İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Temsilciler Kurulu, Fen Fakültesinde görevli asistanlar Mehmet Bona ve Sırrı Yüzbaşıoğlu'nun işten çıkarılmasını protesto etti. Eylemciler, üniversite yönetiminden iki asistanın neden işine son verildiğiyle ilgili mantıklı bir gerekçe göstermesini istiyor.
Yaklaşık 50 kişilik grup bugün İstanbul Üniversitesi Beyazıt Merkez kampüsü içerisinde toplandı ve ''Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.'', ''Sözleşmeli köle olmayacağız'' sloganları eşliğinde kampüsün giriş kapısına yürüdü.
Kapının önünde asistanlar arasındaki dayanışma ve birlik ruhunu temsilen bir çadır kuruldu.
Bona burada yaptığı açıklamada "Anlatacaklarımız aslında deli saçması. Vicdanı olan insanların kabul edebileceği şeyler değil. Bana açılan soruşturmanın dayanağı bilimsel yayın yapmaya çalışmam olarak gösteriliyor. Neyse ki bundan ceza almadık. Ancak bir uyarı yapıldı. Yayın yapmayın ki doktoranız yanmasın dendi. Bizler de peki dedik daha sonra da yayınlarız. Ancak daha önce sırf bizim için doçent atamasında bile gerekmeyen kurallar, kriterler uydurdular. Fakat atılmamızın hesabını soracağız. Ve siz basın mensuplarından tek ricamız bizi yalnız bırakmayın'' dedi.
Basın açıklamasını Yüzbaşıoğlu okudu. Yüzbaşıoğlu kendisine yöneltilen suçlamalardan birinin bilimsel bir toplantıya davet edilmesi olduğunu hatırlattı.
''Uzun mücadelelerle geldiği yere geri gönderdiğimiz, asistanların iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedef alan '50/d canavarı', bugün yeniden hortlamış ve başka bir çehreyle asistanlara saldırmaya başlamıştır. Dün bizlere hak verdiklerini söyleyen üniversite idarecileri, bugün tam aksi istikamete '50/d canavarının' taleplerine yüzlerini dönerek araştırma görevlilerine kapıyı gösterir olmuşlardır. Öyle ki asistan atamalarına ilişkin hiçbir objektif kıstas belirlemeyen İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, tarihinin en keyfi uygulamalarını sergilemeye başlamıştır.
"İstibdat rejimleri altında bulunan bir üniversiteyi andıran bu uygulamaların ilk hedefi araştırma görevlilerinin yarattığı örgütlü dayanışma ruhunu yok etmektir.'' (EK/EÜ)