İstanbul Tiyatro Festivali, Pina Bausch’un başyapıtı "Café Müller" ile dün akşam açıldı.
Dansı yeniden tanımlayan ve dans tiyatrosunun yeni bir tür olarak kabul görmesini sağlayan Pina Bausch’un başyapıtı "Café Müller", sanatçının topluluğu Tanztheater Wuppertal’ın güncel kadrosuyla Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluşuyor.
Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde dünkü ilk gösterinin ardından bugün de saat 19.00 ve 21.00’de tekrar izleyiciyle buluşacak. Wim Wenders’ın "Pina" filmi ise temsiller öncesi ücretsiz izlenebilecek.
Işıl Kasapoğlu’nun küratörlüğünde gerçekleştirilen 27. İstanbul Tiyatro Festivali ilk haftasında ayrıca, festivale ilk kez konuk olacak Sokhumi Devlet Tiyatrosu'nu ağırlıyor. Tennessee Williams’ın en şiirsel oyunlarından "Geçen Yaz Birdenbire" ABD'li yönetmen Jason Hale’in rejisiyle Gürcistan’da gerçekleştirdiği prömiyerinin hemen ardından festivalde izleyicilerle buluşmak için hazırlanıyor. Oyun, 30 ve 31 Ekim saat 20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde izlenebilir.
Festival ayrıca Barış Arman’ın yönettiği "Flu Lysistrata"yı izleyiciyle buluşturacak. “Bu İşte Bir Kadın Var” başlığı altında programda yerini alan oyun, Aristofanes’in klasik metnini türler arası bir yorumla yeniden ele alıyor. Bu güncel uyarlamada Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyuncuları kadar izleyiciler de kimlik, cinsellik, iktidar ve statüko ile tüm bunların sahne üzerindeki temsiliyetlerini sorgulayan sürece dâhil olurken orkestra, performansın nabzını tutan bir oyun kurucu olarak konumlanıyor. Oyun, 27 Ekim saat 20.00 ve 28 Ekim saat 15.00 ve 20.00’de Alan Kadıköy’de sahnelenecek.
19 tiyatro, performans ve dans gösterisinin yer aldığı 27. İstanbul Tiyatro Festivali programında, Türkiye’den 11; Almanya, İngiltere, Danimarka, Fransa, Gürcistan, İrlanda ve Yunanistan’dan toplam 8 yapım izleyiciyle buluşacak. Festival 25 Kasım'a kadar sürecek.
(AÖ)