Documentarist'in düzenlediği 4. Hangi İnsan Hakları Film Festivali'nde yaşam hakkı ihlalleri ve buna dair verilen hak mücadelelerinin belgelendiği filmler ilk günden çok yoğun ilgi gördü, hatta salonlarda yer kalmadığı için filmler merdivenlerde ve ayakta izlenildi.
Geçmiş festivallerde kadına yönelik şiddet, çocuk hakları ve cezaevi teması işlenirken, festivalin bu yılki teması "yaşam hakkı"ydı.
Salt Beyoğlu'nda oturacak yer bulamayıp merdivenlerde izlediğimiz zihinsel engelli ve otistik çocuklarla ilgili "Jeroen Jeroen" filminin yönetmenleri Petra Lataster-Czisch ve Peter Lataster ile konuştuk.
Filmin yönetmenlerinden Petra, engelli haklarını insan hakları kapsamında ele almamız gerektiğini söyledi.
Bu filmin Hollanda'daki engellilerle ilgili toplumdaki tartışmaya verilmesi gereken bir cevap olarak doğduğunu belirten diğer yönetmen Peter Lataster ise filmlerinin Hollanda'da tıp fakültelerinde zihinsel engellilerle uğraşan kişilere eğitim amacıyla gösterildiğini söyledi.
Bu projeye nasıl başladınız?
Petra&Peter: Kimsenin zihinsel engelli ve agresif bir insanla nasıl ilgilenilmesi gerektiğini bilmediğini fark ettik. Hollanda'da bu konu hakkında televizyonda ve gazetelerde yoğun tartışmalar sürdürülüyordu, bizde otistik bir genç hakkında film yapmaya ve böyle bir insanla ilgilenmenin ne kadar yoğun bir emek ve çaba gerektirdiğine dikkat çekmek istedik.
Jeroen ile nasıl tanıştınız?
Peter: Zihinsel engelliler için yapılmış enstitülerde çalışan arkadaşlarımıza sorduk. Özellikle ergenlik çağında bir kız ya da erkek aradık. Bir gün birisi bizi aradı ve Jeroen'dan bahsetti. Hem Jeroen hem de bakıcısı ilgimizi çekmişti, ikisi de çok gençti.
Kısa bir araştırmadan sonra, onlarla çalışmaya karar verdik. Çünkü onları hem çok sevdik hem de bu ikili hoşumuza gitmişti. Jeroen ile bir erkeğin ilgileniyor olması da ilginçti. Hollanda da genelde kadınlar bu işi yapıyor, bu yüzden sıra dışı bir durumdu.
Hollanda devletinin engellilere genel olarak yaklaşımı nasıl? Bütün engelliler bu tip bakımevlerinde kalma şansına sahip mi?
Petra: Evet bu mümkün. Ama şimdi devlet pek çok kesintiye gidiyor. Hükümet artık engelli bireylerin kurumlardan ziyade daha çok evlerde ve aileleri tarafından bakılmasını savunuyor. Çünkü Hollanda şu anda bir ekonomik krizden geçiyor.
Bu demektir ki engelliler için durum daha kötüye gidebilir. Bu yüzden bütçe kısıntılarıyla mücadele etmeliyiz. Pek çok aile önümüzdeki yıllarda sıkıntı çekebilir.
Türkiye'de pek çok engelli insan gerekli bakıma ulaşamıyor. Bunun yanı sıra bazı aileler engellilerinde diğer tüm insanların sahip olduğu haklara sahip olması gerektiğinin bilincinde değil. Hollanda da ailelerin yaklaşımı nasıl?
Petra: Hollanda da aileler bu bilince çoğunlukla sahip ama aynı zamanda psikiyatrik sorunları olan zihinsel engelli insanlar yalnız bırakılabiliyorlar. Çok trajik durumlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Sokakta ölümler oluyor. Açlık çekebiliyorlar. Ama ilgilenen iyi bir aile söz konusuysa daha iyi bir hayat sürüyorlar.
Peter: Jeroen gibi çocuklar için iyi bir barınma bakım evi bulmak kolay değil, çünkü agresif tavırları yüzünden bazı bakım evleri onları kabul etmeyebiliyor.
Filmi çekerken ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Jeroen'un sizi kabul etmesi zor oldu mu?
Petra: Filmi tarafsız bir gözle çekmeye çalıştık. Hollanda'da bazı bakıcılar pek çok skandala imza attı ama biz agresif bir insanla ilgilenmenin ne kadar çaba gerektirdiğini ve onlara iyi bir hayat sunmanın ne kadar zor olduğunu anlatmaya çalıştık.
Engellilerle çalışan bakıcılarla dayanışma içinde olmalıyız. Onlara iyi bir hayat vermek için çok fedakarlık yapmak gerekiyor. Jeroen gibi zihinsel engellilere bakanları yargılamak çok kolay. Ama kamuoyuna bunun ne kadar zor bir şey olduğunu göstermek istedik.
Çok uzun planlar kullandık. İzleyicinin kendisini filmin içinde Jeroen'la yüz yüze olmasını istedik. Bu şekilde izleyiciyi sarsıp Jeroen'la ilgilenen insanların yoğun çabasını gözler önüne serdik.
Biz de filmi çekerken şiddet gördük Jeroen bize vurdu ısırdı. Ama bizi aynı zamanda da çok seviyordu, bizde onu çok seviyorduk. Buna rağmen zordu.
Türkiye'de mavi kapak kampanyası gibi ranta dönük ve sosyal devlet anlayışını temelden yadsıyıp engellileri bağışa muhtaç kılan kampanyalar Hollanda da yapılıyor mu?
Peter&Petra: Evet yapılıyor. Bu yüzden engelli insanların sosyal haklarını her alanda savunmalıyız. Engelliler için ayrılan bütçede devlet kesintiye gidiyor. Ve durum onlar için tehlikeye gidiyor.
Hollanda'daki Kızıl Haç yöneticileri başbakandan daha fazla ücret alıyor. Bu mevzu üstüne de pek çok tartışma yaşanıyor. Bu film bizim toplumumuzdaki tartışmaya verilmesi gereken bir cevap olarak doğdu.
Ve bu film şu anda tıp fakültelerinde zihinsel engellilerle uğraşan kişilere eğitim amacıyla gösteriliyor. İyi belgeselleri yaparken çok dikkat edilmeli çünkü belgeseller tartışmaları daha sağlıklı bir zemine yükseltiyor.
Hollanda engellilerin sosyal haklardan en iyi yararlandığı ülkelerden biri. Bu hakları elde edene kadar ne gibi süreçlerden geçildi.
Peter: 70'lerde yükselişe geçen işçi hareketleriyle birlikte emekçiler sağlık sigortası hakkı kazandı. Daha sonra bunu izleyen süreçle engelli insanlar için de pek çok şey değişti. Pek çok hak elde ettiler.
Sokağa daha çok çıkmaya başladılar ve devlet haklarından daha fazla yararlanmaya başladılar. Kamuoyundaki algıda olumlu yönde değişti. İnsanlar tüm haklarına sahip olduğu zaman engellilere gerektiği şekilde yardımcı olabilir.
Bir sonraki projeniz ne olacak?
Petra: Meme kanseri olmuş Hollandalı kadınlarla film yapacağız. Hollanda'da her sekiz kadından biri meme kanseri. Yani bu bir çeşit salgın halinde. Bu sebeple pek çok kadın bu hastalık yüzünden sorun yaşıyor.
Filmi izlerken zihinsel engelli yakınlarının ve de bakıcılarının yaşadığı zorlukları seyirci çok iyi hissetti. Film sonundaki soru cevap kısmında, filmi gerilerek izlediğini söyleyen ve ailelerin işinin çok zor olduğundan yakınanlar oldu. Fakat Jeroen için de hayat çok zor. Jeroen bugün 15 yaşında bir ergen olsa da her zaman beş yaşındaki bir çocuğun aklıyla hareket edecek. Oysa biz ona engelli diyoruz, sürekli bizim yaptığımız şeyleri yapamadığı için sinirleniyoruz. Sizce ona bu modern dünyanın eğitimini vermek yerine, daha doğayla iç içe özgürce yaşayacağı bir yer de yaşasa nasıl olurdu?
Petra: Bu soruyu sorduğunuz için teşekkürler. Jeroen'un ailesi onu kabul edecek bir bakım evi bulabilmek için yaklaşık iki üç yıl uğraştı. Annesi de psikolojik olarak çok zorlu dönemlerden geçti.
Bu tarz bakımevlerinin bulunması her zaman kolay değil. Jeroen şuanda doğayla iç içe bir enstitüde sürekli olarak kalmaya başladı. Artık fiziksel efor sarfedebileceği aktiviteleri arasında odun kesmek var ve Jeroen artık daha mutlu bir hayata sahip. (DF/HK)
__________________________________________________________________
* Festival 12 Aralık Çarşamba gününe kadar İstanbul'da izlenmeye devam edilebilir.
Festival Video-Eylem Atölyesi ile birlikte, 11-16 Aralık tarihlerinde Diyarbakır'a, 14-18 Aralık tarihleri arasında çocuklarla atölyeler gerçekleştirmek üzere Van'a yolcu edilecek ve bu yıl ilk kez olmak üzere, 15-16 Aralık'ta Maltepe Çocuk ve Gençlik Cezaevi'nde bir belgesel şenliği ile sona erecek.
** Petra ve Peter'nın diğer filmleri için tıklayınız.