Av. Tanrıkulu, "Karar verilmesini isteyen MİT yetkilisi, karar verilmesini talep eden savcı, dinleme kararını veren yargıç ve bu kararı uygulayan MİT görevlileri, bu suçun ağırlaşmış şeklini, her vatandaşa karşı ayrı ayrı işlemişlerdir" dedi.
Baro Başkanı, Diyarbakır MİT Bölge Başkanlığının isteği üzerine, Hakim Sami Tetik'in, 6 Mayıs'ta yoğun suç şüphesi bulunan kişilerle sınırlı olması gerektiği halde bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsayacak şekilde, iletişimin dinlenmesi kararı vermesini eleştirdi.
Her yurttaş, işlediği suçun karşılığı olan cezayı çekmek durumundadır. Hiçbir kişi ve hiçbir organın suç işleme bağışıklığı yoktur. Yurttaş olarak, her birimize karşı suç işlendiği için, yasalardan doğan başvuru hakkımızı kullanıyoruz. Suçun işlendiği yer itibariyle, Diyarbakır C. Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunuyoruz.
Özel hayatın gizliliği ve iletişim özgürlüğünün yasalarla korunduğu ve Anayasa'nın 20 ve 23. maddeleriyle güvence altına alındığını açıklayan Av. Tanrıkulu, Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinin de özel yaşam ve aile yaşamını koruduğunu bildirdi.
"Tüm vatandaşlarla ilgili dinleme kararı olmaz"
Koruma altındaki bu temel hak ve özgürlüklerin çok istisnai hallerde sınırlandırılabileceğini açıklayan Av. Tanrıkulu, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası'nda sayılan belirli suçlar nedeniyle, hakkında soruşturma yürütülen ve çok ciddi suç şüphesi bulunan kişiler bakımından, kolluk makamlarının elde ettiği kanıtlar da eklenerek, sınırlı sürelerle iletişimin izlenmesi kararı verilebileceğini söyledi.
Tanrıkulu, "Bütün bir köy halkı hakkında, aynı mahallede oturanların tamamı hakkında, belli bir ilçede veya belli bir bölgede oturanların tamamı hakkında genel nitelikli bir karar verilemez. Hele hele, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamı hakkında uygulanmak üzere bir karar asla verilemez" diye konuştu.
Tantıkulu, iletişimin izlenmesi kararındaki sorunu "Kararda herhangi bir sanık, şüpheli veya zanlı ismi belirtilmemiştir. Dinlenecek kişiler hakkında ulaşılan yoğun şüphenin nelerden ibaret olduğu vurgulanmamıştır" diyerek ifade etti.(EÖ/EÜ)