Yasadaki değişiklikleri Bianet'e yorumlayan Çelik, "İş yasası işçiyi değil işvereni koruyan değişiklikler getirdi. İşverenlerin önceki hükümetlere kabul ettiremediği istekler yasalaştı. İş güvenliğinin olmadığı koşullarda, yasanın keyfi ve kötüye kullanılmasını önü açık" dedi.
Sendikaların, işyerlerinde esnek çalışmaya gidilmesi nedeniyle yeni bir örgütlenme şekli uygulaması gerektiğini savunan Çelik, gelenekçi bir sendikal anlayışın yeni sisteme uyum sağlayamayacağını belirtti.
Çelik, sendikaların öncelikli hedeflerinin, işçilerin grev ve toplu sözleşme hakkının yeni yasaya göre tekrar düzenlenmesi için çalışmak olduğunu vurguladı.
Çalışanların yarısı güvence dışında
Çelik'in yasadaki değişikliklerle ilgili değerlendirmeleri şöyle:
* Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) istekleri doğrultusunda hazırlanan yeni yasa iş güvencesi yasasını işlevsiz hale getiriyor.
* İş güvencesinin 10 yerine 30 işçiden az olan işyerlerinde uygulanmayacağını düşünürsek, işverenler şirketleri ayrı isimlerle bölerek, çalışan sayısını düşük gösterecekler. Küçük ve orta işletmeleri düşündüğümüzde işyerlerinin yarısına yakını iş güvencesi dışında kalacak. İşveren keyfi işten çıkarma yapabilecek.
* Çok önemli bir nokta da iş güvencesinin uygulanması için tek bir şirkete ait işyerlerinin toplam çalışan sayısı değil, şirkete bağlı her bir iş yerindeki çalışan sayısının göz önüne alınması.
* Yasada çalışma yaşamının esnekleştirildiğini söylerken kastedilen haftada 40 saat olarak belirlenen çalışma süresinin her gün eşit olmaması, işçinin çağırılma yoluyla çalışmaya başlanması ve kiralanmasını anlıyoruz.
* İşçi, kısmi süreli çalışma sözleşmesi imzalayıp haftada 10 saat çalışacak ancak, ne zaman çalışacağı işverenin isteğine bağlı olacak. İşveren 4 gün önceden çalışma günün bildirecek. İşçinin sözleşmeye göre çağırıldığı zaman işe gitmesi gerektiği ve aylık çalışma programının belli olmadığı için ikinci bir iş yapma şansı yok. İşçinin sosyal yaşamını da düzensizleştirmiş oluyorsunuz.
* Ayrıca işçi, kısmi süreli çalışmada, kıdem tazminatından, izinlere kadar bir çok haktan yoksun kalacak. Bu madde, Avrupa Birliği'nin kısmi süreli çalışmayı düzenleyen yönergelerine de aykırı.
"Yasada maddi yanlışlar var"
* Çalışma süreleri yasanın eski halindeki gibi haftada 45 saat ancak, günlük 7,5 saat çalışma sınırı kaldırıldığı için işçi, bir gün 11 saat çalışıp ertesi gün 6 saat çalışacak. Bu da işverenin fazla mesai yaptırmak istediği zaman, çalışma süresini bu şekilde uzatmasını ve fazla mesai ücreti ödememesini sağlayacak.
* Yasadaki önemli bir yanlış, fazla mesai sürelerinin haftada 3 saati geçmeyeceği belirtilirken, bunun yıllık 156 günü geçmemesi şeklinde yasada yer alacağını varsayarsak, fazla mesainin yıllık 270 saat olabileceği belirtiliyor. Yani yasada maddi bir yanlış var.
* Yasayla özel istihdam büroları kurulacak. Yani İş ve İşçi Bulma Kurumu işlevsizleştirilecek, işveren işçiyi bu büroların belirlediği niteliklere göre seçecek. Ödünç işçi ilişkisi ise holdinglerle sınırlandırılıyor.
* Yıllık izinler 14 haftaya çıkarılarak işçilere yönelik düzenleme yapıldığı söyleniyor. Ancak AB normlarına göre bu sürenin en az dört hafta olması gerekiyor. (ÖG/BB)