17 Aralık 2023 tarihinde İzmir Mimarlık Merkezi’nde; Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi, ODTÜ Ege Mezunları Derneği, Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin Düzenleme Kurulu’nda yer aldığı “İzmir, Yerel Seçimler ve Toplumcu Belediyecilik Sempozyumu” yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Sempozyum Düzenleme Kurulu adına yapılan açılış konuşmalarında; yerel seçimler öncesi aday adaylarına ve isimlerle sıkışan yerel yönetim tartışmalarında yeni bir yol, yeni bir tartışma alanı açmak için bu sempozyumu düzenleme ihtiyacı duyulduğu belirtildi.
Detaylar
Semzpoyumun sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirge özetle şöyle:
21. Yüzyılın modern kentleri, sınıfsal eşitsizliğe dayalı kapitalist birikimin (gelişmenin) devamlılığını sağlamak üzere tasarlanan ve mekâna doğrudan müdahalelerle inşa edilen sosyal-fiziksel ölçekleri ifade ediyor.
Nüfusunun yüzde 70’inin kentlerde yaşadığı Türkiye’de kentli nüfusun yüzde 95’lere kadar artışı öngörülürken kentsel mekânlardaki barınma, altyapı, eğitim, sağlık, ulaşım vb. temel kamusal hizmetler karlılık açısından önemli potansiyele sahiptir ve sermayenin yeni birikim alanları olarak seçilmiştir.
Sermayenin değişken hareketliliğinin sonucunda kentler birbirini bütünleyen işlevlerinden uzaklaşarak, girişimci, rekabetçi, yarışmacı birimlere dönüşürken; yerel yönetimler de sermaye birikiminde önemli bir araç haline gelmiştir.
Toplum Belediyecilik ilkeleri
1977 yerel seçimler öncesinde formüle edilen toplumcu belediyecilik ilkeleri bugün halktan ve emekten yana belediyeler kurma iddiasında olanlar için güncelliğini korumakta; özellikle de şirketleşme, ihalecilik ve taşeronlaşmaya karşı olması bakımından 1980’lerde gittikçe güçlenen “sosyal belediyecilik” çizgisinden ayrılmaktadır;
1. Üretici Belediyecilik: Toplumcu belediye kentsel hizmetleri öncelikle kendisi üretecek, piyasadan satın almayacaktır.
2. Kaynak Yaratıcı Belediyecilik: Toplumcu belediye “kaynak yok” diye yakınmayacak, kaynağı öz gücüyle yaratacak ve hakkı olan kaynağı almak için siyasal iktidar üzerinde baskı kuracaktır.
3. Tüketim Düzenleyici Belediyecilik: Toplumcu belediye tefecilere, tüccarlara, fırsatçılara imkân tanımayacak ve kentsel hizmet piyasasını düzenleyecektir.
4. Demokratik-Katılımcı Belediyecilik: Toplumcu belediye karar alma süreçlerinde meclisler kurarak kent halkının dışlanmış kesimlerini karar süreçlerinde etkin hale getirecektir.
5. Birlikçi-Bütünlükçü Belediyecilik: Toplumcu belediyecilik belediye siyasetini sınıf siyasetinin bir parçası olarak görecek, aynı zamanda emek-meslek örgütleri ve diğer toplumcu belediyelerle ülke düzeyinde ve uluslararası alanda birlikler oluşturacaktır.
Sermaye kendini yeniden üretmek için kentsel rant alanlarına gözünü dikmiştir. Yakın zamanda açıklanan 12. Kalkınma Planı çerçevesinde oluşturulan sermaye programı ile ücretlerin baskı altına alınacağı, özelleştirmelerin artacağı ve kamu harcamalarının kısılacağı anlaşılmaktadır. Yoksullaştırmanın, güvencesizliğin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin devam edeceğinin ilanı olan bu program; AKP döneminin önemli bir hegemonya aracı olan sosyal yardım programlarını güncelleyerek devreye sokacağının da habercisidir.
Çoklu krizler olarak ifade edilen içinden geçtiğimiz bu süreçte ekonomik kriz, iklim krizi, şiddetlenen kır-kent karşıtlığı ve otoriter rejimler karşısında hem toplumsal muhalefet hem de yerel yönetimler kentlerde demokratikleşmeyi, kamucu yatırımları, toplumcu üretimi ve bölüşüm politikalarını gündemine almak zorundadır.
(EMK)