"İÖG'nin kapatılmasından sadece işkenceciler, onları teşvik edenler ve koruyanlar yarar görecektir. Zarar görenler ise işkence mağdurlarıdır, toplumdur, tüm insanlıktır" diyen Önen, bugün bir basın açıklaması yaptı.
Önen, işkenceye cezasızlığa karşı verilen mücadelede İÖG'nin çalışmasının önemine dikkat çektiği açıklamasında "İşkence ile mücadelenin kendine özel nitelikleri vardır. Baro bünyesinde oluşturulmuş başka komisyonlar tarafından sürdürülemez" dedi.
334 dosyadan 116'sı hakkında dava
1990 yılından beri on bini aşkın işkence görmüş insana psikolojik ve fiziksel sağlık hizmeti sunmuş ve işkencenin ortadan kaldırılması için çabalayan TİHV'nin, İzmir Barosu'ndan gönüllü avukatların oluşturduğu "İşkenceyi Önleme Grubu'nun bugüne dek yürüttüğü çalışmayı çok önemli ve değerli bulduğunu kaydeden Önen, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
* İzmir Barosu'nun yeni seçilen Yönetim Kurulu, işkenceye karşı çok değerli çalışmalar yürüten ve etkin hukuk mücadelesi veren İşkence Önleme Grubu'nun (İÖG) çalışmalarına son verme kararı almıştır.
* Kurulduğu tarihten itibaren İÖG'ye 575 işkence mağduru başvuru yapmıştır.
* İÖG'nin yaklaşık 250 avukatın katılımıyla sürdürülen çalışmaları sayesinde takip edilen 334 dosyadan 116'sında işkence yapanlar hakkında kamu davası açılmıştır.
* Diğer dosyalar ise halen hazırlık soruşturması aşamasındadır. Salt bu verilerden bile cezasızlığa karşı verilen mücadelenin önemi rahatlıkla anlaşılabilmektedir.
* Kendilerini dokunulmaz, yargılanmaz ve hatta cezalandırılamaz sanan işkenceciler, işkence yapılması emrini verenler ya da yapılmasına göz yumanlar, açılan kamu davaları ile hukukun varlığını ve üstünlüğünü hissetmişlerdir.
* Sonuç olarak, bir insanlık suçu olan işkence ile mücadelenin kendine özel nitelikleri vardır.
* Baro bünyesinde oluşturulmuş başka komisyonlar tarafından sürdürülemez.
(YS/EÜ)