sivil direnişin otonom merkezlerinde oluştu bu gruplar- polis arasında ülkenin kuzey doğusundaki Vicenzadan Pisaya kadar uzanan hat üzerinde kedi-fare oyunu oynanıyor. Nedeni ise, burada bulunan ABD üssü Camp Darbyye Körfez gemilerine yüklenecek savaş teçhizatı taşıyan trenlerin gidip gelmesi. Nakliyat bugüne kadar engellenebilmiş değil, ancak rayları ve tren garlarını işgal eden göstericiler sayesinde seferler bir hayli aksıyor.
Barışçılar söz konusu hat boyunca gösteri eylemlerine çağırınca, akşam üzeri Pisada yapılması planlanan gösteriye itaatsizlerin yanı sıra, barış hareketi içinde yer alan diğer güçler de sol eğilimli kültür dernekleri birliği Arci, Katolik Rete Lilliput, metal sendikası FIOM, komünistler ve yeşiller- katıldı.
Hükümet ise baskı tehditlerini artırıyor. İçişleri Bakanı Giuseppe Pisanu büyük bir polis gücünü devreye sokacağını ilan etti. Ayrıca yakalanan göstericiler sabotaj suçundan kovuşturmaya uğramayı en az sekiz yıl hapis cezası- göze almak durumunda. Yine de Pisa savcısı şimdiye dek barışçı bir tarzda süren engellemelerde bir suç unsuru görmediğini açıkladı.
Merkez ve sol muhalif partiler ise sivil itaatsizlik karşısında çekingen duruyorlar. Bazı temsilcileri engellemeleri yasadışı olarak kötülerken, sol demokratlardan Massimo DAlema protestonun biçimine, halkın barış hareketine bağlılığını tehlikeye düşürebileceği için karşı olduğunu açıkladı.
Ama bu husus oldukça tartışma götürür. İtaatsizler salı akşamı Pisada protestolarını sergiledikçe, demiryolu çalışanlarının ve yolcuların coşkulu alkışlarının sevincini doya doya yaşadı. Sendikaların desteğinden de emin olabilirler: CGIL içindeki demiryolcular Silvio Berlusconiye kart postalama eylemine başladı bile.
Dün için bir de Livorno liman işçilerinin yapacağı toplantı planlanıyordu. CGIL başkanı Guglielmo Epifani de toplantıya katılacak. Livorno kadar, Cenova ve diğer İtalyan limanlarında da yük taşıyıcılarının yapacağı şey şimdiden belli: Askeri malzeme yüklemek söz konusu olduğunda greve çıkmak. CGILin en büyük sendikal birliğin- desteğini de arkalarına almış bulunuyorlar. CGIL yönetimi savaşa karşı çıkmak için her tür sendikal eyleme başvurmaya karar verdi çoktan. Bu kararı, savaş çıktığı takdirde işi genel greve yapmaya kadar götürecekleri şeklinde de anlamak mümkün. Sendikacıların yeri ayrıca 5 Martta da hazır, hem de pek alışılmadık bir partnerin yanında: Papa, karnavalı izleyen ilk çarşamba Katolikleri bir gün savaşa karşı oruç tutmaya ve ayin yapmaya çağırıyor.
Berlusconi hükümetini özellikle Katolik protestolar rahatsız ediyor, çünkü seçmen çevresiyle doğrudan ilişkili. Famiglia Cristiana dergisinin yaptırdığı bir ankete göre hükümet partileri kiliseye düzenli olarak gidenler arasında yüzde 7 oranında oy kaybederken, muhalefet yüzde 8 kazanmış durumda.
Berlusconi şimdiye dek izlediği rotayı işte böyle bir zemin üzerinde sürdürüyor. Bir yandan ABDden savaş hazırlıklarına güç verirken, diğer yandan politikasını kamuoyunu devre dışı bırakarak izlemeye çalışıyor. Bugüne dek İtalyanın savaşa katkısı konusunda parlamentoda herhangi bir tartışma ya da oylama yapılmış değil. Hükümet bunun yerine gündemdeki konulara sırası geldiğinde şöyle bir değinmekle yetiniyor. Örneğin, İtalyanın ABD askeri teçhizatının nakliyesi için sivil olanakları devreye soktuğu, Savunma Bakanı Antonio Martinonun ilgili parlamento komisyonuna yazdığı bir yazıdan öğrenildi. Martino mektubunda ayrıca, Türkiye üzerinde seyredecek Awacs uçaklarında İtalyan askerlerinin de görevli olacağını açıklıyor.
________________________
Çeviren: Neşe Ozan