İsrail Ordusu'nun "Mavi Marmara" insani yardım gemisine yönelik dokuz kişinin ölümüne neden olan askeri operasyonuna dair hazırladığı Turkel Komisyonu raporu, hukuka aykırılık yaşanmadığı kanaatine yer veriyor. Ancak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dışında genel kanı, Komisyon kararının olgulara objektif bakılmadığı yönünde.
İsrail'in 31 Mayıs 2010 tarihinde giriştiği gemiye yönelik silahlı baskın Türkiye hükümetinin sert tepkisine ve İsrail ile diplomatik ilişkilerin kesilmesine neden olmuştu. Hükümet, İsrail'den özür ve tazminat beklediğini açıklamıştı.
İsrail'in 23 Ocak'ta açıkladığı raporuna göre, "Gazze Şeridi'nde uygulanan deniz ablukası uluslararası Hukuk kurallarını ihlal etmiyor". Rapora göre,
İsrail'in "deniz ablukasını savunmak için" girişilen operasyon "insan hayatına mal olan ve yaralanmalara yol açan üzücü sonuçlar doğurduysa da, gerçekleştirilen eylemler uluslar arası yasalarla uygun" idi.
Türkiye tarafından oluşturulan komisyonun Birleşmiş Milletlere (BM) sunduğu ara rapordaysa, "askeri müdahalede temel hak ve özgürlükleri ile yaşama hakkı yok sayılan, hayatını kaybeden ve yaralananlara ise tazminat ödenmesi" talebinde bulunuldu.
İsrail raporuyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, "Bu sipariş üzerine bir rapordur. Kendi ülkesinde hazırlatılan bir raporun kıymeti harbiyesi olabilir mi?" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, rapor için "Bizim nezdimizde hiçbir kredibilitesi olmayan, 9 kişinin hayatını kaybettiği uluslararası sularda olan bir olayda, bunu gayriciddi bir şekilde değerlendiren ve neticelendiren, hiçbir uluslararası inandırıcılığı olmayan kendi belgelerinden başka bir şey değildir" dedi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı(İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım da raporu "Sipariş üzerine hazırlanmış, sözde bir rapor, Çok kötü bir çalışma, Yeni hiçbir şey olmayan bir rapor" şeklinde değerlendirdi:
"İsrail halkına sesleniyorum. Bu yöneticiler ve bu komisyon size değer vermiyor. Sizi zeka yoksunu kabul ediyorlar. Öyle bir rapor hazırlamışlar ki bu raporda yeni hiçbir şey yok. Bizi açık denizde vurup, teröristçe arkadaşlarımızı vurduktan sonra Türkiye İsrail ilişkilerini hiçe saydıktan sonra Aşdot Limanı'na götürüp sorgulayıp cezaevine attıktan sonra cezaevinde sorguladıkları sırada bize sordukları şeyleri doküman olarak bir araya getirmişler."
Konuyla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley ise, ''İsrail tarafından yapılan şeffaf, tarafsız ve inandırıcı bir soruşturmanın ürünü olan bu raporun bağımsız olduğunu düşündüklerini'' bildirdi.
Rapor yabancı basında
The Independent gazetesi, raporun, İsrail'in Filistin politikalarından kaygılanan dostları nazarında, kaygılarını daha da güçlendirecek bir etken olacağını yazdı.
Financial Times süreci İsrail ve Türkiye arasında yeni bir çatışma başlangıcı olarak değerlendirdi ve bir nevi soruşturma savaşı olarak nitelendirdi.
Jerusalem Post ise, ''İsrail, Savunma Bakanlığı ve İsrail Ordusu'nu fazlasıyla destekler nitelikte bulgular ortaya çıkardı" yorumunu yansıttı. Reuters Ajansı da, ''Türkiye, İsrail raporunda belirtilenler karşısında 'şoke oldu" dedi.İsrail'in Haaretz gazetesinde yer alan yorumu ise ''Rapor iyi de durum kötü'' şeklinde oldu. (EK/EÖ)
__________________________________
* Habere Elvan Kısmet katkı yaptı.