Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), son yıllarda İsviçre'de polisin kötü muamelesiyle ilgili BM İnsan Hakları Komitesi'nin bulguları ve tavsiyelerinin kendi bulgu ve tavsiyelerini doğruladığını açıkladı. UAÖ İsviçre federal ve kanton yetkililerine, Komite'nin tavsiyelerini mümkün olan en hızlı biçimde hayata geçirmeleri için çağrı yaptı.
UAÖ'nün
İsviçre'nin Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ne (MSHS) uygun olarak hazırladığı 19 Ekim tarihli ikinci periyodik raporunun değerlendirilmesinin ardından Komite 2 Kasım tarihinde şunları söylemiştir: "(Komite)... yakalanan ya da gözaltına alınan kişilere yönelik polisin şiddet kullanması ile ilgili belgelenen olaylardan derin kaygı duymuştur ve bu kişilerin sıklıkla yabancılar olduğunun altını çizmektedir... birçok kanton, polisin şiddet kullanması ya da diğer görevi suiistimal olaylarıyla ilgili şikayetleri araştıracak bağımsız mekanizmalara sahip değildir... Mahkeme yoluna başvurma olanağı bu tip mekanizmaların yerini alamaz."
Komite, İsviçre'nin, "Polisin aşırı güç kullanması ya da diğer yetki suiistimalleriyle ilgili bütün şikayetleri kabul edecek ve soruşturacak yetkiye sahip bağımsız organların bütün kantonlarda oluşturulmasının sağlanmasını" isteyerek, MSHS'nin işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da cezayı yasaklayan 7. maddesine uygun olarak "Bu organların yetkileri, sorumluları yargı önüne getirmeye ya da, uygun görüldüğünde, ileriki suiistimalleri engellemeye yetecek disiplin yaptırımlar uygulamaya ve mağdurların yeterli tazminatı elde etmesine olanak vermelidir." dedi.
Komite ayrıca MSHS'nin (kişilerin özgürlük ve güvenlik hakkı ile adil yargılanma hakkı ile ilgili) 9. ve 14. maddelerinde yer alan garantilerin, bazı kantonların ceza muhakeme usulleri yasasında (CMUK) yer almadığından duyduğu kaygıyı ifade ederek, 26 kantonun yürürlükte olan CMUK'larını birleştirerek bu hakların geliştirilmesini amaçlayan yeni yasanın halen kabul edilmemiş olduğunu belirtti. Komite, "Sonuç olarak, 9. ve 14. Maddede yer alan haklara her zaman saygı gösterilmemektedir" diyerek, "özellikle, tutuklanmalarının ardından kişilerin bir avukatla görüşme ya da akrabalarına gözaltında bulunduğunu bildirme hakkının reddedildiğine dair gelen ısrarlı raporlardan kaygı duyduğunu" ifade etmiştir. Bu nedenle İsviçre'ye, "Sözleşmenin 9. ve 14. Maddelerince garanti altına alınan hakların ülkenin tüm bölgelerinde etkin bir biçimde uygulanması için önlemler alması" gerektiğini bildirmiştir.
Komite, "yabancıların sınır dışı edilmeleri sırasında onur kırıcı muamele ve bazen sınır dışı edilmekte olan kişinin ölümüyle sonuçlanan aşırı güç kullanımından" duyduğu kaygıyı dile getirmiş ve İsviçre'nin bütün zorla sınır dışı etme vakalarının MSHS'nin 6. (kişinin yaşama hakkını koruma altına alan) ve 7. maddelerine uygun olarak yürütülmesini talep etmiştir. Komite, "Özellikle, zapt yöntemlerinin söz konusu kişilerin hayatlarını ve fiziksel bütünlüklerini etkilememesini sağlamalarını" istemiştir. Komite hükümetten konuyla ilgili tavsiyelerinin hayata geçirilmesi konusunda 12 ay içinde rapor vermesini istemiştir.
Komite'nin İsviçre insan hakları raporunu incelemeden önce uluslararası Af Örgütü, polisin sokaklarda ve polis karakollarındaki kötü muamele uyguladığı iddialarıyla, gözaltında kötü muameleye karşı belli temel önlemlerin olmayaışıyla, bu tip iddialarla ilgili bazı adli ve idari soruşturmaların tatminkar olmamasıyla ilgili kaygılarını sunmuştu. Ayrıca, polis eşliğinde yapılan zorla sınır dışı etme operasyonlarında tehlikeli ve zalimane ve insanlık dışı zapt yöntemlerinin kullanılması ile ölümlerin gerçekleştiğini de ifade ederek, bu alanda acil reformlar yapılması gerektiğinin de altını çizmişti.