Seçim öncesinde yaşananlar
İP adına yapılan başvuruda seçimin iptalini gerektiren olgular şöyle sıralanıyor:
* Yasal örgütlenmesini tamamlamayan DEHAP'ın seçimlere katılmasına karar verildi.
* Genç Parti'nin, yasaya aykırı yöntemlerle Yeniden Doğuş Partisi yerine seçimlere katılması sağlandı.
* İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in aday olamayacağı iddiasıyla girişimler başlatıldı ve şüpheler yaratılmaya çalışıldı.
* Anayasa Mahkemesi kararına rağmen birleşik oy pusulalarında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın adı yazıldı.
* Seçim öncesi özel radyo ve televizyonlarda yapılan propagandalarda 298 sayılı yasa hükümleri ve YSK kararlarına uyulmadı.
* Sandık bölgeleri 298 sayılı yasanın, 28.12.1993 tarih 3959 sayılı yasa ile değişik 5. maddesine aykırı olarak oluşturuldu.
* Siirt seçimleri yenilenerek yasaya aykırı biçimde Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olması ve milletvekili seçilmesi sağlandı.
İşçi Partisi'nin başvurusunda "Olayda geçersiz olan oylar değil, YSK'nın hazırlayıp bastırdığı birleşik oy pusulalarıdır. Oyların geçersizliği halinde seçim sonuçları, oy pusulalarının geçersizliği halinde ise seçimler iptal edilir" denildi.
Seçimin iptali kaos değil istikrar getirir
İşçi Partisi'nin iptal başvurusunda şu değerlendirme yapıldı:
* 2002 baharında, aslında dışardan düzenlenen bir komployla baskın seçime götürülen Türkiye, seçim boyunca Cumhuriyet tarihinde eşi az görülen kanunsuzluklar yaşadı.
* Anayasanın 67. maddesine göre, seçim yasaları temsilde adalet ilkesine uygun olmak zorundadır. Dolayısıyla, seçim mevzuatının bu ilkelere uygun olarak yorumlanıp uygulanması anayasal bir zorunluluktur.
* Yönetimde istikrarın ön koşulu da temsilde adalettir. Seçmenlerin yalnızca dörtte birinin oyunu alan bir siyasal parti, Parlamentoda beşte üç çoğunluğu ele geçirdi. Bu sonuç tümüyle yasa ihlallerine dayalıdır.
* Ortaya çıkan yargı kararları karşısında, DEHAP'ın seçimlere katılmış olması, tek başına tümüyle iptalini gerektirir. Aksi, Parlamentonun ve Hükümetin meşruiyetini tartışmalı hale getirir.
* Seçim hukukunda maddi hataya dayalı tam kanunsuzluk hali olarak tanımlanan bu durumu ortadan kaldırmanın tek yolu, 3 Kasım 2002 seçimlerinin iptali ve yenilenmesidir. Hukukun emri olan bu uygulama, iddia edildiği gibi kaos yaratmaz, aksine kimsenin itiraz edemeyeceği sonuçlarıyla temsilde adalet sağlayacağından istikrar getirir. (BB)