UAÖ'nün "Kasıtlı yıkım mı 'dolaylı hasar' mı? Sivil yerleşime yönelik İsrail saldırıları" başlıklı raporu; İsrail'in Lübnan'daki binlerce evi, onlarca yol ve köprüyü, enerji ve su hattını askeri strateji olarak yok ettiğini; bu saldırıların "dolaylı hasar" olarak değerlendirilemeyeceğini gösteriyor.
Gilmore: Savaş suçlarını işleyenler hesap vermeli
Af Örgütü'nden Kate Gilmore, İsrail'in altyapıya saldırmasını, hukuka uygun diye yorumlayarak kendisini savunmasının kesinlikle yanlış olduğuna dikkat çekiyor.
Gilmore, "Raporda belirtilen ihlallerin bir çoğu, rasgele ve oransız saldırıyı da kapsayan savaş suçudur. Enerji ve su hatlarının, insani yardım için gerekli olan yolların büyük oranda tahrip edildiğini gösteren açık deliller, bu saldırıların önceden planlı askeri stratejinin bir parçası olduğunu göstermektedir." dedi.
Gilmore, İsrail Hükümeti'nin, "sivillere yönelik saldırıların Hizbullah'ı hedeflediğini, Hizbullah'ın insanları 'canlı kalkan' olarak kullandığı" açıklamalarının saldırıların boyutu ve kapsamı düşünüldüğünde, güvenilir olmadığını ifade etti.
"Çatışmaların her iki tarafındaki mağdurlar da adaleti hak ediyorlar. Gerçekleştirilen ihlallerin çok ciddi boyutlarda olması, iki tarafın da acil olarak incelenmesi gerektiğini gösteriyor. Savaş suçlarını işleyen faillerin hesap verme mecburiyetleri olmalı."
Sivil nüfusun yüzde 25'inin, yaşadığı yeri terk etmek zorunda bırakıldı
Af Örgütü'nün bilgiye birinci elden ulaşmak için Lübnan ve İsrail'de yaptığı araştırmaları ve çok sayıda mağdur, Birleşmiş Milletler yetkilisi, İsrail askeri (IDF) ve Lübnan Hükümeti yetkilisi ile olan görüşmelerini kapsayan raporunda yer verdiği deliller şöyle:
* İsrail askerleri tarafından sivil yerleşim ve köylerin tamamına yönelik toplu saldırılar,
* Stratejik olarak önemsiz bölgedeki köprülere saldırılar,
* İçme suyu tesisleri, su kuleleri ve süper marketlere saldırılar (sivillerin yaşayabilmesi için gerekli olan birimlere saldırılmasının yasak olmasına rağmen),
* Lübnan Hükümeti'nin ve halkının Hizbullah'a karşı gelmesi için; İsrail askerinin sivil yapıları hedeflediğini açıklayan İsrail askerleri.
Rasgele ve oransız olarak yapılan saldırıların ardından sivil nüfusun yüzde 25'inin, yaşadığı yeri terk etmek zorunda bırakıldığına yer verilen raporda, bu bilginin resmi açıklamalarla beraber incelendiği zaman, altyapıya yönelik saldırıların kasıtlı olduğu ve tesadüfi askeri saldırı olarak değerlendirilemeyeceği belirtiliyor.
UAÖ, çatışmada yer alan tüm tarafların gerçekleştirdikleri ihlallerin araştırılması için çok taraflı, bağımsız ve adil BM soruşturmasının acilen gerçekleştirilmesi çağrısında bulundu ve ekledi: "Çatışmalarda sivil nüfusun nasıl etkilendiği incelenmeli ve uluslararası hukuka göre suç işleyenlerin hesap vermesi sağlanmalı". (KÖ)
* UAÖ'nün "Kasıtlı yıkım mı 'dolaylı hasar' mı? Sivil yerleşime yönelik İsrail saldırıları raporu"nun tamamı için tıklayınız.