*Bu haber, Atölye BİA İletişim Platformu atolyebia.org'da yayınlandı.
Türkiye’de yaşayan Japonyalıar, eskiden Toyota veya Mitsubishi gibi dev firmaların Türkiye’ye gönderdiği çalışanlar, bir Türkiyeli ile evlenmiş kadınlar veya Türkçe öğrenmek için gelen öğrencilerden ibaretti. Ancak günümüzde “kendi isteği ve tercihi olarak” Türkiye’ye yerleşenler de var. Hatta bu grupta artış bile gözlemleniyor.
Bazıları biriktirdiği parayla bir süre çalışmadan yaşamak için Türkiye’yi tercih ediyor, bazıları ise uzman olduğu konuyu Türkiye’de değerlendirmek için burada. YouTuber’lar, Twitter’dan çok takipçisi olanlar, hatta Türkiye’de gündemi oluşturanlar da var. Ortak noktaları ise, Türkiye’de kendini rahat hissetmeleri. Japonya Dışişleri Bakanlığının 10 Ekim 2021’de yayımladığı rapora göre Türkiye’de 1,727 Japonyalı yaşıyor. bianet, onlardan bazılarıyla konuştu.
"Merhaba, ben NEET"
*Kento Hashi, 2018’den beri Türkiye’de.
YouTube’da 14 bine yakın takipçisi olan Kento Hashi (27), Ekim 2018’de Türkiye’ye geldi. Kendini ‘NEET’ olarak tanıtıyor. NEET, “Not in Education, Employment or Training’’in (Ne eğitim alıyor ne de çalışıyor) kısaltılması. Japonya’da özellikle çalışmayan, öğrenim de görmeyen 15-34 yaş arasındaki gençleri ifade ediyor. Hashi, YouTube videolarında NEET olarak Türkiye’de nasıl yaşadığını anlatıyor, çok da beğeniliyor.
“Üniversiteden mezun olduktan sonra Kanada’ya gittim, bir yıl çalıştım” diye anlatmaya başlıyor Kento: "Orada kalabilirdim ama ben çalışmak istemedim. Orada biriktirdiği para ile nerede rahat yaşayabilirim dedim, aklıma Türkiye geldi.”
Ama Kento’nun, o zamana kadar Türkiye ile hiçbir bağlantısı yoktu, sadece Beşiktaş’ı tutuyordu. Türkiye’yi tercih etmemin en önemli sebeplerden biri, turistlere uzun süre kalabilecek ikametin verilmesiydi” diyor. Türkiye İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi, finansal açından sorunu olmayan, yaşamak için yeterince kaynağı olduğunu kanıtlamış yabancılara 3 ay ile 2 yıl arasında turist vizesi veriyor. Kento da bu ikameti alıyor ve şimdi yasal olarak Türkiye’de yaşıyor.
YouTube kanalında Türkiye’yi tanıtıyor. “Yaşamak İçin Dünyada En Rahat Ülke, Türkiye” adlı videosu 560 bin defa izlendi. Kento videoda, Türkiye’deki ikamet sistemini, yaşamın Tokyo’ya kıyasla çok ucuz olduğunu, Türkçe’nin Japonlar için kolay öğrenilebildiğini, Türk yemeklerin harika olduğunu ve Türkiyelilerin yabancılara ne kadar nazik davrandığını anlatıyor.
Peki, NEET olduğu için geleceğine dair endişesi yok mu?: “Bazen düşünüyorum tabii. Ama ben paraya pek takmayan insanım. Para biterse belki bir süre çalışırım. En kötü ihtimal Japonya’ya dönerim.”
Şu anda Bilge (25) adlı bir Türkiyeli kız arkadaşı var. “Ben onun yerinde olsaydım Türkiye’ye gelmezdim” diyerek gülüyor Bilge ve devam ediyor: “Çok şaşırıyorum. Belki 6-7 sene önceki Türkiye olsa anlarım ama şu anda çok problem var bu ülkede.”
*Kento, Bilge ile Türkçe öğrenmek için kullandığı aplikasyon aracılığıyla tanıştı.
Her şeye rağmen Kento Türkiye’de yaşamak istiyor: “Ama bu aralar her şey çok pahalı, özellikle de kira. Bu açıdan eskisi kadar rahat diyemem burada yaşamak. Belki bir yerde çalışabilirim, belki de İstanbul’dan başka bir şehire taşınabilirim.”
"Türkiye bana güzel anlar veriyor, teşekkür borçluyum"
*Raku İchikawa, 14 yıldır profesyonel Manga çizeri, 7 yıldır Türkiye’de.
Manga çizeri Raku İchikawa (37), 2015’ten beri Türkiye’de yaşıyor. Japonya’daki Güzel Sanatlar Üniversitesinin Klasik Japon Sanatı bölümünden mezun oldu, hemen ardından Comic Beam adlı Manga dergisinde profesyonel olarak çizmeye başladı. Şu ana kadar 10 Manga kitabı basıldı.
Türkiye’ye geliş hikayesini şöyle anlatıyor Raku: “Çocukluğumdan beri, Japonya’ya ait olmama hissim vardı. Hep başka bir ülkeye gitmek isterdim. Seyahat için ilk kez Türkiye’ye geldiğimde, bir gece Sultanahmet Camii’nin önündeydim. O an, ‘Evet, burası!’ dedim kendime. Aşk gibi bir şey herhalde.” Raku bunu, “Türk toprağı beni çağırdı” olarak dillendiriyor.
Usta Mangacı, Türkiye’de yaşadığı deneyimlerini de Manga ile ifade ediyor. Japonya’da ‘Ben Türkiye’deyim’ ve ‘İstanbul’da Neden Böyle Rahatlık Var?’ isimli kitapları yayınlandı. Ayrıca ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinden ilham alarak çizdiği ‘Odalisque’ (Odalık) adlı Manga romanı da onu meşhur eden eserlerinden biri. Türkiye’de de ‘Gececi’ dergisinde Manga çiziyordu.
*Japonya’da yayınlanan Raku’nun Türkiye ile ilgili eserler.i
Türkiye’deki yaşamını şöyle anlatıyor: “Ya çiziyorum ya da yeni proje için araştırma yapıyorum, yani genelde evdeyim. Bazen yürüyüşe çıkıyorum, yemek yapıyorum, kitap okuyorum, film seyrediyorum, arkadaşlarla buluşuyorum… Çok keyif alıyorum.”
Pandemi başlamadan öncesine kadar çeşitli etkinliklerle Türkiye’deki Manga severlerle buluşuyordu. “Türkiye’de Manga kültürü çok popüler. Ben Manga seven Türkiyeli gençlerin çok bilinçli olduğunu düşünüyorum. Mesela Fransa’da Manga kültürü daha yaygın gibi görünse de, genel olarak insanlar Japon Manga mı, Çin Manga mı, Kore Manga mı pek umurlarında değil. Ama Türkiyeliler genelde hangi ülkede çizilen Manga olduğuna çok dikkat ediyor ve Japon Mangayı tercih ediyor. Bu çok sevindirici” diye anlatıyor.
*‘Odalisque’ sayfasından, Topkapı Sarayı ve İbrahim Paşa sahnesi
Raku bir geliri olduğu sürece Türkiye’de kalmak istediğini söylüyor. “Ancak” diyor, “Ben Türk şarabını çok seviyorum, ama bu aralar çok pahalı. Alkol fiyatı daha yukarıya çıkarsa belki Japonya’ya dönerim.”
*Raku’nun Gececi sayfasından.
Mersin Devlet Opera ve Balesi'ndeki Japon balerin
Liza Ochiai (33), 4 yaşından beri bale yapıyor. Monako, Bulgaristan, ABD, Mısır gibi çeşitli ülkelerde balerin olarak çalıştı. 2017’den beri ise Mersin Devlet Opera ve Balesi’ndeki tek Japon balerin.
Liza, “Türkiye’yi sevdiğim için geldim” diyor. Ondan önce Mısır’ın Kahire Devlet Opera ve Balesi’nde baş balerin olarak dans etmişti. “Ben bu bölgeyi seviyorum. İlgim de vardı eskiden” diyor. Türkiye’de yaşamaktan çok keyif aldığını söyleyen Liza, “Özellikle Türkiye’de kedi ve köpeklere çok iyi bakılıyor. Benim köpeğim de çok mutlu, bu nedenle ben de mutlu oluyorum” diyerek Türkiye’deki hayvana karşı duyarlılığı sevdiğini söylüyor. “Bir de Mersin çok küçük bir şehir, yaşarken de rahat hissedebiliyorum burada. Hala alışamadığım nokta nedir diye sorarsanız, Türklerin plan yapmakta pek iyi olmaması ve zar zor yapılan programların da işlememesi, belki” diye gülümsüyor.
Liza, bundan sonraki planı için de “Daha karar vermedim. Karar vererek kendini sınırlamak da istemiyorum” diyor ve bir süre daha özgürlüğün tadını çıkarmaya devam edeceğini ifade ediyor.
Lisa, 04 Temmuz 2022’de İzmir Efes’te ‘Frida’ sahnesinde Lupe Marín rolüyle sahnede olacak.
İnsan İkehata ve sevgili köpek Tabi
Seiichiro İkehata (42), Japonya’da bazı kesimler tarafından bilinen bir Twitter kullanıcısı. ‘İnsan İkehata ve Sevgili Köpek Tabi’ adlı hesabında 33 bin takipçisi var. Kendini ‘ev erkeği’ olarak tanıtıyor, çünkü eşi çalışıyor ve kendisi evde ev işleri yapıyor. Zaten hiç çalışmak istemediğini, 42 yıl boyunca hiç çalışma deneyimi olmadığını da açıkça söylüyor, Twitter hesabında. Hesabında köpeği Tabi’nin fotoğraflarını paylaşıyor (takipçilerin çoğu, Tabi hayranlarından oluşuyor).
İkehata, bir gün, eşi de işten ayrılınca “Ben artık ‘ev erkeği’ değilim, çünkü eşim de çalışmıyor. Bu durumda karı-koca olarak ‘işsiz’ kaldık’ diye Tweet attı. Bir süre çalışmadan zaman geçirmeye karar veren çift, geçen Mart sonunda İzmir’e yerleşti.
“Neden Türkiye?” sorusunun cevabını İkehata şöyle veriyor: “Türkiyeliler bize çok iyi davranıyor. Sokakta çok sayıda kedi ve köpek var ve onlara da iyi davranılıyor. Bir de Türk yemekleri harika.” Her gün köpeği Tabi ile İzmir sokaklarını dolaşıyor. “Japonya’dayken düşük tempo ile rahat zaman geçirirdim, burası da aynı şekilde yaşamak için uygun bir yer” diyor. En sevdiği Türk yemeklerini şöyle sıralıyor: Pide, köfte, çöp şiş ve kokoreç.
*İnsan İkehata ve Köpek Tabi, İzmir’de.
“Peki, herhangi bir sorunla karşılaşmadınız mı Türkiye’de?” diye soruduğumuzda “En büyük sorunum, şu anda ikamet. Göç İdaresi, ikamet başvurusunda istenilen belgeleri sık sık değiştiriyor. Biz buraya geldikten sonra, Japonya’ya dönüp almamız gerekecek bir belge istendiğini öğrendik. Ben Türkleri çok seviyorum, ama ikamet vermeyen memurlar hariç” diye espri yapıyor.
İkamet alamazsa Haziran sonunda Türkiye’den ayrılmak zorunda kalacağını söyleyen İkehata, “Umarım istediğim kadar uzun süre Türkiye’de yaşayabilirim” diyor.
Peki Tabi Türkiye’yi beğendi mı? “Onu Tabi’ye sormam lazım. Ama biz burada mutlu olduğumuz için, o da mutlu hissediyor. Tabi de Türkiye’ye alıştı herhalde.”
Çeşitli Japonlarla tanışıyoruz
Meşhur YouTuber ve Twitter kullanıcısı Yoshi, Türkçe’yi çok iyi kullanıyor, Türkçe yayın yapıyor. Belki Türklerin “Japon” imajına sığmayan biri ama onu favori kılan kısım da o zaten. Her şeyi açık açık konuşmak.
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere hitaben “Japonya’da bir atasöz var…” dediği konuşma hakkında da “Böyle bir atasözü yok” diyerek gündem yarattı. (Bu haber için kendisiyle görüşmek istedik ama ulaşamadık). Daha sonra Twitter’da ‘Yoshi’ ‘Japon’ ve ‘Silivri’ TT olunca, “Bir dakika neden beni korkutuyorsunuz” diyebilecek kadar Türkiye’ye hakim ve müthiş bir espri anlayışı var.
Japon vatandaş sayısı yüzde 22,6 arttı
Türkiye’ye süresiz olarak gelen Japon vatandaş sayısı, önceki yıla göre yüzde 22,6 arttı.
Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın en son 10 Ekim 2021’de açıkladığı verilere göre, yurtdışında yaşayan Japon sayısı önceki yıla göre yüzde 0.9 azalarak 1 milyon 344 bin 900 kişi oldu. Raporda azalma nedeni, pandeminin etkisi olarak nitelendiriliyor.
Bu veriler ‘Uzun dönemli’ ve ‘Süresiz’ olarak iki kategoriye ayrılıyor*. ‘Uzun dönemli’, genelde şirket tarafından 2-3 yıllığına yurtdışındaki ofise tayin edilmiş eleman ve onların ailelerini kapsıyor. ‘Süresiz’ kategori ise, o ülke vatandaşıyla evlenen veya yukarıda bahsettiğimiz kişiler gibi kendi isteği ile süresiz olarak yaşayanları içeriyor. Genelde olarak uzun dönemli olarak yurtdışında yaşayan Japonlarda azalma var, Süresiz olarak yaşayan sayısı ise artış gösteriyor. Pandemiden dolayı firmalar yurtdışı yatırımları azaltıyor ama bireysel göç artıyor olarak değerlendirebilir.
Aynı rapora göre Ekim 2021 itibariyle Türkiye’de 1,727 Japon yaşıyor. Bu rakam önceki yıla göre yüzde 1.4 azaldı. Ancak yine ‘Süresiz’ olarak burada yaşayan sayısına odakladığımızda yüzde 22.6 artarak 705 kişi oldu. Yüzde 22.6, geneline göre çok büyük bir artış. Bu da bireysel göçte Türkiye’nin özellikle tercih edilen ülkelerden biri olduğunu gösteriyor.
Pandemi döneminde evde çalışan veya işsiz kalan Japonlar için iki seçenek vardı. Ya dünyadaki en pahalı şehir Tokyo’da (veya onun gibi başka şehirler) yüksek fiyatlar ödeyerek yaşamaya devam etmek ya da pahdemiyi kendi deneyimini genişletmek için kullanarak, biriktirdiği parayla daha az maliyetle yaşayabilecek bir şehre taşınmak. Raporda ikinciyi seçen Japonların sayısının, normal dönemine kıyasla daha fazla olduğu gözlemleniyor. Ancak yine de bazıların söylediği gibi, Fiyatların yükselmesinden dolayı, Türkiye’de yaşamak eskisi kadar kolay değil.
__________________
*Bu kategoriler, Türkiye göç idaresi tarafından verilen ikamet sisteminde belirlenen kategori ile farklıdır.
- Kento’nun YouTube kanalı ‘Neet in Turkey’
- Raku İCHİKAWA Twitter Hesabı
- Liza Ochiai’nin Instagram hesabı
- İnsan İkehata ve Sevgili Köpek Tabi’nin Twitter hesabı
- Yoshi’nin YouTube kanalı, Yoshi’nin Twitter hesabı
(AY/SO/NÖ)