Kobanî davasının 44. duruşma periyodunun 2. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN - Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
“Cezalarınız cebinizde gelmişsiniz”
MA’nın haberine göre bugünkü duruşmada tutuklu siyasetçi Pervin Oduncu beyanda bulundu.
Savunmasına, “Ben bu halka borçlu öleceğimi biliyorum” diyerek başlayan Oduncu, savunmasını İzmir HDP il binasında katledilen Deniz Poyraz’a atfetti. Mahkemenin kendisi için “anlamsızlaştığını” ifade eden Oduncu, “Cezalarınız cebinizde gelmişsiniz. Davanın ilk gününden bu yana bunu hissettirdiniz. ‘İhsas-ı rey’i burada öğrendim. Anayasa 90’ıncı maddenin nasıl ihlal edildiğini de burada öğrendim. Ben bu kürsüde hukuka inanmaya çalışıyorum. Duruşma boyunca bizlere dönük heyetinizin yaklaşımı bu umudumun kırılmasına yol açtı” dedi.
“Önce tutuklayıp sonra suçumu kurguluyorsunuz”
Savunması ile tarihe not düşmek istediğini söyleyen Oduncu, “Olur da bu ülkeye bir gün barış gelirse; halimizi bir de bizden dinlesinler diye bu savunmayı yapacağım” dedi.
Tutuklanması için herhangi bir gerekçenin olmadığını ifade eden Oduncu, “Bana ve arkadaşlarıma uyguladığınız hukuksuzluklar bununla sınırlı kalmadı. Hakkımda tek bir ifade vermemiş birleşen dosya tanıklarına hakkımızda ifade verdirttiniz. Önce tutuklayıp sonra suçumu kurguluyorsunuz. Siz bizim adil yargılanma ve savunma hakkımızı ihlal ettiniz, yalan beyanları tutukluluk gerekçesi yapmaya devam ettiniz” diye konuştu.
Tutukluluk süresi boyunca maddi ve manevi kayıp yaşadıklarını aktaran Oduncu, insanlık dışı koşullarda yaşadığını belirterek, “Düşmanım da olsa hiç kimse bu koşulları hak etmez. Kullandığımız limon bile 11 günlük hücre cezası ile karşımıza çıktı. Cezaevleri korkunç baskılar altında ve insanlar şu anda tecridin kırılması için açlık grevindeler” dedi.
Türkiye’deki IŞİD örgütlenmeleri
Davanın amacına dair değerlendirmelerde bulunan Oduncu, Türkiye’deki IŞİD örgütlenmelerinin Türkiye’de nelere yol açtığına değindi.
“Bize bir tweet yüzünden cezalar verilirken, yüzlerce binlerce insanın katili IŞİD’lilerin ellerini kollarını sallayarak gezmesini yüce adaletin hukukuna, takdirine bırakıyorum” diyen Oduncu, iddianamede IŞİD’lilerden “militan” tutuklu siyasetçilerden ise “terör örgütü üyesi” olarak bahsedilmesine tepki gösterdi.
IŞİD’in Türkiye’de gerçekleştirdiği katliamları hatırlatan Oduncu, başta 10 Ekim Ankara Katliamı olmak üzere pek çok davanın firari sanığı olan İlhami Balı’nın cezasızlıkla ödüllendirildiğini hatırlattı.
IŞİD’liler hakkında yürütülen davalara dair gazetelerde yayınlanan “cezasızlık” haberlerini okuyan Oduncu, “IŞİD her zaman Türkiye’nin gizli ve örtük amaçları için el altından kullanılan bir örgüt oldu. İlhami Balı Türkiye yargısının yabancısı değil, 2012 yılındaki El-Kaide Davası’nın da sanığı. Sadece birkaç ay cezaevinde yattıktan sonra serbest bırakılıyor. 10 Ekim sanıklarından Abdürrahim Boz ise İstanbul’da El-Kaide Davası’nda yargılanarak serbest bırakılan isimlerden biri” dedi. (AS)