslında 'sadece erkeklerin belediye başkanı olma' durumu söz konusu oldu. Ama kadın belediyeciliğinde, erkek zihniyetiyle kalıplaşmış tüm bu kültürler değişiyor" dedi.
BDP'li kadın Belediye Başkanları örnek çalışmalar yürüterek, kadın emeğini ve kadın yöneticiliğini yaşamda görünür kılmaya çalıştılar. Nusaybin Belediye Başkanı Gökkan, kadın çalışmaları ile kadın belediyecilik anlayışının bölgede ve özelde de Nusaybin'de yarattığı değişiklikleri paylaştı.
Türkiye'de 2 bin 903 belediye bulunuyor. 26 kadın belediye başkanından; 2'si il, 17'si ilçe, 7'si belde belediye başkanı. 32 bin 390 il genel meclis üyesinden de sadece 478'i kadın. Bu sayının içinde 170'i BDP'li. Türkiye'de 26 kadın belediye başkanından 14'ü de BDP'li.
Bağlar Yuksel Baran, Bismil Cemile Eminoğlu, Eğil Petek Çapanoğlu, Lice Fikriye Aytin, Yüksekova Ruken Yetişkin, Bostaniçi Nezahat Ergüneş, Uludere Şükran Sincar, Doğu Beyazit Canan Can Korkmaz, Varto Gulşen Deger, Derik Çaglar Demirel, Nusaybin Ayşe Gokkan, Yeşilalan Gülbeyaz Güneş, Dersim Edibe Şahin ve Viranşehir Leyla Guven BDP'li kadın Belediye Başkankanları olarak belediyecilikte de kadın emeğini, hem yöneticilikte hem yaşamda görünür kılmaya çalıştılar.
BDP'li kadın Belediye Başkanları Demokratik Ekolojik Cinsiyet Özgürlükçü Paradigma temelinde hareket ederek, "Demokrasiyi kadınlar geliştirir, kadınsız demokrasi olmaz" şiarıyla özellikle bölgede son üç yıl içinde 23 kadın kurumu açtı. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan kadın belediyecilik anlayışının Bölge'de ve özelde de Nusaybin'de yarattığı değişiklikleri JINHA'yla paylaştı.
Kadınların, Nusaybin'de ciddi politik bir misyon kazanmış olduğunun altını çizen Gökkan, kadının kadından aldığı gücün büyük bir sinerji ile topluma ivme kazandırdığını söyledi. "Kürdistan'da kadınlar, kapitalizmin yarattığı iş kollarına göre ayrılmıyor" diyen Gökkan, "Kadın, iktisadi yaşamda erkekten çok ayrı değil. Tarımcılık ve hayvancılık, kadının ve erkeğin ortak bir üretim gerçekleştirdiği alanlardır. Bölgede erkek çoban kadın berivandır. Böylesi bir bölgede kadın ile erkeğin birlikte yöneticilik yapması da o yüzden çok zorlamıyor" diye konuştu.
"Kadın emeğini görünür kılmaya dönük stratejiler belirleniyor"
Demokratik Özgür Kadın Örgütlenmesi'nde, "Nasıl bir irade olup erkekten bağımsız bir yaşam öreceğiz" sorusuna en güzel cevap olabilecek kurumların başında belediyelerin geldiğini dile getiren Gökkan, bölgede kadın mücadelesinin bilinmesinden dolayı kadın belediyeciliğinin de halkın garipsediği bir durum olmadığını kaydetti.
Gökkan, yaklaşık 50 yıl önce Nusaybin'de üç tane kadın muhtarın olduğuna dikkat çekerken, Apê Musa'yı (Musa Anter) da anarak onunda annesinin bir muhtar olduğunu söyledi. Apê Musa'nın bilinip de annesinin bilinmemesinin, kadının verdiği emeklerin görünmez olduğunun resmi olduğunu vurgulayan Gökkan, "Belediyecilikte de kadın emeğini, hem yöneticilikte hem yaşamda görünür kılmaya dönük bir strateji belirleniyor" dedi.
"Kadın yöneticiliği, otorite algısına dayanmaz"
Kadın yöneticiliğinde otorite algısının olmadığının altını çizen Gökkan, "Kadın, kendi sorunlarını kendisi gelip ifade edebiliyor. Erkek, üst otorite bildiği bir erkeğin karşısında kendini ifade edemezken, karşısındaki bir kadın olunca daha rahat anlaşılacağını düşünüyor. Doğal olarak, kentin sorunlarını kadın belediyeciliğinde ifade etmek daha da kolaylaşıyor. Kadın yönetiminde bürokrasi, elit duruş, resmi makam otoritesi oluşturulmuyor" dedi.
Kadın belediyeciliği ile kadının yaşamda aktif rol aldığını dile getiren Gökkan, Nusaybin'de açılmış olan kurslarda yer alan kursiyerlerin genelinin kadın olduğuna dikkat çekti. Kadınların iş sahalarındaki yerlerinin her geçen gün genişlediğini ifade eden Gökkan, "Eğitim destek evinde çoğunlukla kadınlar var. Bir şehir plancısının, inşaat teknikerinin kadın olabileceği düşünülmez. Çünkü bu sahalar, erkeğin iş kolları olarak bilinir. Fakat bu meslekleri yapanların kadın olması demek, bu mesleklerin sadece erkeğe tapulu meslekler olmadığının da kanıtıdır. Kadın belediyeciliğinde, erkek zihniyetiyle kalıplaşmış tüm bu kültürler değişmiş oluyor" dedi.
"Tüm cinsiyetçi rolleri reddettik"
Belediye çalışanlarının, kadın bakış açısıyla kadın kurulunu oluşturmalarının önemine vurgu yapan Gökkan, kadının belediye sorunlarını tartışırken cinsiyetçi bakışa daha eleştirel yaklaşabildiğini, Nusaybin Belediyesi'nde cinsiyetçi rollere karşı yürütülen mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi.
"Tüm kadınlar, bir kadın kurulu oluşturuyor. Zabıtaya, tekniğe, basına kadın bakıyor. Bunlar, kadın belediyeciliğinde bir strateji olarak sürdürülüyor. Genelde kadınları büroda sekreter gibi oturturlar. Biz, tüm cinsiyetçi roller değiştiriyoruz."
"Stratejimiz, bir sinerji gibi toplumda yayılıyor"
Gökkan, Nusaybin'deki en büyük değişikliğin, Nusaybin'in kadın kenti olması ve kadın kotası uygulama stratejisinin toplumun tamamını etkilemesi olduğuna işaret etti. Uyguladıkları stratejinin bir sinerji gibi topluma yayıldığına değinen Gökkan, şunları ifade etti:
"BDP hariç, hiçbir partinin tüzüğünde kadın kotasını göremezsiniz. Bu tür stratejilerin kadın belediyeciliğine katkılarını, yapılan çalışmalarda görüyoruz. Kadın gücüyle ayakta kalmasından kaynaklı, kadın daha cesaretli oluyor. Sosyal alanlarda, yaşam alanlarında, eğitim alanında kadın belediyeciliği daha çok önem kazanıyor."
"Biz yaptığımız bütün sözleşmelerde deriz ki; 'Kadına şiddet uygulanmışsa, o sözleşme fes edilir. Örneğin, bir yer kiralanırken sözleşme maddelerimizden biri sözleşme sahibi, kadına şiddet uyguladığında sözleşme direk fes edilir' şeklindedir. Belediyecilik, çok geniş bir alan. Bizlerin belediyecilik anlayışı, dört temel ilkeye dayanır: Demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü ve katılımcı belediyecilik." (HA/GK/LA/AS)