ARAP İŞÇİ SENDİKASI'NIN RAPORU
"İsrail 34 rehin Filistinli işçiyi cezaevlerinde işkenceyle öldürdü"

7 Ekim 2023'te Hamas önderliğindeki "El Aksa Tufanı" adı verilen İsrail içlerine yönelik saldırı sonrasında gözaltına alınan Filistinli işçilerin en az 34'ünün israil Cezaevi Hizmetleri'nin de doğruladığına göre, gözaltı merkezlerinde öldürüldüğü açıklandı.
İsrail 34 işçinin gözaltı merkezlerinde öldüğünü kabul etti
Merkezi Nasıra'daki (Nazareth) Arap İşçi Sendikası'nın hukuk danışmanı Vehbi Badarneh Arab48 haber kuruluşuna yaptığı açıklamada sendikanın derlediği tanıklıklara göre, 8 Ekim 2023'ten beri kayıp olan ve kendilerinden haber alınamayan Gazzeli 46 Filistinli işçinin akıbetleri konusunda İsrail polis ve ordu makamlarına yönelik sorularına yanıt aldıklarını söyledi.
Buna göre İsrail Hapishane Hizmetleri, Filistin sendikasına, gözaltı merkezlerinde "meçhul koşullar altında veya kalp krizinden" 34 işçinin öldüğünü doğrulayan muğlak bir yanıt verdi.
Badarneh, 7 Ekim 2023'e kadar Gazzeli 18 bin Filistinlinin çalışma izniyle İsrail'de olduklarını ancak saldırıdan sonra İsrail yetkililerinin işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'den Filistinlilerin çalışma izinlerini kaldırdıklarını söyledi.
Badarneh, Batı Şeria'dan gelenlerin nispeten daha kolay geri döndüklerini ancak kuşatma altındaki Gazze'den gelecek işçiler için durumun çok daha zor olduğunu söyledi.
İsrail'de çalışan Gazzeli işçiler misilleme olarak işkenceye alındılar
Badarneh, Arab48'e verdiği demeçte, "İsrail ile Gazze arasındaki 'Gazze Cebi' denilen sınır bölgesinde bir kargaşalık hali ve bilgi karmaşası vardı, duvarlar aşılıp yıkıldıktan sonra kimin işçi kimin karşıdan gelenler olduğunu bilen yoktu." dedi.
"Bu kargaşa nedeniyle Gazzeli işçiler dağıldı, kimileri Gazze'ye dönmekten korktu, kimileri Batı Şeria'ya sığındı, ve kimileri de Gazze Cebi'ndeki olaylara misilleme olarak askeri kontrol noktalarında gözaltına alındı, tutuklandı ve vahşice ve korkunç muamelelere maruz kaldılar."
Badarneh'e göre, Gazzeli yüzlerce işçi, aralarında Gazze'den kaçırılan Filistinlilerin uğradıkları işkenceler nedeniyle adı çıkan Sde Teiman ve Ofer gözaltı merkezlerinin de olduğu İsrail'in kurduğu cezaevlerine aktarıldılar.
Badarneh, Arap İşçi Sendikası'nın başlangıçta yakınlarıyla iletişimlerini kaybetmiş Filistinlilerden çok sayıda istek ve şikayet aldıklarını söyledi.
"Bu şikayetlerin sayısı yüzlere ulaştığında, sorunun ciddi olduğunu ve bireysel vakalarla sınırlı olmadığını gördük," diye ekledi.
Sendika bazı İsrailli yetkililer ve devlet kuruluşlarıyla iletişime geçseler de bilgi edinme istekleri ilgisizlikle karşılandı ve önemsenmedi. Ancak grup çabalarını ısrarla sürdürmeye devam ettikçe bazı kapılar aralanmaya başladı.
Badarneh, "Çalmadık tek bir kapıyı bile bırakmadık," dedi. "Evet, Yüksek Mahkemeye de gittik ve sonunda İsrail gazetesi Haaretz konuyla ilgili bir haber yayımladı."
Haber üzerinde çalışan gazeteciye bir İsrail ordu sözcüsünce "kontrol noktalarında öldürülen kimi işçilerin cesetlerinin Erez kontrol noktası üzerinden gömülmek üzere Gazze'ye nakledildiği" söylendi.
"Korkunç işkence yöntemleri açığa çıktı"
Batı Şeria'ya sığınan ve Eriha'da Filistin askeri okulunda barındırılan Gazzeli kimi işçilerin kaçırılmalara ilişkin verdikleri bilgilere göre, o dönemde görgü tanıklarının anlatımları ve video kliplerle de doğrulandığı şekilde gözaltına alınan Filistinli işçiler vahşice dövüldüler, giysileri çıkarılarak soyuldular ve çeşitli işkence yöntemlerine maruz kaldılar.
Sendika bu bilgilere dayanarak, kayıp Filistinli işçilerin İsrail gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürüldüğü sonucuna vardı.
Sendika daha sonra ellerindeki bilgileri Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail aleyhine şikayetler kapsamına alınması için Avrupa'daki sendikalara iletti.
Badarneh, İsrail tarafından seyahat etmeleri engellenen "Gazzeli işçiler[in], tüm zorluk ve kısıtlamalara rağmen, Uluslararası Çalışma Örgütü önünde ifade vermek üzere Cenevre'ye çağrıldı[klarını]" ekledi.
Sendikanın verdiği bilgi Kasım 2023'te MEE'nin yayımladığı tanıklıklarla örtüşüyor
Middle East Eye (MEE) Kasım 2023'te söyleşi yaptığı işçilerin anlatımlarının Badarneh'nin söyledikleriyle bire bir çakıştığını belgeledi.
Bir işçi MEE'ye Kasım 2023'te verdiği söyleşide "İşkence gördük, kimse bize merhamet etmedi. Paramızı ve giyeceklerimizi aldılar, işkenceler sırasında bizi üç gün boyunca çıplak bıraktılar. Açtık, tekmelediler ve yumrukladılar, başımıza bastılar ve hala bu acılar sürüyor." demişti.
Aynı ay, Euro-Med İnsan Hakları Gözlemcisi, Gazze'den binlerce işçinin dört haftalık esaretleri sırasında İsrail güçleri tarafından "korkunç işkence biçimlerine" maruz kaldığını ortaya koymuştu.
Euro-Med, "Tanıklıklar[ın], işçilerin birkaç gün boyunca yiyecek ve su olmadan bırakıldıklarını, işkence gördüklerini, elektrik akımına maruz bırakıldıklarını ve yakıldıklarını, ayrıca cinsel tacize uğradıklarını ve vücutlarına işenerek kasıtlı aşağılandıklarını ve benzeri görülmemiş kötü muameleye maruz kaldıklarını [gösterdiğini]," bildirdi.
Kuruluş çok sayıda Filistinli işçinin de işverenlerinin kötü muamelesine uğradığını ücretlerinin ödenmesinin reddedildiğini, üzerlerine tükürüldüğünü, aşağılama ve hakaretlere maruz bırakıldıklarını da belirtti.
İsrail Devlet Başkanı İzak Herzog: "Asıl bizim rehinelrimiz korkunç koşullarda"
İsrail Devlet Başkanı, BBC'de katıldığı bir programda İsrail'in elindeki Filistinli rehinelerle Hams'ın elindeki İsrailli rehinelerin koşullarının aynı derecede kötü olduğuna ilişkin haberleri kınayarak "Bu yanlış eşdeğerliği tamamen reddediyorum," dedi.
"İsrail, hukukun üstünlüğüne bağlı bir demokrasidir. İsrail'deki tutuklular, Yüksek Mahkeme yargıçlarının ziyaretleri de dahil olmak üzere yasal denetim altında verilen tüm hakları alırlar. Bazı Filistinli tutuklular, Gazze'ye dönmek yerine İsrail gözaltında kalmayı tercih ettiler. Bu arada, Hamas teröristleri vahşetler işliyor ve masum insanları korkunç koşullarda tutuyor."
7 Ekim katliamının sadece İsrail'e yönelik bir saldırı olmadığını; tüm özgür dünyaya karşı yapıldığını söyleyen Herzog İsrail'in bu tür suçlardan sorumlu olanları gözaltına almaya hakkı olduğunu ve bunun terörist saldırıların artmasını önlediğini ekledi.
Gazze'deki rehinelerin "korkunç" koşulları
Herzog, hala Gazze'de alıkonulan rehinelerin vahim bir durumda olduklarını ve çektikleri acıların yürek burktuğunu aktardı. Tutsakların aylarca yer altı tünellerinde, çok az yiyecek veya tıbbi bakımla, ciddi fiziksel ve psikolojik travmalar yaşayarak tutulduklarına dair ayrıntılı anlatımlarda bulundu.
(AEK)