Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), son dönemde işten çıkarılan gazeteciler için bir bilgilendirme toplantısı düzenledi.
TGC Burhan Felek Salonu'nda dün (31 Ocak) gerçekleşen toplantıda işten çıkarılan gazetecilerin durumlarına ilişkin çözümler ve gazetecilik mesleğinin güvenli hale getirilmesi için yapılması gerekenler tartışıldı.
TGS genel başkanı Ercan İpekçi, TGC genel başkan vekili Turgay Olcayto, Basın Konseyi genel sekreteri Oktay Huduti, Basın Enstitüsü Derneği genel sekreteri Yurdanur Atadan, TGC avukatı Gökhan Küçük, TGS avukatları Meliha Selvi ve Güven Ergin'in konuşmacı olarak katıldığı toplantıyı 100 kadar gazeteci izledi.
Yaşadıkları sorunları hukuk ve sendikal alandaki uzmanlarla tartışan gazeteciler, kaybettikleri hakları geri alabilmek için izlenecek hukuki yollarla ilgili bilgi alış verişinde bulundular.
Sabah gazetesinde beş yıldır yazı işleri editörü olarak çalışırken işten çıkarılan Nurten Uzer, "Beş editör çalışıyorduk, ikiye düşürdüler. Beşimizin hazırladığı sayfayı iki kişinin hazırlayabilmesi mümkün değil. Bizi işten çıkarıp muhabirleri editör yaptılar." diye konuştu.
İki yıldır Habertürk için muhabirlik yaparken işten çıkarılan Özner Berber ise "Sendikalı olduğunuzda işte çıkartılıyorsunuz. İşveren sizden korkuyor. Hukuksal olarak sizle mücadele etmek zorunda kalacağından korkuyor." dedi.
Toplu işçi çıkarmalarda 30 kişiden fazlası önceden bildirim gerektirdiğini ve altı ay içinde işçi alınacaksa işverenin önce işten çıkaranları davet etmesi gerektiğini belirten avukat Selvi, "Şirket işten çıkarma gerekçesine bağlıdır. Gerekçeyi ispatlayamıyorsa çıkardığı işçi işe iade edilir" dedi.
Ekşi: Sosyal güvencede yeterli adım atamadık
Toplantıya katılan pek çok gazeteci, işten çıkarmaların topluma duyurulması gerektiğini ifade etti ve gazetecilik mesleğindeki sendikalılık ve örgütlenme eksikliğini vurguladı.
Toplantıda konuşan gazeteci-yazar Oktay Ekşi, gazetecilik mesleğinin ne durumda olduğunu görmek ve ders çıkarmak için, düzenlenen toplantının önemli olduğunu belirtti ve "Bizler, bugün işsiz kalan arkadaşlarımız gibi bir anda kapı önüne konulabileceğimizi yıllar önce öğrendik'' dedi ve devam etti:
"1955 yılında tanığı olduğum gerçekler ne ise bugün de aşağı yukarı aynı gerçekler karşımızda. Yıllar boyunca gazeteciler dünyasının özgürce ifşa edilmesi için sosyal güvence anlamında yeterli adım atamadık. Bu öncelikli olarak göz önünde tutulması gereken bir sorundur."
TGC yönetim kurulu üyesi ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) çalışanı Recep Yaşar, bireyci yetişen yeni nesil ile cemiyet arasında kopukluk olduğunu vurguladı ve "İşten çıkarmaları topluma duyurmak için eylem planları yapalım. Gerekirse Habertürk'ün önünde çadır kuralım." dedi.
Günlük Evrensel gazetesi yazı işleri müdürü Fatih Polat, dünyanın başka ülkelerinde de basın alanına yansıysan bir daralma olduğunu dile getirdi ve "Diğer emek örgütleriyle birlikte kendimizi daha görünür kılabiliriz. Hem medyada hem sokakta kendimizi duyurmalıyız." dedi.
Geçen hafta Ciner Grubu'na bağlı Habertürk gazetesinden 59, Çalık Holding'in sahibi olduğu Sabah'tan da 60 kişi işte çıkarılmıştı. Ciner Grubu'na bağlı 6 dergi de 5 Ocak'ta kapatılmıştı. Newsweek, FHM, Mother and Baby, GEO, Food and Travel ve OK! dergileri kapatıldığında yaklaşık 200 kişi işsiz kalmıştı.(EG/EÖ)