Kaddafi, "Afrika'nın önde gelen siyasetçilerinden" ibaresiyle tarih kitaplarına geçmeyi çok arzuluyor. Libya lideri başında geleneksel kepi, işaret parmağı havada çekilmiş fotoğraflarla gazetelerde yer almayı çok seviyor. Gazetelerin başlığı elbette "Kaddafi dedi ki..." şeklinde oluyor.
Kaddafi, şan-şöhret yolunda adımlarını hızlandırmak ve en azından sanal dünyada kayda geçebilmek amacıyla sonunda kişisel sitesini kullanıma açtı. Aslında sitede fazla bir şey yok. Ancak Kaddafi'nin "bazı mesajlarını" burada inceleme olanağı bulabilirsiniz. Mesajlar, Kaddafi'nin dünya siyaset sahnesinde terör oluşumlarına destek veren bir lider olarak değil, vizyoner bir lider olarak algılanmasını sağlamaya dönük. Söz konusu kozmopolitik nedenlerden dolayı yazılarını Arapça'nın yanı sıra İngilizce, Fransızca ve Kore dilinde de takip etmek mümkün.
Birleşik Afrika devleti hayali
ABD tarafından "haydut ülkeler" listesinde sayılan Libya'nın otokratik devlet başkanı daha önce de birçok kez dünya politika sahnesine "farklı bir yüzle" çıktı. Örnek vermek gerekirse Filipinler'de kaçırılan 21 Avrupalının serbest bırakılması (*) girişimlerinde Kaddafi de katkı sağladı.
11 Eylül'ün ardından "ABD'nin terörle mücadelesi kapsamında kendini savunma hakkını" aktif bir şekilde dile getirdi ve Arap yardım örgütlerini New York'a yardım etmeleri için çağrıda bulundu. Buna karşılık Kaddafi'nin "Afrika Birleşmiş Milletler"i adı altında birleşik bir Afrika devletini kurma girişimleri pek olumlu yankı bulmuyor. Kısa süre önce Libya, Afrika devletlerinin desteğiyle Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) dönem başkanlığına getirildi. Seçimde Avrupalı üyeler çekimser kaldı.
Kaddafi'nin web sitesinde, "ABD'nin tek başına yürütemeyeceği, teröre karşı ortak mücadele çağrısı" da yer alıyor. Buna karşılık, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) alınması durumunda bir Truva Atı'na dönüşeceği uyarısı da sitede yer alıyor. Kaddafi, "Avrupa-Türkiye uyuşmazlığının yalnızca ekonomide olmadığına" işaret ediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
Türkiye'ye Bin Ladin'den ders
"Sorun, Atatürk'ü hala yücelten eski kuşak politikacılarda da değil. Asıl sorun, yeni ve yetişmekte olan gençlerden kaynaklanacak. Gençler giderek aşırı dinciliğe yönelmektedir. Gençler uydu antenlerle Türkiye dışındaki TV'leri izleme olanağı buluyor, İnternetle yetişiyorlar. İşte bu yeni iletişim araçlarıyla her gün dünyanın herhangi bir yerindeki İslami liderlerden, hatta Bin Ladin'den dahi dersler alabilirler."
Kaddafi, Türkiye'ye ilişkin bu görüşleriyle kuşkusuz Almanya'da muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinin övgüsüne mahzar oluyor. Kaddafi, Türkiye'ye ilişkin uyarılarına şöyle devam ediyor: "Türkler, Avrupa'nın en kalabalık nüfusuna sahip olarak tüm Avrupa'yı bir Müslüman ülkesine dönüştürmek için Avrupa Parlamentosu'nda çoğunluğu ele geçirebilirler. İşte o zaman onları kimse Viyana kapılarında dahi durdurmak mümkün olmayacak. Türkiye açısından Avrupa, zaten tarihsel olarak bir genişleme ve fetih alanı olarak görülmektedir."
Kore'ye "Alman modeli"
Sitenin gündeme dönük bölümü, bekleneceği üzere Kaddafi'nin Irak sorununa ilişkin yaklaşımını değil, Libya liderinin Kore sorununa bakışı oluşturuyor. Libya'nın Kore ile yan yana gelmesinin nedenlerinden biri ABD'nin her iki ülkeye yaklaşımı: Bush, Kore'nin de içinde yer aldığı "haydut ülkeler sınıfına", Libya'yı da katıyor. Ancak Washington, Kaddafi'nin ülkesini doğrudan "şeytan mihveri"nin bir parçası olarak ifade etmiyor.
Kaddafi'nin Kore çözümüne dönecek olursak: Önerilen aslında gayet basit: "Almanya örneği"nin yaşama geçirilmesi.
Kaddfi'ye göre, bu o kadar da zor değil. Çünkü, İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan bölünme öncesine kadar aynı ırktan, kültürden ve dinden gelen insanların kurmuş olduğu tek bir devlet mevcuttu. Libya'nın büyük lideri, iki ülkenin birleşmesinin Kuzey Kore'nin silahlanma yarışını durduracağı, Güney Kore'deki ABD askeri varlığını ise gereksiz kılacağı görüşünde. (NH)
*Türkçe'ye aktaran Nihat Halıcı