İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz yargılanan başkomiserler İ.P. ve C.B, komiser yardımcısı H.E, polis memurları M.Ç, A.A, Y.O. H.K. ve T.G. hazır bulundu. U.K. ile N.S. mahkemeye gelmedi. 6 yıldır devam eden davanın karar duruşmasında, sanıklar, atılı suçu işlemediklerini söyleyerek, beraatlarını talep ettiler.
"Görevi ihmal" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarına zaman aşımı
Yelden'in ailesinin avukatları Türkan Aslan ve Gül Kireçkaya, Yelden'in gözaltındayken öldürüldüğünün, toplanan delillerle kesinlik kazandığını belirterek, cezanın miktarı ve yaşam hakkının korunması ile kutsallığının, verilecek kararda gözetilmesini talep ettiler.
Sanıklar hakkında "Görevi ihmal" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından açılan kamu davalarının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar veren mahkeme heyeti, İ.P, T.G, M.Ç, A.A, H.K, Y.O, H.E ve U.K'nin "adli görevin ifası sırasında suçunu söyletmek için kastı aşan müessir fiil neticesinde ölüme yol açtıkları" iddiasıyla 3'er yıl 4'er ay hapis cezası ile cezalandırılmasına oy çokluğu ile karar verdi.
İçişleri Bakanlığı "sandalyeden düşerek öldüğünü" öne sürmüştü
İzmir'de gözaltına alınan Alpaslan Yelden , 15 Temmuz 1999 tarihinde işkence sonucu yaşamını yitirdi. Yelden'in ailesi, İçişleri Bakanlığı aleyhine İzmir 4. İdare Mahkemesi'nde 45 milyar liralık tazminat davası açtı. 2000'in Şubat ayında mahkemeye bir savunma gönderen İçişleri Bakanlığı, Yelden'in "sandalyeden düşerek öldüğünü" öne sürmüş ve davanın reddini istemişti.
Ailenin şikayetçi olması üzerine, o dönemde Asayiş Şube Müdürlüğünde görevli 2 baş komiser, 2 komiser yardımcısı ve 6 polis memuru hakkında "işkence yaparak ölüme sebebiyet verme" iddiasıyla dava açılmıştı. (KÖ)