Fotoğraf: gokisin007 / Twitter
Haliç Dayanışması, 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nın 94. yıldönümü vesilesiyle İstanbul’da deniz ulaşımının kent içi ulaşımındaki azlığına gündeme taşıdı.
12 sivil toplum kuruluşunun da destek verdiği açıklamada Haliç Dayanışması, “Tamamen kara taşımacılığına ağırlık veren ve bunu köprü, otoyol projeleriyle de giderek hakim duruma getiren ulaşım politikaları nedeniyle, bugün kabotaj ‘adı var, kendi yok’ noktaya geldi” dedi.
Platform Kabotaj Kanunu'nun Cumhuriyet ekonomisindeki önemini hatırlattı ve açıklamasında "Cumhuriyet, Osmanlı’nın kapitülasyonlarla diğer devletlere terk ettiği deniz alanına yeniden kavuşmuştur. Kabotaj Kanunu, bir anlamda Kurtuluş Savaşı’nın denizlerdeki kazanımıdır" ifadelerine yer verdi.
Ülke içi ulaşımda denizlerin önemini gittikçe yitirdiği söyleyen Haliç Dayanışması şunları kaydetti:
"Kabotaj hakkı sık sık deliniyor"
“Kabotaj hakkının yeniden kazanılarak kullanılmaya başlanması ile denizciliğimizin ve gemi yapımcılığımızın gelişmesi sadece hız kazanmamış, ülkemizin denizlere olan ilgisi ve sahip çıkma duygusu da güç kazanmıştır.
“94 yılın ardından bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda, çeşitli kamu yatırımlarının ‘önem’ ve ‘aciliyeti’ gerekçesi ile kabotaj hakkının sık sık delindiği uygulamalar görüyoruz. Kara taşımacılığına ağırlık veren ve bunu köprü, otoyol projeleriyle de giderek hakim duruma getiren ulaşım politikaları nedeniyle, bugün kabotaj hemen hemen ‘adı var, kendi yok’ noktaya gelmiştir.
“Dış ticaret yüklerimizin yüzde 90’lara varan bölümü yurt dışından denizyolu ile limanlarımıza getirilip götürülürken, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamıza rağmen ülke sınırları içinde yüklerimiz karayolu ile taşınıyor, deniz yolu ve demiryolu entegrasyonu sağlama özelliği taşıyan limanımız Haydarpaşa TCDD Limanları, Galataport, Sirkeci Feribot İskelesi imara açmak uğruna yok edilmeye çalışılıyor.
"Deniz ulaşımının kent içi ulaşımdaki payı yüzde 3"
“Yolcu taşımacılığı konusunda ise karşımızda daha vahim bir tablo çıkıyor. Marmara içindeki birkaç hattı saymazsak, ülkemiz limanları arasında yolcu taşıyan bir tek gemimiz bile yok. Dahası, iki yarımadadan oluşması nedeniyle altı tarafı denizlerle çevrili olan İstanbul’da, deniz ulaşımının kent içi ulaşımdaki payı yüzde 3’lere bile ulaşamıyor.
“Oysa deniz ulaşımı ekonomik ve çevreci, güvenli, konforlu, özellikle de küresel salgında sağlıklı bir ulaşım yoludur. Motor ve bireysel kullanımlı deniz taksilerine göre birçok açıdan en nitelikli deniz ulaşım aracı da vapurlardır. Üstelik bir deprem kenti olan İstanbul’da, tarihten de bildiğimiz üzere, olası bir depremde tersanelerin, deniz yolunun ve vapurların sunacağı imkanlar çok yüksektir.
"İstanbul'un vapurlara, vapurların da tersaneye ihtiyacı var"
"Kabotaj Kanunu’nun 94. yıldönümünü, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutladığımız bugün bir kez daha diyoruz ki; ülkemizin demiryolu bağlantılı limanlara, İstanbul’un vapurlara, vapurların da tersaneye ihtiyacı var.
"Yerel yönetimin ve Şehir Hatları İşletmesi’nin 565 yıllık Dünya Endüstri Mirası Tersane-i Amire’nin elimizde kalan son parçası, tasarım ve teknoloji üretme yetkinliğini sayısız kere kanıtlamış olan Haliç Tersanesi’ni, İstanbul’un kimliği ve günümüz teknolojine uygun vapurları üretmek üzere yeniden yapılandırma çabalarını destekliyor; merkezi yönetimden Haliçport projesini derhal durdurulmasını talep ediyoruz."
Metne imza veren sivil toplum kuruluşları şöyle: Bileşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası, Bakırköy Kent Savunması, Boğaziçi Dernekleri Platformu, Çekmeköy Yurttaş İnisiyatifi, Haydarpaşa Dayanışması, İstanbul Kent Savunması, Kadıköy Kent Dayanışması, Katılımcı Gemi Mühendisleri, Sarıyer Kent Dayanışması, Validebağ Gönüllüleri, Validebağ Savunması, Yeşil Alan Sakinleri Dayanışması
Kabotaj nedir?Kabotaj sözlük anlamı olarak bir devletin karasuları, gölleri, nehirleri ve iç suları ile bunların liman, iskele vb. kara sınırlarında yapılan deniz ticaretini ifade ediyor. Kabotaj hakkı ise bir devletin kendi limanları arasındaki deniz ticaretinden kendi yurttaşlarının yararlanması anlamına geliyor. Bugün de Kabotaj Kanunu'nun [Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San'at ve Ticaret Hakkında Kanun] 94. yıldönümü kutlanıyor. Osmanlı Devleti'nin hükümranlık alanlarında diğer devletlere tanıdığı kapitülasyonların bir sonucu olarak deniz ulaştırmasının büyük bir bölümü ile önemli limanların işletilmesi, diğer devletlerin filoları ve şirketlerine bırakılmış; Osmanlı, denizlerinde ticaret yapamaz duruma gelmişti. Osmanlı'nın tanıdığı bu kabotaj ayrıcalığı, 1923'de Lozan Barış Antlaşması ile kaldırıldı, ancak kabotaj hakkının kullanılması teknik ve yasal çalışmaların tamamlanmasının ardından, 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile hayata geçti. |
(HA)