Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türkiye'de kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazandığı günün 87'nci yıl dönümüne lişkin açıklama yaptı.
Genel Başkan Nuray Karaoğlu imzalı açıklamada, Türkiye’nin dünyada bu hakkı tanımış ilk ülkelerden biri olmasına rağmen Türkiye’de kadın temsilinin düşük olduğu belirtildi.
Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
“Seçme ve seçilme hakkının kazanılmasının hemen ardından gerçekleşen 1935 seçimleri ile Türkiye, mecliste yüzde 4.5'lük kadın temsili ile, dünyada kadın temsili oranında Finlandiya'dan sonra ikinci sıraya yerleşti. Ancak yüzde 4.5 ile başlayan bu temsil hiçbir zaman yüzde 20'yi bile bulamadı.
Hatta 1950 yılında 487 vekilden yalnızca 3'ü kadındı ki bu yüzde 0.6 demekti. 1997 yılında KA.DER'in kurulmasından sonra gerçekleştirdiği çalışmaları ve kampanyaları sonrası yapılan ilk seçimde, yüzde 4 oranı yeniden yakalandı. 2007 yılında, kadın hareketinin yeniden güçlenmesinin sonucu olarak ilk kez yüzde 9.1'lik temsile ulaşıldı.
Türkiye 130. sırada
“Bugün birçok ülke, eşit temsil hedefine ulaşırken, Finlandiya'da parlamentoda kadın temsili yüzde 46'ya ulaşmışken, Türkiye yalnızca yüzde 17.3'lük temsil oranı ile dünyada 130. sırada. Türkiye’de 20 ilden bugüne kadar tek bir kadın milletvekili çıkmadı.
Adıyaman, Ardahan, Artvin, Bayburt, Burdur, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Karabük, Karaman, Kilis, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Rize, Sinop ve Yozgat'ın isimlerini burada özellikle saymak istiyoruz.
Bu vahim durumun fark edilmesini istiyoruz. 2021 yılında kadın temsilinin bu kadar düşük seviyelerde olması, ciddi bir demokrasi ve yönetim krizi demek. Kapsayıcılıktan uzak bir siyasetin ne kadar demokratik olduğunu hep beraber sorgulamalıyız.
156 ülke arasında 133. Sıraya geriledi
Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre Türkiye, bugün 156 ülke içerisinde 133. sıraya gerilemiş durumda. Bu tablo bize, kadınların hayatın her alanında ayrımcılığa uğradıklarını, eğitim ve finansal kaynaklara erişim noktasında yaşadıkları dezavantajların toplumsal ve geleneksel baskılarla da perçinlendiğini gösteriyor.
Bu tabloya göre, hali hazırda ekonomik olarak ayrıcalıklı kesimlerin erişebildiği siyasete katılıma, kadınlar daha yolun en başında siyasete girme kararını alırken dahi yenik başlıyorlar. Bunun yanında kadın liderliğin görünürlüğünün az olması rol model eksikliğine, dolayısıyla kadınların siyaseti tercih etmemelerine veya yolun başında vazgeçmelerine neden olabiliyor.
"Kadınlar engellerle karşılaşıyor"
Siyasete katılmaya karar veren kadınlar ise yine çok sayıda farklı engel ile karşılaşıyor. Bunlardan en önemlisi finansal kaynaklara erişim sorunu.
Çıkar ve rant ilişkileri ile toplumsal ağlara erişim üzerinden dönen geleneksel siyaset yapısı içerisine, kaynaklara ve sosyal ilişkilere erişimi daha az olan kadınların dahil olması güçleşiyor.
Kadınlar, adaylık süreçlerinde, her şeyi bildiğini iddia eden eril zihniyet tarafından mercek altına alınıyor, sorgulanıyor ve baskılanıyor.
"Yeterlilik sorgulanıyor"
Kadınlar siyasete girmek istediklerinde, erkek siyasetçilere yapılmadığı şekilde yeterlilikleri sorgulanıyor. Her bakımdan son derece yeterli olan kadın adaylar dahi listelere alınmıyor. Bunun sebebi, kadınların eğitim, kaynak vb imkânlara erişemediği dönemlerden gelen, kadınların yetersiz olduğuna dair toplumsal ön yargılar.
Tüm bu bariyer ve zorluklara rağmen, kadınlar seslerinin ve sözlerinin duyulması için mücadeleden asla vazgeçmiyorlar, bu da hepimizin geleceğe dair umudunu yükseltiyor.
Türkiye'de kadın hareketi, bugün hiç olmadığı kadar geniş kesimlere ulaşmayı, hiç olmadığı kadar kapsayıcı olmayı başarıyor. Her alanda var olma ve eşitlik mücadelemiz sürerken, hayatlarımızı belirleyen siyasetin kadınsız olması düşünülemez. O koltukların yarısı bizim."
NOT: Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasal düzenleme 5 Aralık 1934'te yürürlüğe girdi. Fakat kadınlar 1930'lu yılların başından itibaren siyasi haklarını elde etmeye başladı, belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Belediye Kanunu 3 Nisan 1930'da kabul edildi.
(RT)