İşgal öncesi devrik lider Saddam Hüseyin'in ailesi ve Baas Partisi'nin etrafında toplanan tek sesli yayıncılığın çeşitlenmesine yol açtı : Şimdi Arapça, Kürtçe ve İngilizce olarak 120'den fazla gazete çıkıyor.
İşgal sürecinde bazı gazeteler, Pentagon'un sağladığı paralar karşılığında "olumlu" haberler yayımlamakla suçlandı. Yapılan araştırmalar ilk kez Vatikan'ın Aralık 2005'te ortaya attığı bu iddiayı doğruladı.
RSF : 2006'da da 8 haberci can verdi
Irak'taki savaşın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gazetecilere en ağır faturayı çıkaran çatışma olduğunu bildiren Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, burada yaşanan haberci ölümlerinin yirmi yıllık Vietnam Savaşı veya Cezayir İç Savaşı'na göre daha ölümcül olduğunu duyurdu.
Ülkenin dünyanın en büyük rehine pazarı haline geldiğini açıklayan RSF, dördüncü yılına giren işgal sırasında 38 habercinin silahlı gruplarca rehin alındığını, bunlardan beşinin infaz edildiğini, Rim Zeid, Maruan Hazaal ve Jill Carroll'un halen silahlı grupların elinde olduğunu hatırlattı.
Bundan üç yıl önce medya dünyası, 20 Mart 2003'te, ABC televizyonun Avustralyalı kameramanı Paul Moran'ın bir saldırıda öldürülmesiyle işgaldeki ilk kaybını verecekti.
Bu cinayet, hızla uzayacak bir haberci listesinin başına yazıldı. Çünkü, işgalin ilk ayları olan Mart ve Nisan 2003'te 11 gazeteci öldürüldü. Bu tehlike 2004 yılına kadar bir azalma gösterdiyse de, yeniden artışa geçen saldırılar bugüne kadar hiç dinmedi. 2005 yılında Irak'ta 28 meslektaşını saldırılarda kaybeden haberciler, 2006 içerisinde de şu ana kadar 8'ini daha yitirdi.
İnternet yaygınlaştı, yayın organları arttı
Geçen 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Irak ile ilgili bir bilançoya yer veren RSF, İşgalin 3. Yılını doldurması dolayısıyla da, "hangi haberciler hangi şartlarda öldürüldükleri veya kaçırıldıklarının bilinmesi ve ortaya çıkması için" yeni bir rapora yer verdi.
İşgal sırasında öldürülen Saddam Hüseyin'in oğlu Udai'yın elinde bulunan "Babil" ve "El-Irak" gazeteleri veya Baas Partisi'nin denetimindeki "Cumhuriyet" ve "El Thawra" medya dünyasından tamamen silindi.
Bunların yerini, çoğulcu, renkli, dünyaya açılan olsa da imkanları sınırlı, güvenlikten mahrum 120'den fazla medya kuruluşu aldı. Le Monde gazetesinden Gaïdz Minassian imzalı habere göre, Irak'ta zihinler değişmeye başladı ve İnternet pahalı olmasına karşın (2004'te bir saatlik İnternet erişimi iki dolardı) Iraklıların günlük yaşamında yaygınlaşmaya başladı.
Yüksek binaları çanak antenleri kuşatırken İnternet Kafeleri de, büyük şehirlerde kendini göstermeye başladı. İnternet haberciliğinin merkezi ise, esasen başkent Bağdat'ta bulunuyor.
1991-2003 dönemindeki diktatörlük döneminin ardından şimdi, Irak'ta "El Cezire" ve "El Arabiya" gibi, Arap ancak merkezleri Irak dışında olan büyük televizyon kuruluşları etkin yayıncılık yapıyor.
ABD, "çoksesliliği" parayla başlattı!
Aslında medya "çeşitliliği", Irak'ı işgal etmesiyle birlikte ABD'nin Pentagon'a bağlı İnşa ve İnsani Yardım Bürosu aracılığıyla içinde "El Irakiye" televizyonu, "Irak Cumhuriyeti Radyosu" ve "El Sabah" gazetesini barındıran "Irak Media Network" adında bir medya şirketi kurmasıyla başladı.
Bu ABD girişiminin dışında RockHawk portalı da taraftarları olduğu "Voice of Islamic Revolution in Iraq" (Irak'ta İslam Devrimi'nin Sesi) veya "Voice of Iraqi People" (Irak Halkının Sesi) gibi Irak Komünist Partisi'nin radyolarına erişim sağlayarak değişik seçenekler sunuyor. Bunlara, işgalle birlikte Suriye'de varlığını sürdüren Irak Ulusal Kongresi'nin de sitesini de eklemek gerekir.
Bu medya kuruluşları arasında İngilizce ve Arapça yayın yapan Radio Free Europe/Radio Liberty, ayrıca; Bağdat'taki İnternet siteleri aracılığıyla yayınlarını sürdüren IraqiOasis.com TV ve Arap Emirlikleri'nin radyoları da bulunuyor. Irak Sağlık Bakanlığı ise, "El-Ahali" isminde haftalık bir gazete çıkarıyor.
Bağımsız kalan, Pentagon'dan maaş alan medya
Irak'ta yayın yapan İnternet siteleri, Irak'taki ABD varlığını mesafeyle karşılıyorlar ancak yayının dili pek de sivrilmiyor.
Vatikan, Aralık 2005'te yaptığı açıklamayla, Iraklı bazı gazetelerin, Pentagon'un ödediği paralar karşılığında ABD Ordusu'nca kaleme alınan haberleri yayımladığını duyurmuştu. Bunun ardından yapılan araştırmalar, bu konuda ABD Ordusu'nu doğrudan sorumlu tuttu.
Bu araştırmalar, "olumlu" haberlere ait metinleri 2003'te kurulun Lincoln Group isminde ABD'deki Cumhuriyetçilere yakın bir Halkla İlişkiler Şirketi'nce Arapça'ya çevriliyordu. Bu sıralar, "Addustour" ve "El-Sabah" gazeteleri bu haberleri yayımlamakla suçlanmıştı. Buna göre, bu gazeteler haberlere yer verme karşılığında 50-1500 dolar arası para almışlardı.
"Knight Ridder"e göre, Iraklı gazeteciler Bağdat Basın Kulübü aracılığıyla 200 dolar maaşa bağlandılar. Irak Ulusal Kongresi Başkanı ve ABD'ye yakınlığıyla bilinen Başbakan Yardımcısı Ahmet Çelebi'nin gazetesi "El Mutamar", bu haberlere yer verdi.
Biz bağımsızız diyenler...
Ancak, kendisini "Irak bağımsızlığının sesi" olarak gören Iraq Today veya kendini "bağımsız günlük siyasi gazete" olarak addeden Basra'daki El Manarah gazeteleri, bağımsız kaldıklarını öne çıkaran yayınlar yapıyor.
Irak'ta kurulan birçok İnternet haber sitesi ABD'deki medya modeliyle kendini özdeş tutarak Baghdad News, Iraq Daily, Baghdad Bulletin veya Iraqi News gibi isimler altında faaliyette bulunuyorlar.
RSF'ye göre, Irak'ta en güvenilir gazete, Saddam Hüseyin döneminde Irak televizyonunun müdürlüğünü yaptıktan sonra 1992'de İngiltere'ye kaçan Saad El-Bazzas'ın kurduğu "Azzaman" gazetesi. Gazete, rejim değişikliğiyle birlikte yeniden Irak'ta satılmaya başlandı. (EÖ)