İstanbul Kent Savunması, Kabataş Martı Projesi’ni eleştirdikleri için projenin mimarı tarafından haklarında tazminat davası açılan Mimarlar Odası yöneticilerinin yanında olduklarını belirterek “Biz betona beton deriz” dediler.
Kabataş’ta 10 Ağustos’ta inşaatına bağlanan martı formundaki transfer merkezi "Deniz Terminali İskeleleri Dolgu ve Yakın Çevresi Revizyonu Projesi” uzun süredir kamuoyunda tartışılıyor.
Proje kapsamında Kabataş’ta deniz doldurulacak, trafik yeraltına alınacak, meydana kanat çırpan martı şeklinde transfer merkezi yapılacak.
TIKLAYIN - 10 MADDEDE KABATAŞ MARTI PROJESİ
Mimarlar odası yöneticilerine tazminat
Projeyi eleştirdikleri için projenin mimarı Hakan Kıran, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkam Sami Yılmaztürk ve ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı hakkında tazminat davası açtı.
İstanbul Kent Savunması, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde bugün yaptığı basın toplantısında Hakan Kıran’a sembolik olarak beton hediye ettiler.
"İnşaat başladı, plan hala askıya çıkmadı"
Yapılan basın açıklamasında inşaatın başlama tarihinin 10 Ağustos 2016 iken revize edilen projenin Koruma Kurulu kararının 6 Ekim 2016, ÇED gerekli değildir kararının ise 26 Ekim 2016 tariihli olduğu ve plan değişikliğinin de hala askıya çıkartılmadığı hatırlatılarak hukukun çiğnendiği belirtildi.
"Mimar Sinan'ı gölgeleyecek"
Açıklamada Hakan Kıran’ın Haliç Metro Köprüsü projesinin Süleymaniye Camii ve Haliç silüetini bozduğu belirtilerek Kabataş projesinin de yine Mimar Sinan’ın eseri Molla Çelebi Camii’ni gölgeleyeceği ve Kabataş'tan görünen tarihi İstanbul manzarasını da bloke edeceği belirtildi.
“Prof. İlber Ortaylı'nın da altını çizdiği üzere Mimar Sinan ile yarıştığını sanan bu zatın 'fonksiyonu adeta İstanbul kıyılarındaki Mimar Sinan'ı gölgelemeye çalışmaktır!'
"Aktarma merkezi adı altında hayata geçirilmek istenen tarih ve kültür kırımı ve 36,869 metrekarelik deniz dolgulu doğa katliamı projesi. Mimar Sınanın özel eseri Fındıklı’daki Molla Çelebi Camiinden başlayıp Dolmabahçe’ye, ünlü mimar Balyanın Bezmiâlem Valide Sultan Camii’ne uzanacak ve Dolmabahçe Sarayı’nı da etki alanı içine alacaktır.
"Denizden bakıldığında, Sarayın siluetinin yanına herhangi bir yapıyı yakıştırabilmek için yüzlerce kez düşünülmesi gerekirken, Kıran’ın tepeden inme ‘ben yaptım oldu” projesi tarihi bölgeyi ve özellikle Mimar Sinan’ın denizden görünümü eşsiz Molla Çelebi Camii’ni gölgeleyecek, dahası Kabataş'tan görünen tarihi İstanbul manzarasını da bloke edecektir.
"Kabataş'ı tarihinden koparıyor"
"Bir kentin kolektif hafızasında yer eden tarihi öneme sahip mekanlar, aynı zamanda kentlilerin kimlik ve aidiyet duygularında referans olurlar. Bu bölgelere yapılan her müdahale kendileri kimliklerinden, aidiyetlerinden kopartırken kolektif hafızada da yarıklar açar. Kıran, Kabataş'ı tarihinden, bağlamından, hafızasından kopartmaya, kolektif hafızamızdaki yerini de yok etmeye soyunmuştur.
"Mimarist dergisine gönderdiği tekzipte proje tescil tarihini 2005 olarak bildiren Hakan Kıran, projesinin şeffaf ve demokratik yöntemle yürütüldüğünü iddia etmektedir. Hakan Kıran'a soruyoruz, bu projeyi kime sorup da tasarlamıştır?" (NV)