Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’daki cemaate akşam namazından sonra saldırdı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi Basın Sözcüsü Firas Dibs, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail polisinin Harem-i Şerif cemaatine müdahalede bulunduğunu söyledi.
Dibs, Filistinli gençler ile İsrail polisi arasında Mescid-i Aksa’nın güney batısındaki El-Meğaribe (Faslılar) Kapısı önünde tartışma ve sürtüşme yaşandığını belirterek, polisin ses bombaları ve plastik mermilerle müdahale ettiğini vurguladı.
Meclis'ten ortak kınamaTürkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) AKP, CHP, HDP, İYİ Parti ve MHP İsrail'in Mescid-i Aksa'daki saldırılarını ortak bildiriyle kınadı. Bildiride şöyle denildi: "İsrail'in, Kudüs'te sivil ve savunmasız Filistin halkına yönelik uyguladığı şiddet, baskıcı politikaları ve ibadet özgürlüğünü engellemeye yönelik girişimleri, Ramazan Bayramı'nın hemen arifesinde vahim bir boyut kazanmıştır. Mukaddes mekân Mescid-i Aksa ve çevresinde, İsrail güvenlik güçleri tarafından gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla gerçekleştirilen menfur saldırılar, bebek ve çocuklar dâhil çok sayıda masum Filistinlinin yaralanmasına sebep olmuştur. TBMM olarak bu zulmü ve hukuk tanımazlığı şiddetle kınıyoruz. "İsrail'in, yasadışı yerleşimciler lehine Kudüs'ün Şeyh Cerrah ve Silvan mahallelerindeki Filistinlilerin nesillerdir yaşadıkları evlerine el koyularak, zorla tahliye edilmelerine yönelik operasyonlarının hukuk dışı ve gayri insani olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. "Birleşmiş Milletler'in (BM) uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku çerçevesinde yıkım ve tahliyelerin durdurulması; mukaddes mekânların statükosunun korunması için İsrail'e yönelik çağrısına tam destek verdiğimizi ve bu çağrının arkasında bütün BM üyesi ülkelerin kararlılıkla durması gerektiğini belirtiyoruz. "Ayrıca, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), 1967'den bu yana İsrail'in işgali altındaki Doğu Kudüs dâhil Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip bulunduğuna dair kararı, İsrail'in Filistin topraklarında işlemekte olduğu suçlardan dolayı hesap vermesinin ve söz konusu suçların sorumlularının tespit edilmesinin önünü açmıştır. Bu çerçevede, UCM'nin yaşanan olaylar ve insanlık suçları bakımından İsrail'e karşı net bir tavır alarak, görevini yerine getirmesini talep ediyor ve destekliyoruz. "İsrail'in, Kudüs'e ilişkin BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu kararları dâhil olmak üzere uluslararası hukuka aykırı uygulamalarına karşı uluslararası toplumun daha fazla vakit kaybetmeden etkili ve sonuç verici bir şekilde harekete geçmesi için bütün dünyaya çağrıda bulunuyoruz. "TBMM olarak Kudüs'ün ve Harem-i Şerif'in statüsünü aşındırmaya yönelik İsrail'in mütecaviz eylemlerine ve Filistin halkının meşru haklarını gasp etme girişimlerine karşı her zaman gerekli tepkiyi vermeye; Filistin davasını ve kardeş Filistin halkının özgürlük, adalet ve bağımsızlık mücadelesini savunmaya devam edeceğimizi en kuvvetli şekilde beyan ediyoruz." |
Hava operasyonuna onay
Öte yandan İsrail Güvenlik Kabinesi abluka altındaki Gazze Şeridi'ne geniş çaplı hava operasyonu düzenlenmesini kabul etti.
Anadolu Ajansı’nın (AA) Yedioth Ahronoth gazetesine dayandırarak aktardığı habere göre, bugün düzenlenen Güvenlik Kabinesi toplantısında Gazze'den atılan roketler nedeniyle bölgeye geniş çaplı hava saldırısı düzenlenmesinin kabul edildiği ancak kara operasyonuna onay verilmediği belirtildi.
Sabah da müdahale olmuştu
İsrail polisinin sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'daki Filistinlilere yine saldırmış ve Filistin Kızılayı, İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya müdahalesinde 305 kişinin yaralandığını açıklamıştı.
TIKLAYIN - Filistin Kızılayı: İsrail polisinin müdahalesinde 305 kişi yaralandı
Dışişleri’nden açıklama
Yaşanan gelişmelerle ilgili Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İsrail güvenlik güçlerinin, uluslararası toplumun tüm çağrılarına rağmen Harem-i Şerif'in kudsiyetini ihlal etmeyi ve Mescid-i Aksa'da ibadet eden Filistinli sivillere ses bombalarıyla ve güç kullanarak müdahalede bulunmayı sürdürmesini kınıyor, bu saldırıların bir an önce sona erdirilmesini bekliyoruz.
“İsrail yönetimine, ırkçı Yahudi gruplar ve güvenlik güçlerince Mescid-i Aksa'ya yönelik gerçekleştirilen saldırıların durdurulması ve ırkçı grupların Harem-i Şerif'e girişlerine izin verilmemesi için gerekli tedbirleri alma çağrımızı yineliyoruz.
“Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Ramazan ayı boyunca devam eden elim olaylar, 2018 yılında ülkemizin öncülüğünde kabul edilen İslam İşbirliği Teşkilatı ve BM Genel Kurulu kararları çerçevesinde, Filistinli sivillerin uluslararası koruma altına alınmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
“İşgal altındaki topraklardaki bu ve benzeri olayların engellenebilmesinin tek yolu, İsrail'in bu eylemlerinden uluslararası alanda sorumlu tutulması olacaktır.”
TIKLAYIN - İsrail-Filistin Sorununun Tarihçesi: 1897'den 2018'e
(EKN)