İKK, aldığı kararda, "İsrail'in yürüttüğü kapatma ve Filistinlilerin evlerini yıkma politikasının ülkenin 1991 yılında onayladığı BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Sözleşme'ye Karşı Sözleşmesi'nin 16. Maddesinin ihlali olarak "belirli durumlarda zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da cezaya varabileceğini" ifade etmişti.
Bu karar çerçevesinde UAÖ, "Şimdi İsrail yetkililerini Komite'nin bütün tavsiyelerini hayata geçirmeye davet" etti ve Komite'nin şu tavsiyesini hatırlattı:
"Taraf devlet, Sözleşme'nin 16. Maddesini ihlal ederek gerçekleştirdiği kapatma ve ev yıkımları politikalarından vazgeçmelidir."
UAÖ'nün konuyla ilgili açıklamasında şöyle denildi:
* İsrail'in kapatma politikasının anlamı şu: Batı Şeria'daki her köy ya da kasabaya giden yaklaşık her yol toprak, beton bloklar, hendekler ve asker mevcutlu engellerle kapatılmıştır. İşgal Altındaki Topraklardaki birçok yol Filistinlilere yasaklanmıştır. 20 dakika süren yolculuklar artık 2-3 saat sürmektedir. Filistin insan hakları örgütleri Komite'ye, hastaneye varmaları geciktiği için ölen 14 kişi ve hayati tehlike yaratan tıbbi komplikasyonlar yaşayan diğerleriyle ilgili ayrıntılı bilgi sundu.
* İsrail yıllardır Filistinlilerin evlerini yıkma politikası sürdürmektedir. Evler, ayrımcı planlama yasalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle ya da "güvenlik" nedenleriyle yıkılmaktadır. Geçtiğimiz yıl içinde yıkılan 500 üzerindeki ev, büyük çoğunluğu çocuk olan en az 4,000 kişiyi evsiz bıraktı.
* Evler uyarı yapılmasından sonraki birkaç dakika içinde ya da hiç uyarı yapılmadan yıkılmakta ve binlerce Filistinliyi maddi zarar ve travmaya uğratmaktadır.
* Komite ayrıca çocuklar da dahil tecrit gözaltı uygulaması ve 1999 İsrail Yüksek Mahkemesi kararıyla yasaklanan sorgu yöntemlerinin kullanılmaya devam etmesinden duyduğu kaygıyı da dile getirdi. Bu yöntemler arasında acı verici pozisyonlarda uzun süreli uykusuz bırakma; sarsma ve yüksek ses dinletme de bulunuyor.
* Komite ek olarak idari gözaltının zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da cezayı yasaklayan "16. Maddesi ile uyumlu olmadığı" konusunda kaygısını dile getirdi. İdari gözaltı, gözaltındaki kişinin yargılanmaksızın belirsiz süre boyunca tutulabilmesine olanak tanıyan bir uygulama.
* Komite İsrail'e, "Sözleşme'nin yasakladığı sorgu yöntemlerinin" kullanılmaması, tüm gözaltında tutulanların derhal hakim önüne çıkarılması ve işkenceyle elde edilen itirafların ve bu itiraflardan elde edilen delillerin hariç tutulmasını tavsiye etti. Komite İsrail'e, işkence iddialarıyla ilgili etkin şikayet, soruşturma ve kovuşturma mekanizmaları oluşturması yönünde tavsiyede bulundu.
* İşkenceye Karşı Komite, Yüksek Mahkeme'nin bir dizi sorgu yöntemini yasaklamasına dair Eylül 1999 kararının önemini kabul etmesine rağmen, kararın bu yöntemlerden bazılarına (uykusuz bırakma gibi), sorgu sürecine bağlı olmaları ve fiziksel baskı kullanan sorgucuların "gereklilik savı"nı kullanabilmelerine izin vermesinden üzüntü duyduğunu belirtti.
* Komite, "hiçbir istisnai koşulun işkenceyi haklı çıkarmak için kullanılamayacağını" tekrarlayarak "zaruriyetin, işkence suçunun olası mazereti olabileceği ulusal yasalardan çıkarılmalıdır" tavsiyesinde bulundu.
İşkenceye Karşı Komite nasıl oluştu?
İşkenceye karşı Komite, BM İşkence ya da Diğer Zalimane, İnsanlık dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya karşı Sözleşme'ye taraf devletler tarafından atanan 10 bağımsız uzmandan oluşan bir organdır.
Yılda iki kez toplanan Komite Sözleşmeyi onaylamış devletlerin hazırladığı raporları inceleyerek, Sözleşmenin koşullarının hayata geçirilmesini sağlamak için alınması gereken önlemler ile ilgili tavsiyede bulunur. Komitenin Cenevre'deki son toplantısında Benin, Endonezya, Ukrayna ve Zambia'nın da raporları incelendi.(NU)