"Kadın Bakış Açısından Türk Ceza Kanunu" adıyla hazırlanan alternatif yasa tasarında, "cinsel hak ve özgürlüklerin korunması ve kadına karşı ayrımcılığın engellenmesi için yapılması gereken değişiklikler" anlatıldı.
TCK Kadın Çalışma Grubu, gündemdeki tasarıyı tartışmak için de, 23 Mayıs Cuma günü saat 11.00'da Taksim Hill Otel'de bir basın toplantısı düzenleyecek.
Anıl: Tasarı, kadını birey olarak algılamıyor
Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı'ndan Ela Anıl, alternatif TCK tasarısı hakkında Bianet'in sorularını yanıtladı.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) meclise sunduğu TCK tasarısının, "kadını birey olarak algılamadığını, kadın üzerinden topluma ve aileye tasarruf yetkisi verdiğini" belirten Anıl, şunları söyledi:
*Meclise sunulan TCK tasarısı, tamamen "ataerkil bakış açısının" bir ürünüdür. AKP,iktidara gelmeden önce sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapacağını söylemişti. Ancak bu tasarıyı hazırlarken, bu konuda yıllardır çalışmalar yürüten kadın sivil toplum örgütleri komisyona alınmadı.
*Yaptığımız görüşmelerde, tasarının yaz döneminden önce meclise gelmeyeceği söylenmişti. Ancak TCK tasarısı da, diğer tasarılar gibi hızla yasalaştırılmak isteniyor.
"Tasarı, uluslararası sözleşmelere aykırı"
*AKP, 57. hükümet döneminde geçici Adalet Bakanı Aysel Çelik'in TCK tasarısında yaptığı bazı olumlu değişiklikleri de tasarıdan çıkardı. Yeni TCK tasarısı, yürürlükteki TCK'nin bir adım ilerisine gidemiyor.
*İç hukukun, uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesi gerekir. Oysa tasarı hazırlanırken, Türkiye'nin altına imza koyduğu anlaşmalar dikkate alınmamıştır. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) bunlardan biridir...
*Tasarı bu haliyle yasalaşırsa, hem uluslar arası sözleşmeler ihlal edilmiş olacaktır, hem de milyonlarca kadının maruz kaldığı insan hakları ihlalleri, yasa eliyle teşvik edilecektir.
Türkmen: Kadına karşı ayrımcılık destekleniyor
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Özlem Türkmen de, dün (Salı) yaptığı basın açıklamasında "TCK'da yapılan yeni düzenlemelerin kadına karşı ayrımcılığı desteklediğini ve kadınları mağdur etmeyi sürdürdüğünü" belirtti.
Bu konuda tepkilerini dile getiren kadın örgütlerini desteklediklerini açıklayan Türkmen, şunları söyledi:
*Tasarı, cinsel suçları cezalandırmakta son derece yetersiz olup toplumsal cinsiyet bakış açısından yoksundur.
*Bu şekliyle bu tasarı, aile ve toplum namusunu kadın bedenine dayandıran ve birçok suça yol açan anlayışı koruma altına almaktadır. Bu durum, Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmeleri ihlal etmektedir.
*Tasarının, toplumsal cinsiyet ayrımını gözeten, cinsel suçları önleyen ve mağdurlarını koruyan bir mantıkla uluslar arası hukuka uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekir."
"Kadın Bakış Açısından TCK"
TCK Kadın Çalışma Grubu; İzmir Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, İzmir Barosu Kadın Komisyonu, İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, Diyarbakır Barosu Kadın Komisyonu, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı, Cumhuriyet Kadınları Derneği, İstanbul Valiliği İnsan Hakları Masası ve İstanbul Valiliği Kadının Statüsü Birimi'nden oluşuyor
Kadın Çalışma Grubu, "cinsel suçların, namus cinayetlerinin, zorla evlendirmelerin ve bekaret kontrollerinin temel mağdurlarının kadınlar olduğu gerçeğinden" yola çıktı.
Grup, yürürlükteki TCK'yi, gündemdeki tasarıları ve Avrupa ülkelerinin ceza kanunlarını inceleyerek, TCK reformunda cinsiyetçiliğin önüne geçilmesi için yapılması gereken değişiklikleri "Kadın Bakış Açısından TCK" başlığı altında bir araya getirdi.
Kadın Çalışma Grubunun talepleri
Alternatif tasarıda dile getirilen talepler şöyle:
*Cinsel suçlar "topluma karşı" değil, "kişilere karşı" işlenen suçlardır.
*Tecavüz, taciz, cinsel istismar gibi suçlar sadece ve sadece kişilerin "cinsel bütünlüğüne" karşı işlenen suçlardır. Tasarıda yer alan "edep töreleri" kavramının evrensel hukukta yeri yoktur.
*Evlilik tecavüzü meşru kılmaz. Evlilik içi tecavüz TCK'da açıkça suç olarak düzenlenmelidir. Tecavüz kapsamı genişletilmeli ve tecavüz suçunun takibi şikayete bağlı olmamalıdır.
*Kadınları, tecavüzcüleri ve kendilerini kaçıranlarla evlenmek zorunda bırakmak tecavüzcüyü korumak ve ömür boyu tecavüzü meşrulaştırmaktır.
*Namus cinayetlerinin önüne geçilmesi için tıpkı kan gütme saikiyle işlenen cinayetlerde olduğu gibi, "ağırlaştırıcı hal" olarak alınmalıdır.
*Tasarıdaki "ayrımcılık" maddesi tüm alanlarda ayrımcılığı önlemeye yönelik düzenlenmeli ve kişilere "cinsel tercih" sebebiyle ayrımcılık uygulanması açıkça suç olarak düzenlenmelidir.
*Göz altında cinsel taciz ve tecavüzün önüne geçmek için tüm yasal tedbirler alınmalıdır.
*Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlarda "rıza" aranamaz.
*"İş Yerinde Cinsel Taciz" açıkça suç olarak tanımlanmalıdır.
*Türk Ceza Kanunu "evli-bekar", "bakire-bakire olmayan" kadın ayrımından tamamen arındırılmalıdır.
*Bekaret kontrolleri suç olarak düzenlenmelidir.
"Gündemdeki tasarıda neler var?"
Meclise sunulan tasarıya göre;
15 yaşından küçüklere tecavüz edenlere 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası, çocuğun rızasını alarak cinsel ilişkiye girenlere ise 4 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Tecavüz suçu ancak "cinsel organ" yoluyla olabilecek.Cop ya da başka cisimlerle yapılan fiiller, tecavüz suçunu oluşturmayacak, daha az hafif cezayı öngören "kötü muamele veya ırza tasaddi" suçu kapsamında ele alınacak.
Eşler arasında tecavüz suçunun oluşmayacağı gerekçesiyle, bu tür fiiller "suç" kabul edilmeyecek. Gerekçe olarak Yargıtay'ın eski bir karana atıfta bulunan yeni tasarıda, "eşini zorla ters ilişkiye zorlayan kocanın fiilinin, tecavüz değil, aile efradına kötü muamele suçunu oluşturacağı" belirtiliyor.
Evli olmayan kadın kaçırana, 4 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilecek. Zorla oral seks de bu tasarıyla ilk kez cezalandırılacak.
Eşine bir takım belgeler imzalatarak veya ona mahkemeden yazışma yapılmasını önleyerek hileyle boşananlara, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilecek. (GE/BB/NK)