"Ortadoğu'da barışın sağlanması ve Filistin halkının meşru haklarının tanınması için, Türkiye hükümetini ve dünya hükümetlerini, İsrail'i kuşatmayı sona erdirmeye çağırmasını ve barışa zorlamasını, bölgede Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının uygulanmasını engelleyen Amerika Birleşik Devletleri'ni (ABD) de kınamaya çağırıyoruz."
Helsinki Yurttaşlar Derneği, basın açıklamasında, 11 Eylül saldırılarından sonra, dünyadaki dengelerin bir kez daha sarsıldığını hatırlatıyor: "ABD çıkarlarının her dönem belirleyici olduğu Ortadoğu coğrafyasındaki son gelişmelerin, öncelikle bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği kanısındayız."
1947'den bugüne
* Açıklama, "1947'de BM'nin bölgeyi Yahudiler ve Filistinliler arasında bölmeyi öngören ve hiçbir zaman uygulanamayan (181 numaralı) tavsiye kararının ardından geçen birkaç on yıl boyunca, bölge her geçen gün adil ve kalıcı barış ortamından daha da uzaklaştığı" tespitiyle yakın tarihte yaşananlara kısaca değiniyor:
* 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasından 19 yıl sonra, 1967'de İsrail'in Sina Yarımadası, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü işgal etmesinin ardından BM Güvenlik Konseyi uygulanamayacak bir kararın daha altına imzasını attı.
* BM'nin, savaş yoluyla toprak elde etmenin kabul edilemezliğini vurgulayan 242 numaralı kararı, İsrail'i işgal topraklarından çekilmeye çağırıyordu.
* İsrail'i ABD'ye eskisinden daha da bağımlı kılan 1973 savaşından sonra BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı bir başka (338 numaralı) karar ise, "Ortadoğu'da kalıcı ve adil bir barış için" ateşkes ilan edilerek müzakerelere başlanması çağrısında bulunuyordu.
* İlerleyen yıllarda, İsrail güçlerinin yapılan barış anlaşmalarına karşın, Gazze ve Batı Şeria bölgelerinde Filistin topraklarını işgal ederek yeni Yahudi yerleşim birimleri inşa ettiğine, tarım arazilerini yok ettiğine, yapım ruhsatı bulunmadığı gerekçesiyle Filistin halkının evlerini yıktığına, su kaynaklarına el koyduğuna, on binlerce Filistinlinin mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakıldıklarına tanık olduk.
* Adı, Sabra ve Şatila mülteci kampları katliamıyla birlikte anılan Ariel Şaron'un, 2000 yılında Kudüs'teki Al Haram Al Şerif'e yaptığı kışkırtıcı ziyaretinin sonucunda başlayan 'El Aksa İntifadası'na İsrail devletinin verdiği şiddetli karşılık, son günlerdeki karanlık gelişmelerin hazırlayıcısı oldu.
BM Kararları uygulansın
Helsinki Yurttaşlar Derneği, özetlenen bu tabloda, İsrail devleti, "Filistin kentlerinin işgaline son vermeye, Filistin'de sivil halka karşı yapılan aşağılayıcı muameleyi durdurmaya" çağırıyor.
"Filistin sorununda barışçı yoldan çözümün başlangıcı, BM kararlarının uygulanmasından, mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılmış Filistinlilere dönüş hakkı verilmesinden ve Filistin halkı üzerinde uygulanan kuşatmanın kaldırılmasından geçmektedir." (NM)