Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Antalya İl Başkanı Zeynel Ergen, Petrol Ofisi A.Ş Dolum tesislerinde patlama sonucu iki işçinin yaşamını yitirmesini cinayet olarak niteledi. Ergen, İl binalarında düzenlediği basın toplantısında "İşçi katliamlarının tek nedeni daha fazla kar isteği ve daha fazla sömürüdür" dedi.
Hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin acısını yüreklerinde hissettiklerini belirterek, bir daha bu cinayetler yaşanmasın diye mücadele verdiklerini söyleyen Ergen, "Bu cinayetlerin nedeni, patronlara daha fazla kar için güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması, iş sağlığı ve güvenliğinin yok edilmesidir. Uygulanan politikalarla insanlarımız yoksul ve çaresiz bırakılmakta ya bu şartlarda çalışmaya mahkûm olma ya da işsiz kalma ikilemi dayatılmaktadır" şeklinde konuştu.
Cinayetlerin sorumluları yargılansın!
Patlamanın hemen ardından ilgili şirket: "Çalışma arkadaşlarımızı kaybetmiş olmamızdan dolayı duyduğumuz derin üzüntümüzü kamuoyu ile paylaşmak isteriz, çalışanlarımızın sağlık ve güvenliği ile çevrenin korunması, Petrol Ofisi yönetiminin ve organizasyon içinde yer alan tüm çalışanlarımızın öncelikli amacı ve görevi olup, iş kazalarının önlenmesi ile ilgili her türlü önlemi almak şirket yönetimimizin değişmez ve katı kurallarından biridir." diye açıklama yaptı.
Peş peşe diğer açıklamalar geldi. "Derin üzüntü duyuyoruz. Gerekli incelemeler sürüyor. Soruşturma başlattık." Benzer açıklamaları çok sık duyuyoruz. Birkaç gün önce Ankara OSTİM'de 20 işçinin ölümüyle sonuçlanan cinayette de duyduk. Tıpkı Tuzla'daki, Davutpaşa'daki, cinayetlerden sonra olduğu gibi.
Ülkemizde her bin meslek hastalığından sadece 4 ile 13'ü kayıtlara geçmektedir. İş kazalarının da büyük bir kısmı kayıtlara girmemektedir. Son 25 yılda iş kazalarının ve meslek hastalıklarının topluma maliyeti 875 milyar liraya ulaşmıştır. Bu işverenlere işçilerin kanı ve acıları üzerinden yapılan bir başka teşviktir.
Neo-liberalizm adı altında sınırsız sömürü
Sermaye, sömürünün kuralsız bir şekilde sürdürüldüğü serbest rekabet döneminin özlemi içinde neo-liberalizm adı altında kendisine sınırsız bir sömürü cenneti yaratmak istiyor. AKP'de bunun ülkemizdeki taşeronluğunu yapmaktadır. AKP Hükümetinin Çalışma Bakanı Ömer Dinçer bu cinayetlerde yaşamlarını kaybeden işçiler için 'Güzel öldüler. Ben acı çekmediklerini ve fiziki olarak da güzel öldüklerini rahatlıkla söyleyebilirim' diyerek insanların acıları ile alay edebilmektedir. Aynı Bakan Ömer Dinçer, "işçiler kendi hayatlarını önemsemediklerinden ölüyorlar" diyor. Oysaki işçiler ancak ölümü göze alarak yaşayabildiklerinden ölüyorlar.
Buradan ÖDP olarak tüm topluma sesleniyor ve AKP Hükümetine hatırlatıyoruz:
1.İşçilerin yaptıkları iş nedeniyle sağlıklarını kaybetmemeleri ve can güvenliklerini sağlamak devletin temel görevidir
2.İşçilerin sağlıklarının korunması, devletin tüm vatandaşlarına sağladığı halk sağlığı hizmetinin bir parçası olup işverenlerin keyfiyetine terk edilemez. İşverenler işçilerin işyerlerindeki her türlü sağlık risklerini kaldırmak ve can güvenliklerini tehdit eden tehlikelere karşı işyerlerinde işçi sağlığı ekipleri bulundurmak zorundadır.
3. Bu ekiplerin işverenlerden tam bağımsız olarak işçilerin sağlıklarının korunması ve can güvenliğini tehdit eden etkenlere karşı korumakla yükümlü olması, işçilerinde bu çalışmalarda söz sahibi olmaları ve çalışmaları denetleme haklarının bir an önce sağlanması gereklidir.
Evet, bir yan da daha fazla sömürme hırsı diğer yandan insanca yaşam arzusu vardır. Ya zengine cennet, yoksula cehennem bu sömürücü düzene mahkûm olacağız ya da insanca bir yaşam insanca bir düzeni kuracağız. (DS/EG/EÖ)