BM İnsan Hakları Komitesi, haklarında herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı olmaksızın önceki Katalan Hükümet ve Parlamento üyelerini 2017 bağımsızlık referandumu gerekçesiyle görevden alan İspanya hükümetinin Katalan siyaset inanlarının haklarını çiğnediğine karar verdi.
Komite, bugün (Çarşamba) Katalonya eski Başkan Yardımcısı Oriol Junqueras i Vies ve üç eski bakan Raül Romeva i Rueda, Josep Rull i Andreu ve Jordi Turull i Negre'nin şikayetlerini değerlendirerek karara bağladı. Dört Katalan siyaset insanı bağımsızlık referandumuna ve daha sonra Katalonya Parlamentosu'nun Ekim 2017'de bağımsızlık ilanına varan olaylara katıldıkları gerekçesiyle yargılanıp mahkum edilmişlerdi.
Arka plan
Katalonya Parlamentosu, Eylül 2017'de Katalonya'nın bağımsızlığı konusunda referandum düzenlenmesine imkan vereen bir yasa çıkarmıştı. Anayasa Mahkemesi'nin referandumu askıya alma kararına ve polisin müdahalesine karşın 1 Ekim' 2017'de referandum yapılmıştı.
Anayasa Mahkemesi Ekim ortasında yasanın da referandumun da anayasaya aykırı, geçersiz ve hükümsüz olduğuna karar verdi. Buna karşın Katalonya Parlamentosu bağımsızlığını ilan etti ve bu nedenle İspanya Hükümeti tarafından derhal feshedildi.
Junqueras ve üç bakan, diğer yetkililerle birlikte, anayasal düzene karşı şiddete dayanan bir ayaklanma çağrısı yapılması koşuluna dayanan isyan suçuyla yargılandılar. Temmuz 2018'de, kamu görevlilerinin yalnızca isyanla suçlanmaları halinde görevden uzaklaştırılmasına olanak veren Ceza Muhakemesi Yasası uyarınca Milletvekilliklerine son verildi.
Mahkemeye çıkarılmadan önce tutuklu bulundukları sırada, dört eski Parlamento üyesi, herhangi bir mahkûmiyete çarptırılmadan önce kamu görevlerinden uzaklaştırılmalarının Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 25. Maddesi'ne aykırı olduğunu ileri sürerek siyasal haklarını ihlal edildiği gerekçesiyle davalarını BM İnsan Hakları Komitesi'ne taşımışlardı.
Dört siyset insanı Ekim 2019'da yargılalama sonunda "isyan suçu"ndan değil, "şiddet unsuru içermeyen bir suç olan isyana teşvik"ten hüküm giydiler ve milletvekilliklerinden uzaklaştırılma cezaları kaldırıldı.
Tepkiler
Komite üyesi Hélène Tigroudja, "Komite, siyasi haklara yönelik kısıtlamalara karşı güvencelerin, bu kısıtlamaların bir mahkûmiyet sonrasında değil, öncesinde meydana gelmesi halinde daha sıkıca uygulanması gerektiğini doğrulayan önemli bir adım attı" dedi.
Dört şikayetçinin "halkı kesinlikle barışçıl kalmaya çağırdıklarını" dikkate alan Komite, mahkumiyet kararı verilmeden önce görevlerinin otomatik olarak askıya alınmasına gerekçe gösterilen "isyanla suçlanma" kararının "ve kanunun öngördüğü nesnel gerekçelere dayanmadığı için öngörülebilir olmadığı ve bu nedenle makul gerekçelere dayanmadığın"ı değerlendirdi.
Komite, "Seçilmiş görevlilerin görevden alınması kararı, siyasi hakların kısıtlanması için makul ve nesnel gerekçeler oluşturan açık ve öngörülebilir yasalara dayanmalı ve bireysel bir değerlendirmeye dayalı olarak uygulanmalıdır." dedi.
"Böylesi yaklaşım ve güvenceler, kurumlara saygı gösterilmesini sağlamanın ve demokratik bir toplumda hukukun üstünlüğünü geliştirmenin en iyi yoludur."
(AEK)