"Beş binlerin, on binlerin çalıştığı maden ocaklarını kapatmak olmaz. Buralara devletin el atması, maden işçilerinin durumunu garantiye alması gerekir. Seçildiğimde maden işçilerinin sorunlarıyla ilgileneceğim, bu konuda resmi makamları rahatsız edeceğim. Çalışanların her türlü sosyal hakkı için mücadele edeceğim. Seçildiğim zaman, bu konuda savaşımı sürdüreceğim."
Maden işçilerinin yanı sıra tekstil işkolunda çalışanların da benzer sorunlar yaşadığını, bu işkolunda da sigortasız ve sendikasız işçi çalıştırıldığını vurgulayan Koçaklı, bu sorunları gördüğü için bağımsız aday olduğunu belirtti.
Koçaklı, Susma gazetesinin sorularını yanıtladı:
Bugün Rat, Kırat ve Kozlu'dan Gelik'e kadar olan bölgede yaklaşık 5 bin maden işçisi olduğu söyleniyor. Bu işçiler sendikasız, sosyal hakları olmadan çalıştırılıyor, ağır koşullarda yaşıyorlar. Bu sorunlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Maden çalışanlarının Genel Maden İşçileri Sendikası'nda (GMİS) örgütlenmesini; sendikalı-sigortalı çalışma koşulları yaratılmasını sağlamak gerekiyor. Bu konuda en önemli kurum Çalışma Müdürlüğü... Çalışma Müdürlüğü'nün müfettişleri bu işyerlerini denetlemeli, kontrol altına almalı. Devlet, Sendikal Haklar Yasası ile hem çalışanı hem işvereni korumalı. Devletin özel sektöre vereceği destek, çalışana istihdam ve iş imkanı olarak geri dönecek.
Bağımsız milletvekili olarak dilediğimce etkin olamazsam, anlaşabileceğim bir iktidar partisine geçebilirim. Gençlerin, işsizlerin, çalışanların sorunlarını bildiğim için milletvekili adayı oldum. Bana güvenenleri utandırmayacağım. Bunun için de halkımdan destek istiyorum.
Zonguldak sürekli göç veriyor. Bugün, tüm siyasiler Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) üzerine politika yapıyor. Ancak, lafla çözüm üremiyor. Üstelik Kamu İktisadi Teşekkülleri'ne (KİT) değil işçi almak, işçi çıkartılıyor. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?
TTK'da işçilerin moralleri çok bozuk. Onları dinlemeye, sorunlarını kamuoyuna yansıtmaya gittim. Fakat işçiler, boş vaatlerden bıkmış. Onlarla 35 dakika görüştüm, "Biz 150 senedir kömürle yaşayan insanlarız. Ben, TTK'da 50-60 bin işçinin çalıştığı günleri biliyorum. Bugün, derelerden pislik akıyor, bir yatakta dört kişi yatıyor... Bu ülkede nasıl gireceğiz Ortak Pazar'a?" dedim.
Siyasetçiler TTK'ya dokunmasalar, işler daha iyi yürür. Ancak, TTK Genel Müdürleri, bakanların, başbakanın dediklerini uyguladığı için her şey kötü gidiyor. Oysa bize dürüst, koltuk korkusu olmayan insanlar lazım.
Rakiplerinin kendisine "Çingen" diyerek yıpratmak istediklerini belirten Koçaklı, "ayrımcılığa karşı çıkmak gerektiğini" vurguladı.
"Bana 'Çingen' diyorlar. Biz insan değil miyiz? Doğarken başka mı doğuyoruz? Sen al, eğit, iş ver, bak bakalım farklılık kalıyor mu? 'Serseri' diyorlar. Serseri kim? İş verme, aş verme, sonra da 'bunlar sokak çocukları' de. Devlet bunları savunmalı, iş vermeli, aş vermeli. Ben bunları söylemek, bu sorunlara çözüm bulmak için aday oldum."