Bu tartışmayı bir yana bırakalım, sorunu sektörel bir analizle ele aldığımızda yine vahim bir sonuca ulaşıyoruz. TÜİK'e göre, 2005'te istihdamda tarım yüzde 30 pay almış. Böyle olunca istihdamın yüzde 70'iI tarım dışı sektörde, yani sanayi, inşaat, hizmetler sektörlerinde.
TÜİK, 2005 yılında işsizlik oranını genelde yüzde 10,3 olarak veriyor. Ama, tarımı dışarıda bırakıp tarım dışı işsizlik sözkonusu olduğunda bu oranın yüzde 13,6'ya çıktığını görüyoruz. Buradan anlıyoruz ki, işsizlerin ezici çoğunluğu tarım dışı kesimde, yani ağırlıkla kentlerde.
Nitekim, 2005'in 2,5 milyon işsizinin yüzde 97'sinin tarım dışı kesimde olduğu , bu anlamda tarım kesiminde işsizliğin yüzde 1,1 gibi çok düşük bir oranda yer aldığını, işsizliğin neredeyse tamamen tarım dışı kesimde olduğunu anlıyoruz.
Buradan şu sonuç çıkıyor: Tarımsal nüfusun işgücü ve istihdam durumunu analize katmak, aslında işsizliği kamufle edici bir unsur. O zaman yapılması gereken, işsizlik deyince doğrudan tarım dışı işgücü-istihdam-işsizlik göstergelerine bakmak. Nitekim bu yapıldığında, 2001 krizi sonrası üst üste gerçekleştirilen yüksek büyüme hızlarına karşın tarım dışı işsizliğin yüzde 14 dolayında olduğu , son 5 yılda tarım dışı işsizliğin, yüksek büyüme oranlarına karşın, 1,5 puan arttığı görülüyor.
Büyüme ve İşsizlik (2001-2005)
|
Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır
İşsizliğin coğrafyasıİşsizliğin reel fotoğrafını vermeye daha yatkın olan tarım dışı işsizlik olgusuna bir de bölgesel açıdan bakınca ne görüyoruz? Hangi kentlerde işsizlik daha alarm verici boyutta?
* Tarım dışı işsizlik oranının en yüksek olduğu bölgeyi Malatya ve çevresi oluşturuyor. Bu bölgede her 100 kişiden 27'si işsiz durumda. Bu bölgeyi, Çukurova yani Adana-Mersin izliyor. Bu bölgede de işsizlik oranı yüzde 22'ye yaklaşmış durumda. Adana-Mersin hattında 212 bin işsiz var.
* Yine Çukurova'nın bir alt bölgesi Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye'de de her 100 kişiden 21'i işsiz durumda. Bu bölgede de 141 bin işsiz var. Böylece birbirine komşu bu üç alt bölgede işsizliğin ortalama yüzde 25'i bulduğu, geniş anlamda Çukurova'da her 4 kişiden 1'inin işsiz olduğu anlaşılıyor.
* Yoğun işsizliğin yaşandığı ikinci bölge İç Anadolu yüzde 17 oranında işsizlik yaşıyor. Kayseri ve çevresinde de yüzde 16'yı aşkın işsizlik var.
* Kentlerde işsizliğin en yoğun olduğu üçüncü bölge Van havzası. Bu bölgede de her 100 kişiden 15'i işsiz.
* Büyük metropollerden İzmir ve Ankara da işsizlik yüzde 15'i bulmuş durumda. İzmir'de 173 bin, Ankara'da da 214 bin işsiz var. İzmir, yatırım çekmede altıncı, Ankara ise ikinci sırada olmasına karşın, işsizliğin yüksek seyrettiği görülüyor.
* Gaziantep, son 5 yıldır en çok sanayi yapılan ikinci il olmasına karşın, Adıyaman ve Kilis ile birlikte 80 bin işsiz barındırıyor.
* İşsizlik Güneydoğu için de önemli bir sorun ve Güneydoğu kentlerinde işsizliğin yüzde 15 dolayında seyrettiği görülüyor.
* İstanbul, toplamı 2,5 milyonu aşan işsizlerin 460 binini yani yüzde 18'ini barındırmakla beraber, işsizlik İstanbul'da yüzde 11,5 oranında. İstanbul, son 5 yılda yatırımların yüzde 25'ine yakınını çeken metropol olarak belli ölçülerde istihdam yaratmış olmalı ki, megapolün işsizliği, yüzde 13,6'lık Türkiye ortalamasının altında görünüyor.
İşsizliğin Coğrafyası, 2005
|
Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır.
* Tarım dışı işsizliğin, Türkiye ortalaması olan yüzde 13,6'nın altında kaldığı Anadolu ve Trakya kentleri analiz edildiğinde , İstanbul'un bir tür arka bahçesi sayılan Trakya illerinde,Bursa ve çevresinde işsizliğin yüzde 10'larda seyrettiği görülüyor.* Doğu'da Erzurum ve çevresinde kent işsizliği yüzde 11'in üstünde seyrederken, Ağrı, Kars dolaylarında en düşük işsizlik oranının görülmesi, daha çok istatistiki tanım farklılıkları ile ilgili olsa gerek.
* Antalya ve yöresinin en düşük işsizlik yaşayan illerinden biri olması da bölgenin turizm ve inşaat sektöründeki hızlı gelişmesinin yarattığı istihdamla ilgili olsa gerektir.gerektir.
Sonuç olarak
Özetlemek gerekirse, işsizliğin gerçek görüntüsü yakalanmak isteniyorsa,
1. TÜİK'in işgücü tanımının neden olduğu kamuflajı akılda tutmak gerekiyor. Resmi işsizliğe her zaman bir de aynı büyüklükteki sayılmayan işsiz sayısını eklemek gerekiyor.
2. İşsizliği kamufle eden bir diğer unsur tarımı dışarıda tutarak, tarım-dışı işsizliğin izini sürmek gerekiyor.
Bu yapıldığında, resmi olarak 2005'te yüzde 10,3 görünen resmi işsizliğin tarım dışında, yani ağırlıkla kentlerde yüzde 14'e yaklaştığı görülüyor.
Tarım dışı işsizlik bazı bölgelerde yüzde 25'i aşarken, yüzde 10'lara kadar düştüğü bölgeler de var. En yüksek kent işsizliği yaşanan bölgeleri geniş anlamda Çukurova, İç Anadolu ve Van Havzası yaşıyor. Adana-Mersin aksı, onu tamamlayan Hatay dolayları, komşu bölge Malatya ve çevresinde işsizlik yüzde 25'lerde seyrediyor.
İç Anadolu bölgesini oluşturan illerde de işsizlik yüzde 16-17 dolayında seyrederken Van ve çevresinde de işsizliğin yüzde 15'i aştığı görülüyor. Büyük metropoller içinde de İzmir ve Ankara'da işsizliğin yüzde 15'i bulduğu görülüyor.
İstanbul ve çevresi , son 5 yılın yatırımlarının üçte birinden fazlasını almış olmalarının ve artan inşaat yatırımlarının etkisiyle yüzde 11 dolayında işsizlik yaşamaktalar. Yine turizm yatırımlarının ağırlıkta olduğu Antalya ve bazı Ege bölgelerinde de işsizliğin Türkiye ortalamasının altında seyrettiği görülüyor.
Halkın en büyük sorun olarak tarif ettiği işsizliğin bu coğrafi görünümünün 2007 seçimlerinde seçmen tercihlerini ne kadar etkileyeceği ise ayrı bir analiz konusu. (MS/TK)