Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) açılan kapatma davası, Ergenekon operasyonunun genişlemesi, yeni Anayasa çalışmaları sırasında yaşanan gerginliğin toplumu "kamplaşmaya" ittiğini söyleyen yedi işçi ve işveren örgütü ortak bir açıklamayla "herkesi sağduyulu olmaya çağırdı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Kamu-Sen), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) bu sabah ortak bir açıklama yaptı.
Örgütlerin İstanbul'da bir araya gelen yöneticileri adına TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu açıklamayı okudu.
"Ülkemiz yaklaşık bir yıldır anayasayı ve siyasi partiler kanununu ilgilendiren çeşitli sorunlar etrafında gergin ve çözüm üretmeyen bir süreç içerisindedir. Halbuki yapmamız gereken ekonomik, siyasi ve sosyal standartlarımızı gelişmiş ülkelere ulaştırmak ve AB sürecini hızlandırmak olmalıdır."
"Her bir adım geri atsın ve karşısındakini anlamaya çalışsın" diyen Hisarcıklıoğlu sorunun katılımcı demokrasi çerçevesinde çözülebileceğini belirtti.
Açıklama özetle şöyle:
"Uluslar arası finansal krizin dalgalarını hissetmeye başladığımız bu günlerde, iktisadi tedbir arayacağımıza hala sağduyu arıyor olmamız bir talihsizliktir. Türkiye’nin bir an önce uzun dönemli ve tempolu büyümesini sağlayacak ve işsizlik başta olmak üzere tüm iktisadi ve sosyal sorunlara odaklanması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti, Anayasanın başlangıç ilkelerine dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Vazgeçilmez olan bu ilkeler bütünü bizi bir arada tutmaktadır. Bu ilkelerin varlığı dışında her mesele siyasetin konusu olabilir ve özgürce tartışılabilir."
Açıklamanın 81 ilde aynı anda yapılacağı açıklanmıştı.
TÜSİAD'ın çağrısı
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) de pazartesi günü bir açıklama yaparak benzer bir çağrıda bulunmuştu.
"İktidarın, ülkenin refah ve huzuruna odaklı bir gündemi benimsemesi, demokrasiyi dar siyasi bakışla yani çoğunlukçu bir anlayışla yorumlamaktan vazgeçmesi, bunun yerine çağdaş çoğulcu demokrasinin ışığında, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrımı ilkelerine bağlı kalarak hareket etmesinin, Türkiye’mizin geleceğinin şekillendirilmesi açısından elzem olduğu kanısındayız.
Muhalefetin de bu temel ilkelere ve anlayışa bağlı kalarak, ülkenin önüne mevcut sorunlarını çözecek siyasi alternatifler koyarak siyaset yapmasının; ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak dünya ile bütünleşmiş bir Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu politikaları gündemine alarak içe kapalı bir Türkiye anlayışından çıkmasının demokrasimizin geleceği açısından belirleyici olduğuna inanıyoruz."(EÜ)