Gazeteci dilekçesinde, "Haksız ve hukuka aykırı şekilde gerçekleştirilen gözaltı işlemini gerçekleştiren, tehdit ve dayatmalarda bulunan güvenlik görevlilerinden şikayetçiyim. Görürsem teşhis edebileceğimi belirttiğim şahısların kimliklerinin tespit edilerek, haklarında yasal işlem başlatılmasını istiyorum" dedi.
Dilekçesinde nasıl kaçırıldığını, kendisine neler sorulduğu ve nasıl tehdit edildiğini anlatan gazeteci, kendisine, "Başını kaldır, sağına soluna bak, burada kimse yok, sana istediğimizi yapabiliriz", "Ya kabul edersin ya da ölümü tercih edersin" dediklerini belirtti.
"Duyulursa seni götürür bir daha getirmeyiz"
Can güvenliğinin olmadığını belirten gazeteci, kaçırıldığı yerde, içeriğinde kendileri ile çalışacağına ve bilgi vereceğine dair beyanların yer aldığı yazılı bir metne imza atmak zorunda bırakıldığına da dilekçesinde yer verdi. Gazeteciyi kaçıranların, "Bu olay duyulursa seni götürür bir daha getirmeyiz" dedikleri de iddia edildi.
Gaziantep'te haftalık yayımlanan "Fırat'ta Yaşam" gazetesi Diyarbakır muhabiri Ahmet Ün, Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele birimi (JİTEM) üyesi oldukları iddia edilen silahlı kişilerce 4 Eylül'de kaçırılmıştı. Sivil giyimli, silahlı kişiler muhbirlik teklif ettikleri Ün'ü kendileriyle çalışması için tehdit etmişti.
Gazetecinin can güvenliği yok
Gazeteci Ahmet Ün, kendisini kaçıranlarla ilgili olarak, "Sorguda, neden böyle bir gazetede çalıştığımı, gazetenin hangi örgüte hizmet ettiğini ve benim örgütle ilişkim olup olmadığını, yaptığım haberlerin neden hep politik içerikli olduğunu sordular" demişti.
Diyarbakır'ın Ofis semtinde sivil kişiler, gazeteci Ün'ü, Kartal tipi bir araca zorla bindirerek, başı eğik gözü kapalı şekilde, bir dağ eteğine, bilinmeyen bir yere götürülmüştü. Burada kendisine muhbirlik teklif edilen, ölümle tehdit edilen ve dönüşte Diyarbakır girişine bırakılan muhabir Ahmet Ün, olayla ilgili şunları söylemişti :
"Adınıza para geldi"
* 4 Eylül günü, sabah saat 11.00 sularında telefonla arandım. Beni bankadan aradıklarını söyleyerek Ofis Yapı Kredi Bankasına adıma para geldiğini, gelip almamı istediler.
* Bunun üzerine ben de bankaya gittim. Orada ise böyle bir şeyin olmadığını söylediler.
Gazeteci kaçırıldı
* Ardından bankadan ayrıldım. Yaklaşık 200 metre ilerlediğimde, sivil iki kişi beni zorla beyaz Kartal tipi bir arabaya bindirdiler.
* Arabada başımı koltuklar arasına eğerek hiçbir şeyi görmeyecek şekilde yaklaşık 1 saat yol giderek neresi olduğunu bilmediğim bir dağ eteğinde sorgulamaya başladılar.
"Neden haberlerin hep politik?"
* Sorgulama sırasında, neden böyle bir gazetede çalıştığımı, hangi örgüte hizmet ettiğini ve benim örgütle ilişkilerimi olup olmadığını, yaptığın haberlerin neden hep politik içerikli olduğunu sordular.
* Ben de kamuoyunu bilgilendirme görevini yaptığımı ve herhangi bir örgütle ilişkimin olmadığını söyledim.
İşbirliği teklifi ve ölümle tehdit
* Bunun üzerine kendileriyle çalışma yönünde teklifte bulundular. Kabul etmeyince beni ölümle tehdit ettiler.
* Kendileriyle çalışmam yönünde bir kağıda imza atmaya zorladılar. Tekliflerin yerine getirilmemesi halinde daha farklı yöntemlere baş vuracakları yönünde ikinci kez ölümle tehdit edildim.
RSF: Kaygı duyuyoruz
Ayrıca, uluslar arası basın kuruluşu Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), gazeteci Ahmet Ün'ün kaçırılmasını kaygıyla karşıladığını 10 Eylül'de yaptığı bir açıklama ile duyurdu. (EÖ/BB/NK)