Bu gençlerden Sema Taşar, hukuk fakültesini bitirdikten sonra bugün avukat. 26 yaşındaki Taşar, 3.5 aylık hamile ve çiçeği burnunda bir avukatken işkencecisiyle adliye koridorunda karşılaştı. Sema Taşar (Doğan), şimdi İzmir'de avukatlık yapıyor. Yakın çevresinin dışında Taşar'ın, Manisalı gençlerden olduğunu bilen hemen hemen yok. Eşiyle birlikte, İzmir'de hayatını sürdüren Sema Taşar, ortak bir kaderi paylaştıkları cezaevi arkadaşlarıyla arada bir de olsa görüşüyor. Sema Taşar, "Herkes yaşamını kurdu. Başka başka yerdeler" diyor. Sema Taşar, işkence gördüğü koridorlardan avukat olarak geldiği adliye koridorlarına giden zorlu 11 yılı SABAH'a anlattı. İşte onun öyküsü:
"İşkencecimle göz göze geldim"
Bir gün adliye koridorundaydım. Avukat cüppem üstümdeydi. Birden, fotokopi çeken birisini gördüm. Hani, yarı açık cezaevinde kalanlar, adliyede çalışıyorlar ya. İşkence yapan polisti. Gözlerini kaçırdı. Çok enteresan durumdu. Ben rahattım. O beni görünce rahatsız oldu. Bir süre sessizce öyle durduk ve ben daha sonra oradan ayrıldım.
"O benim geçmişim, unutmadım"
Bu benim geçmişim. Ama travma boyutunu atlattım. Arkadaşlarımla konuştum. Bilinçaltına süpürmedim. Doktorlar da böyle olmasını istiyor. Zamanla uzaktan bakmayı da öğreniyorsunuz. Bir de 'adalet yerini buldu. Yanına kar kalmadı' diyorsunuz. Çünkü, bizim davada şanslıydık. Polisler ceza aldı. Adalet duygusu tatmin etti.
"Psikolojik şiddet unutulmaz "
Fiziksel şiddeti unutuyorsunuz. Ama, onurunuzu zedeleyen, 11 günlük gözaltınızı unutmuyorsunuz. Çünkü, o kadar profesyoneller ki. Yara bere izi kalmayacak biçimde işkence yapıyorlar. İşkenceyi sözlü ifade edemediğimiz için sağlam raporu verdiler. İz olduğunda hemen kapatıyorlar. Ben bu sürede tüberküloz oldum. 4 arkadaşım da aynı hastalığa yakalandı. Cezaevinde 3,5 ay kaldım. Şimdi ise size yapılmasa bile, tanık olduğunuz olaylar var. Önemli olan içinizden bunu hissetmek. İşte o zaman, olaylara farklı bakıyorsunuz.
"İlk tercihim hukuk oldu"
Ben, Manisa davasından önce zaten Hukuk Fakültesi'ni istiyordum. Ama, bu olay olunca, ilk tercihim oldu. Bunda avukatlarımızın büyük etkisi oldu. Dava sürecince idealist olmamı sağladılar. Başınıza gelenler büyük haksızlık ve bu haksızlığa karşı mücadele veriyorsunuz. Bir şeyler kazanıyorsunuz. Demek ki bir şeyleri değiştirebilirsiniz. Onlar umut verdi ve ben de avukat oldum.
"Figüran değiliz"
Türkiye'de bir şeyler iyiye doğru değişiyor. Bunu görmezden gelemeyiz. Benim, hem o dönem olarak hem de avukat olarak iki tarafı da görme şansım var. Hem mağdur, hem sanık gözüyle bakabilirim. Manisa, Türkiye'de bir şeyleri değiştiren örnek dava derler. Bizler de artık figüran değiliz.Türkiye'de, son yıllarda yasalarda önemli adımlar atıldı. Büyük gelişmeler var. Ama uygulamada eksiklik yaşanıyor. Artık, AİHM kararları, iç hukukumuza yavaş hakim. Hakim ve savcılar titizlik gösteriyorlar.
"Sevgimi vereceğim"
3.5 aylık hamileyim. Cinsiyeti, daha küçük, belirlenmedi. İsim arıyoruz. Onu çok seveceğim. Sonuçta birçok insan bize sahip çıktı, mücadele etti. Sevgilerini verdi. Bağrına bastı. Sadece kötü tarafı görmek yanlış. Sevgilerini verenler bizim mücadele etmemizi sağladı. Ben de çocuğuma bu sevgiyi vereceğim.
"Bazı kadınlar şiddeti körüklü yor"
Şiddet her yerde var. Ayrımcılık da bir şiddet. İnsanların hakkını vermemek, emeğin sömürülmesi, çocukların kaçak çalıştırılması hepsi şiddet. Bir kamu kurumunda sizin yerinize bir başkasına öncelik verilmesi de şiddet. Ama sadece kadınlar şiddete maruz kalmıyor. Çünkü, şiddet yapan erkekleri yetiştiren kadınlar değil mi? Kadınlar, erkeklerle eşit olmadığımızı empoze ediyorlar. Sadece kadın olduğumuz için hakkımız verilmedi diyenlere eleştiri anlamında söylüyorum bunları. (HK/TK)