İstanbul Aile Hekimliği Derneği’nin (İSTAHED) düzenlediği İSTAHED Aile Hekimliği Sempozyumu, “Türkiye'de Kadın Olmak ve Sağlıklı Kalabilmek" mottosuyla 8-10 Nisan 2021 tarihlerinde online olarak gerçekleştirildi.
Sempozyumda pandemi sürecinde sağlık çalışanları ve aile hekimlerinin yaşadığı sorunlar ile bu dönemde kadınların karşılaştıkları olumsuzluklar değerlendirildi.
Özşehir: Kadın hayatı iyileştirir
İSTAHED Başkan Yardımcısı ve İSTAHED Aile Hekimliği Sempozyumu Başkanı Dr. Senem Özşehir,sempozyumda yaptığı açıklamada, özetle şunları dedi:
“10 yıldır aile hekimleri için tüm adaletsizliklerin karşısında durmuş olan İSTAHED, dünya kadınlar için bu kadar adaletsizken sessiz kalamayacak. Bu adaletsizliğe bir son verebilmek için mutlaka bizim de sesimizi yükseltmemiz gerekiyordu. Bu amaçla sempozyum programımızda çok değerli hocalarımızın ve hukukçuların katılımı ile çeşitli panel ve oturumlarla Türkiye'de kadın olmanın zorluklarına dikkat çektik.
“'Kadın Hayatı İyileştirir' gerçeği ile hem kadın sağlığına yeni bakış açılarını hem de toplum sağlığının iyileştirilmesinde kadının rolünü konuştuk. Kadın cinselliğinde doğru bilinen yanlışları, cinsel yolla bulaşan hastalıkları, çocuklara cinsiyet kimliği ve cinsiyet eşitliğini doğru anlatmayı, toplum içinde konuşulamayanın tabu olmadığını, biz hekimlerin halkı doğru bilgilendirmek için neler yapabileceğimizi tartıştık.
“Sempozyumun son gününde Ceylan Ertem online olarak konser verdi. Rap şarkıcısı Zeo Jaweed'in sempozyumumuzun içeriğinden ilham alarak bestelediği ve büyük ses getireceğini düşündüğümüz; hem kadına şiddete, hem hekime şiddete dikkat çekecek ‘YARA’ isimli şarkısı da sempozyumumuzla eş zamanlı dinleyicileriyle buluştu.
“Ayrıca, ‘Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik şiddet, sadece bir cinsiyetin değil, tüm toplumun sorunudur. Bu nedenledir ki; çözüme ulaşabilmek için hep beraber sonuna dek mücadele etmeliyiz’ mesajıyla, İSTAHED üyelerinin mesajları yer alan bir farkındalık videosu da sempozyumda gösterildi.
Dildök: Şiddet pandemide arttı
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve İSTAHED Aile Hekimliği Sempozyumu Sekreteri Dr. Esin Ayfer Çulha Dildök de kadına yönelik erkek şiddeti vakalarından örnekler sıraladığı konuşmasında özetle şunları dedi:
“Karantina döneminde kadına yönelik şiddet Çin’de 3 kat arttı, İtalya şiddet hatlarını 24 saat çalıştırmaya başladı, Fransa’da eczacılar ‘maske 19‘ parolası ile yardım isteyen kadınları polise bildireceğini söyledi.
“Kadına yönelik şiddet pandemi döneminde ülkemizde de arttı. Birleşmiş Milletler 2019 yılında yayınladığı raporda ‘Kadınlar için en tehlikeli yer evleri’ demişti ve Covid 19 hepimizi zorunlu olarak evlere soktu.
“Kadınlar eve şiddet gösterenleri ile birlikte tıkılı kalmıştı. Gidecek yerleri yoktu. Pandemi tüm süreçleri etkiledi. Enfeksiyondan çekinen kadınlar darp raporu almaya gitmiyorlar, babalarının hasta olmasından korkan çocuklar şikayet edemiyorlar, pandemi koşullarında kolluk kuvvetleri müdahaleden kaçınıyor, adli makamlar tutuklu yargılama tedbirini almıyorlar.
“2020 yılında öldürülen kadınların yüzde 60’ı evlerinde öldürüldü. Huzur bulmaları gereken evler mezarları oldu.
“Pandemi sadece şiddet ile değil, iş ve yaşam alanını kötüleştirerek de kadınları vurdu. Pandemi döneminde 1 milyon 400 kadın işinden ayrılmak zorunda kaldı ya da çıkarıldı.
“Evden çalışmaya başlayan kadınların yükü üç kat arttı. Bir taraftan kurumsal işini yapıp, bir taraftan ev işleri ile uğraştı, okula gidemeyen çocukların öğrenimini devam ettirip oyun ihtiyaçlarını karşıladı. Eşler bu dönemde iş bölümünü adaletli paylaşamadı.
“Sağlık çalışanlarının yakınları aşılansın”
“Görevini bırakma ya da izin alma hakkı olmayan biz sağlık çalışanı kadınların durumu işin başka boyutu.
“Ya kimse evden çıkmasın dediğimiz günlerde ‘kreşler kapanmasın’ diye talepte bulunduk ya çocuklarımızı aylarca görmemek üzere aile büyüklerinin yanına bıraktık ya aile büyüklerimizi görmek zorunda kalarak çocuğumuzu emanet ediyoruz. Her gün yaşadığımız iş stresi yetmez gibi evdekilere enfeksiyon bulaştırma stresi ile mücadele ediyoruz.
“Aşı geldi ama stresten kurtulamıyoruz. Çünkü eşimizi, annemizi, babamızı aşılatamıyoruz. Bir taraftan yaş gruplarına aşılama yapıyor, bir taraftan onlara imrenerek bakıyoruz. Eşleri aşılanabildiği için mutlu oluyoruz. Bir an önce bizlerin yakınları için de aşı tanımlanmasını talep ediyoruz.
Demir: Günlük vakada üç, aktif vakada yedinciyiz
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir ise şunları dedi:
“Günlük vaka sayısında 50 bini aşkın rakamlarla dünyada en çok vaka görülen üçüncü ülke durumundayız. Toplumdaki hastalık ve virüs yükünü gösteren, pandeminin sonlanması için hayati öneme sahip olan aktif vaka sayısında ise 380 bin ile dünyada yedinci sıradayız.
“Yapılan test rakamlarının yükseldiğini baz alırsak, sessiz seyreden vakalarla birlikte toplumumuzda bulaşıcılığın kaynağı olabilecek vaka sayısı 1,5 milyon civarıdır. Hareketli nüfus içinde bu kadar pozitif vaka olması, başta yeni mutasyonların ve bunun sonucunda varyantların görülme olasılığını artırmaktadır ve bu bizim için ciddi riskler oluşturmaktadır.
“Ne yazık ki yeni vakaların artmasıyla birlikte günlük vefat sayılarımızın da tekrar yükselişe geçtiğini görüyoruz. Ülkemizdeki vefat sayısı 32.500’ü geçerek, Covid-19 nedenli Dünya'da en çok vefat görülen 19. ülke konumunda yer alıyoruz. Vaka ve ciddi hasta sayılarının artmasıyla birlikte yoğun bakım doluluk oranlarımızın yükselmesi özellikle büyükşehirlerimizde ihtiyacı karşılamayacak noktaya gelmekte olduğunu ve hekimlerin hasta seçmek zorunda kalma riski ile karşı karşıya kalmak üzere olduğunu gösteriyor.”
Tamur: Düze çıkmak kolay olmayacak
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Tamur ise sağlık emekçilerinin görevlerini hakkıyla yerine getirdiğini belirterek şunları dedi:
“Normal dönemlerde bile bizi zorlayan personel eksikliğine ve salgının idaresinde yapılan yanlışlara rağmen, halkımızı bu salgında yalnız bırakmamayı, kaderlerine terk etmemeyi başarmış bir sağlık ordusu olarak gururluyuz.
“Ne var ki sağlık çalışanları bu süreçte sadece Covid-19 ile mücadele etmedi. Özellikle aile hekimliklerinde, Sağlık Bakanlığı bürokrasinin bilgi, beceri, koordinasyon ve iletişim sıkıntısı asıl mücadele alanımızı oluşturdu. Salgının kendisinden çok salgınla mücadeledeki biçilen roller ve bunların uygulaması ile mücadele etmek asıl dikkat çekilmesi gereken konu oldu.
“Bugün geldiğimiz noktada her ne kadar aşılanma ile umutlansak da yeni ve güçlü bir pik ile karşı karşıya olduğumuz, önümüzde daha ne kadar süreceğini bilmediğimiz zorlu bir yolun bulunduğu gerçeği de tüm çıplaklığı ile durmaktadır.
“Yorulmuş, yaralanmış, umudunu yitirmeye yüz tutmuş, kayıplar vermiş, ekonomik, fiziksel ve psikolojik olarak yıpranmış bir sağlık ordusu ile pandeminin bu sürecini sağlıklı bir şekilde atlatarak, 82 milyon vatandaşımızı aşılamak ve düze çıkmak kolay olmayacaktır. Kaldı ki virüsün de her an yeni sürprizlere açık olduğu aşikârdır.
“400’e yakın meslek şehidi veren ama onlara şehitliğe dair hakları teslim edilmeyen, yıpranmalarının karşılığı verilmeyen, ekonomik olarak ilave kayıpların karşılanması gerekirken mevcut koşullarda her gün daha da fakirleştirilen, kalitesiz ve yetersiz kişisel koruyucu ekipmanla ön saflara sürülen, izin kullanamayan, istifa edemeyen, hastalanırsa ücreti kesilen, ölürse bir kaçının isminin bir kuruma verilmesi dışında unutulan, kendilerine kayıtlı 60 yaş üstü bireyleri ve eşlerini aşılayarak koruyabiliyorken; kendi evinde aylardır sarılamadığı eşini, annesini, babasını aşılanıp koruyamayan, maskesini takması istenildiği ya da köpeğine antibiyotiğini yazılmadığı için vatandaşın SABİM-CİMER şikayeti ile soruşturulan, idarece düşman görülen, vatandaşın önüne atılan, saygınlığı ayaklar altına alınmaya çalışılan, uğradığı sözel, psikolojik ve fiziksek şiddet yok sayılan bir meslek grubu olarak; şeffaf ve ayrıntılı bir bilgilendirme, kesintisiz iletişim, empati ve pozitif ayrımcılık taleplerimizi her fırsatta iletmeye devam edeceğiz.”
Bak: Kanser vakaları artıyor
İSTAHED Aile Hekimliği Sempozyumu Bilimsel Sekreteri Dr. Gizem Bak ise kanser vakalarına dikkat çekti:
“Kanserler, görülme sıklığı giderek artarak ölümlere sebep olmaya devam ediyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 150 bin kişi kanserle tanışıyor. Ancak modern tıbbın her geçen gün gelişmesi sayesinde bunu mümkün olan en kısa sürede yakalamak ve kür sağlamak artık mümkün olabiliyor.
“Kadınlarda en sık görülen tür meme kanseridir. Türkiye’de her 12 kadından birinde ve kanser olan her dört kadından birinde görülmektedir. 50-70 yaş arasındaki menopoz sonrası dönemde olan ve ailesinde meme kanseri görülmüş olan kadınlarda risk daha da artmaktadır.
“Aile hekimleri olarak kadın sağlığı üzerinde bu derece önemli kanserlerle savaşmak koruyucu sağlık hizmetimizin en önemli parçasıdır.
“Bu noktada kanser taramalara ve kadın takiplerimize yeterli ve kaliteli vakit ayırabilmemiz için görevimiz dışındaki angarya ve raporlarla uğraşmamızın istenmemesi en önemli noktadır.
“Ülke sağlığını korumak için çalışmaya gönül vermiş aile hekimleriyiz. Yeter ki kendi işimizi yapalım.” (EKN)