Bölüm I
Yasa Tasarısı Ve Basın Kanunu Değişiklikleri
I- Giriş
Basın özgürlüğünü, temel insan hak ve özgürlükleri kapsamında "bilgi edinme ve yayma özgürlüğü" olarak kabul eden Avrupa Birliği; bu özgürlüğün ifade özgürlüğü ile düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkıyla yakın ilişkisini dikkate alır.
"Medyanın bilgi alma ve yayma hakkı" Avrupa Birliğinin oluşturmaya çalıştığı medya politikasının özüdür. "Gün ışığında yönetim" ilkesine bağlı olarak medyada saydamlığın sağlanması koşul kabul edilir. Bu nedenle "haber ve düşünce kaynaklarını sınırlama eğiliminde olan medya tekelleşmelerinin önüne geçilmesi" amacıyla oluşturulan kurallar dizisine uyum istenmektedir.
Diğer yandan "gazetecilerin bilgi kaynaklarının gizliliği ve haber kaynaklarının korunması" için Birlik içindeki ülkelerin iç hukuklarında gerekli değişiklikler yapılması önerilmektedir. Ayrıca kamu yetkililerinin elinde bulunan belgelere erişim konusunda medya için yapılacak yasal sınırlandırmalar, demokratik toplum düzeni gereklerine göre düzenlenmelidir.
İnsan hakları ve demokratik değerlere ilişkin olarak "yeni iletişim teknolojilerinin etkileri" değerlendirilmektedir. Sürekli değerlendirilen en önemli konulardan biriside "medyada şiddet gösterimi"nin önlenmesi ve bu konudaki düzenlemelerdir.
Medyanın iletişim hakkı, bilgi, haber ve görüşleri toplama ve yayma hakkı ifade özgürlüğünün sonucudur. Devletler bu hakkın kullanımına ilişkin herhangi bir sınırlandırma koyacaklarsa, öncelikle hukuken öngörülebilen kayıtlamalar için yasa yapacaklardır. Yasayla konmuş olan kayıtlamaların tümü uluslararası standartlara uygun olacaktır. Taraf devletler, demokratik, özgür ve açık bir toplum ile hükümetlerin sorumluluğunu düzenleyen demokratik sistem için bağımsız ve özgür medyanın var olma zorunluluğunu kabul etmişlerdir. Özgür ve tüm etkilerden korunması gereken medyanın, insan haklarının ve temel özgürlüklerin güvence altına alınmasındaki özel önemini da tanımışlardır.
İfade özgürlüğü teminat altına alınmalıdır. Çoğulculuk korunmalıdır. Medya özgürlüğüne saygı gösterilmeli, medya alanında da serbest pazarın oluşumu desteklenmelidir. Tekelleşmenin önlenmesi, medya özgürlüğünün sağlanması için de gereklidir. Bu nedenle medya sektöründeki şirket birleşmelerinde kısıtlamalar konması bilgi ve haber kaynaklarının güvence altına alınması amacıyla kabul edilmiştir. Aksi takdirde medyanın denetimi çok az bir grubun elinde toplanırsa ifade özgürlüğü için büyük bir tehdit oluşturur.
Sınırsız ve denetimsiz tekelleşme, bilgiye/habere ulaşma ve gerçekleri öğrenme hakkını, gazetecilerin çalışma özgürlüğünü tehdit eden en önemli faktörlerden birisidir. Bu nedenle Birlik içinde alınan kararlarla; Komisyon ile Konseye, medyada çoğulculuk ve ifade özgürlüğü gibi temel özgürlükleri savunmak için aktif bir rol üstlenerek girişimlerde bulunmak konusunda yükümlülükler verilmiştir.
II- Ulusal Programın Siyasal Kriterleri Düşünceyi Açıklama Ve Yayma Özgürlüğüne Nasıl Bakıyor?
2.1-Ulusal Programda Siyasal Kriterler
Türkiye Cumhuriyeti'nin özünde; barışçı bir dış politika ile laiklik, hukukun üstünlüğü, çoğulcu ve katılımcı demokrasi, insan hak ve özgürlükleri bulunmaktadır. Evrensel ortak değerler esas alınmaktadır. Türk hükümeti, Avrupa birliği üyeliğini, Atatürk'ün geleceğe bakışını doğrulayan kilit bir aşama ve Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir basamak olarak değerlendirmektedir. Türkiye'nin AB müktesebatını özümseme iradesi tamdır. Bu amaç ve iradeyle Türkiye, tüm uluslar arası sözleşmelere taraf olacak ve bunların "etkin şekilde uygulanmasını" sağlayacaktır. Esasen, müktesebat açısından sözleşmelerin çoğuna da taraftır.
Ulusal programın "Giriş" bölümünde Hükümetin saptadığı değerlendirmeler bunlardır. Programdaki bu satırbaşlarına kimsenin itirazı yoktur ve olamazda...Çünkü Türkiye; karşılıklı sağladıkları yarar ve katkılarla, Avrupa Birliği ile 21'inci yüzyıl dinamiklerinin yönlendirilmesinde daha güçlü ve yaratıcı olmaya kararlı olduğunu Ulusal Programında açıklamıştır...
Türk hükümetinin siyasi kriterleri nasıl saptanmıştır? Öncelikle siyasi, idari ve yargı reformlarına ilişkin çalışmalar 2001 yılında hızlandırılacaktır. Amaç, özgürlükçü, katılımcı, güvenceli, devlet organları arasında görev ve yetkileri dengeleyen, hukuk devleti ilkesini üstün kılan Anayasa ve yasa hükümlerinin uluslar arası taahhütler ve AB standartları çerçevesinde geliştirilmesidir. Demokrasi ve insan hakları için Anayasa gözden geçirilecektir. Bu çıkış Ulusal programda ilk ele alınan "Düşünce ve ifade özgürlüğü"dür. Anayasa ve diğer yasalar AİHS'nin 10.maddesi çerçevesinde düzenlemeler yapılması hedeftir. Bu gerekirlilik "kısa vadede" çalışma yapmayı zorunlu kılmaktadır. Kısa vade hedefleri ise aynen şöyle belirlenmiştir:
* Anayasanın temel hak ve hürriyetlerle ilgili bölümlerinin, başta düşünceyi açıklama ve yayma, bilim ve sanat ile basın özgürlükleriyle ilgili hükümler olmak üzere gözden geçirilmesi,
* Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin, koruduğu değerler zedelenmeden gözden geçirilmesi,
* Aynı anlayışla Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. ve 8. maddelerinin gözden geçirilmesi,
* RTÜK Kanunu'nun gözden geçirilmesi,
* Basın suçlarının kapsamı ve öngörülen cezalarla ilgili olarak Basın Kanunu'nun gözden geçirilmesi planlanmaktadır
*
2.2- Hükümet Ulusal Programa Aykırı Yasa Üretmektedir
Ancak Hükümet, Ulusal programda belirlenen "kısa vadede" gözden geçirilmesi gereken yasaların düzenlenmesinde fevkalade başarısızdır. Hatta AB müktesebatı bakımından önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak sorunları arttırmak için çaba sarf ettiği bile düşünülebilir. Çünkü üretilen yasalar endişe yaratmaktadır. Son örneği ise Radyo ve televizyon yayınları hakkındaki 3984 sayılı yasada değişiklik tasarısıdır.
Bakanlar Kurulunca 7.6.2000 tarihinde kararlaştırılan "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" 14.6.2000 tarihinde TBMM'ne sunulmuştur. Hükümet ve Koalisyon partileri bu Tasarıyı yasallaştırmak için kararlı davranmaktadır.
Hükümet bu Tasarısıyla taraf olduğumuz Uluslararası sözleşmeler ve iç hukuk mevzuatımız dikkate almadan hazırlanan yasa tasarısını Meclisten geçirmeye de kararlıdır. Başa bir deyişle ifade özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmiyor.
III- Radyo Ve Televizyon Yasası Değişikliği Gerekçesi
Hükümetin "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" gerekçelerinin ana başlıkları şöyledir:
* 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanunun uygulanmasında bir çok konuda sorunlarla karşılaşılmıştır.
*
* RTÜK yasaya göre dokuz üyeden oluşmakta, bunun beş üyesi iktidar partisi veya partileri, dört üyesi ise muhalefet partileri tarafından gösterilen adaylar arasından TBMM tarafından seçilmektedir. Üyelerin görev süresi altı yıldır. Koalisyon hükümeti ile yönetilen ve sık sık hükümet değişikliği olan ülkemizde iktidar-muhalefet dengesi gözetilerek kurulan üye seçim sistemi çok çabuk bozulmuş ve bugün olduğu gibi TBMM'deki iktidar-muhalefet dengesini yansıtamaz duruma gelmiştir. Ayrıca ülkemizde seçimlerin her beş yılda (uygulamada dört yıl ve daha erken) yapıldığı dikkate alındığında altı yıl görev süresi olan kurul üyelerinin hiçbir zaman TBMM'deki iktidar-muhalefet dengesini korumadığı bir gerçektir.
* Ayrıca RTÜK bütçesi TBMM bütçesi içinde yer almış ve mali denetim dışında tutulmuştur. Üst Kurulun gelirleri ve giderleri yönünden Sayıştay, Yüksek Denetleme Kurulu gibi kurumların denetimleri dışında bulundurulması da Devlet yapısında rastlanmayan bir durum olarak değerlendirilmiştir.
* Eksikliği duyulan tanımların yeniden belirlendiği açıklanan gerekçede Yayın ilkeleri bakımından Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi ve diğer mevzuat göz önüne alınarak yeniden düzenlendiği yazılıdır. Ekran karartma cezası yerine para cezaları önerilmiştir.
* Kanunda belirtilen yayın ilkeleriyle bu ilkelere uymayan radyo ve televizyon kuruluşları hakkında uygulanacak yaptırımların bölücü, yıkıcı ve irticai yayınların engellenmesi konusunda etkili olmadığı görülmüştür.
* Hükümet yasa tasarısının genel gerekçesinde yaptığı bu tespitler sonucunda tarafsız, bağımsız ve özerk bir üst kurulun oluşumunu teminen bu tasarıyı hazırlamıştır.
IV- Hükümetin Basın Yasasında Değişiklik Önerisi Nedir ?
Hükümet Radyo ve TV yayınlarının düzenini yeniden yapılandırmak isterken Basın Yasasında da değişiklik yapmayı uygun görmüştür. Radyo ve TV yayınlarındaki tasarıyla getirilen değişiklikler bu yazının konusu değildir. Basın Kanununa getirilen değişikliklerle "İnternet" yayınları incelenmeye çalışılmıştır.
Hükümet Tasarısının gerekçesinde yer almayan ama Hükümet tarafından önerilen madde değişiklikleri arasında Basın Yasasının iki maddesinde değişiklik istenmiştir.
Basın Yasasının 17.maddesi ile 30. maddesinde önerilen madde değişiklikleri ve gerekçeleri şöyle sıralanmıştır:
4.1-Hükümetin 17.Madde Değişiklik Önerisi Ve Gerekçesi
Hükümet tarafından değişiklik önerilen Basın Yasasının Yürürlükte bulunan 17. maddesi:
Madde 17 -(Değişik: 29.11.1960 - 143)
Basın yolu ile işlenecek fiillerden doğacak maddi ve manevi zararları, 16 ncı maddeye göre sorumlu olanlarla birlikte Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre mevkutelerde sahibi ve mevkute olmayanlarda nâşiri, müteselsilen tazminle ödevlidirler.
Hükümet tarafından önerilen 17.madde değişikliği:
"Madde 19. - 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 17. - Basın yolu ile işlenecek fiillerden doğacak maddî ve manevî zararları, 16 ncı maddeye göre sorumlu olanlarla birlikte Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre mevkutelerde sahibi ve mevkute olmayanlarda naşiri; mevkute sahibi ile mevkute olmayanların naşirinin şirket olması halinde şirket ile birlikte şirket hissedarları da müştereken ve müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdürler. Tazminat talebinin haklı görülmesi halinde tazminat miktarı, on milyar liradan az olmamak üzere fiilin ağırlık derecesine göre belirlenir. On milyar liralık alt sınır her yıl Maliye Bakanlığınca ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır."
Hükümetin madde değişikliği gerekçesi ise şudur:
"Madde ile, 5680 sayılı Basın Kanununda değişiklik yapılarak, basın yolu ile işlenecek fiillerden doğacak maddî ve manevî zararlardan mevkutelerde sahibi ile mevkute olmayanlarda naşiri, mevkute sahibi ile mevkute olmayanların naşirinin şirket olması halinde, şirket ile birlikte şirket hissedarlarının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları hükme bağlanmıştır."
4.2-Hükümetin 30.Madde Değişiklik Önerisi Ve Gerekçesi
Hükümet tarafından değişiklik önerilen Basın Yasasının yürürlükte bulunan 30. maddesi
Madde 30 -(Değişik: 29.11.1960 - 143)
Ceza kovuşturmalarına ait talep ve iddianamelerle kararların ve diğer her türlü vesika ve evrakın âleni duruşmada okunmasından, hazırlık ve ilk soruşturmalarda takipsizlik veya yargılamanın men'i, tatili veya düşmesi kararı verilmesinden önce yayınlanması yasaktır.
Ceza kovuşturmasının başlamasiyle hüküm kesinleşinceye kadar hakim ve mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalâa yayınlamak yasaktır.
Yukarıdaki fıkralar hükümlerine aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve 1.000 liradan 10.000 liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
(Değişik: 10.11.1983 - 2950) Bu maddede yazılı fiillerin tekerrürü halinde cezalar yarı nispetinde artırılarak hükmolunur.
Hükümet tarafından önerilen 30.madde değişikliği
MADDE 20. - 5680 sayılı Basın Kanununun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Yukarıdaki fıkralar hükümlerine aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve on milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu miktar her yıl Maliye Bakanlığınca ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır."
Hükümetin madde değişikliği gerekçesi ise şudur:
"Madde ile, ceza kovuşturmasıyla ilgili yasaklara uymayanlara verilecek para cezaları artırılmıştır"
V- Anayasa Komisyonunda Yapılan Tartışmalar Ve Basın Yasasındaki Değişiklikleri Genişleten Yorum
TBMM Anayasa Komisyonu 1 yaklaşık bir yıl sonra ele aldığı Hükümet Tasarısı hakkında 21.05.2001 günü Raporunu Meclis Başkanlığına sunmuştur. Radyo ve Televizyon Yayınlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin görüşleri dışında Basın yasasında yapılması gereken değişiklikler de görüşülmüştür.
15.6.2000 tarihinde Anayasa Komisyonuna gönderilen "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Anayasa Komisyonunun 17.5.2001 tarihli toplantısında Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, TRT Genel Müdürü, RTÜK Başkanı, Telekomünikasyon Kurumu ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla incelenip sonuçlandırılmıştır.
Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen ise Anayasa Komisyonu toplantılarında sorulan sorulara cevaben; yasakçı bir tasarı hazırlanmadığını, Avrupa Birliği normları açısından aykırılık taşımadığını ve amacın düşüncelerin özgürce belirtilmesi olduğunu söylemiştir.
Hükümet Tasarısında 5680 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin değişikliği ile ilgili bir madde bulunmaktadır. Bu madde ile tazminat yükümlülüğü düzenlenmektedir. Ancak bu düzenleme Anayasa Komisyonunda yeterli görülmediğinden Basın Kanununun bu konuyla diğer ilgili maddelerinde de değişiklik yapılması amacıyla Komisyon verilen önergeleri görüşmeyi uygun bulmuştur. Komisyon bu önergeleri işleme koymuş ve yeni madde olarak görüşmeye açmak suretiyle kabul edilmiştir.
Böylece Hükümet tarafından Basın Yasasında iki maddede değişiklik önerilmesine rağmen verilen önergeler kabul edilmiş ve metne yeni 19 uncu madde eklenmiştir. Bu madde Basın Yasasında yer alan "cevap ve düzeltme hakkının kullanılmasını engelleyenlerin" cezaî sorumluluğunu değiştirmiştir.
Verilen yeni önergenin kabulü ile Tasarının 19 uncu maddesinde düzenlenen Basın Yasasının 17.maddesi Anayasa Komisyonunda 20 nci madde olmuştur.
Komisyon; Hükümetin tasarısında yer alan ve basın yoluyla işlenecek fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan dolayı sorumluluğu bulunanların tazminat yükümlülüğü yeniden düzenlenmiştir. Bu madde; kabul edilen önerge doğrultusunda Komisyonda oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
Anayasa Komisyonu Basın yasanının sadece iki maddesinde değişiklik öneren Hükümet tasarısını genişletmiştir. Verilen önergelerin kabulü ile metne 21, 22 ve 23 üncü maddeler eklenmiştir.
Bu maddeler de Basın Kanununda değişiklik öngörmektedir.
Cevap veya düzeltme hakkının gereği gibi kullanılmasını engelleyenler hakkında uygulanacak cezaî yaptırımlar değiştirilmekte, her basılmış eserde o eserin yayın yeri, yılı, yayıncının adı ve işyerlerinin gösterilmesi, mevkutelerde baskı tarihi, sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürünün adlarının yazılması zorunluluğuna uymayan ya da gerçeğe aykırı gösterenlerin cezaî sorumlulukları düzenlenmekte; cevap veya düzeltme yazısına konu olabilecek fiiller daha ayrıntılı hükme bağlanmaktadır.
Hükümet Tasarının 20 nci maddesi mevcut Basın Yasasının 30.maddesini değiştiriyordu. Ancak yeni önerilerle yasada değişiklik yapan maddeler arttığı için Anayasa Komisyonu 30.maddede değişiklik yapan 24 üncü değişiklik maddesi olarak değiştirmiş ve oy çokluğu ile kabul etmiştir.
Verilen bir önergenin kabulü ile metne 25 inci madde eklenmiş ve Basın Kanununun 41 inci maddesi değiştirilerek tebligat işlemlerinin kolaylaştırılmasını sağlamaya yönelik bir düzenleme yapılmıştır.
Aynı şekilde verilen üç önergesinin kabulü ile metne yeni 26, 27 ve 28 inci maddeler eklenmiştir.
26 ncı madde ile Basın Kanununun çeşitli maddelerinde yer alan ve günün koşullarında etkisini yitirdiği gerekçesiyle para cezaları artırılmış, 27 nci madde ile Basın Kanunu hükümlerinin bilgisayar ortamında yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret ve benzerleri hakkında da uygulanması öngörülmüştür.
Önergelerle metne ilave edilen maddeler Basın Kanununda değişiklik öngörmekte ve genellikle para cezaları ve tazminatlara yönelik düzenlemeler içermektedir. Tasarının başlığında Basın Kanununda değişiklik de yer almaktadır.2
VI- Anayasa Komisyonunda Değişiklik Önergelerini Kimler
Vermiştir? Hangi Maddelerde Ve Hangi Gerekçeyle Değişiklik İstenmiştir?
Hükümet tasarısında yer alan iki madde değişikliğine rağmen Anayasa Komisyonu Basın Yasasındaki 7 maddeyi değiştirmiş, 11 maddede sayılan para cezaları arttırmış ve ayrıca iki Ek madde ilavesi öngörmüştür.
6.1- Hangi Milletvekilleri Basın Yasasında Nelerin Değişmesini
İstemiştir?
Anayasa Komisyonunda Hükümet tasarısı görüşüldüğü sırada değişiklik önergeleri İstanbul Milletvekili Cavit Kavak, Necdet Saruhan ve Kilis Milletvekili Mehmet Nacar tarafından verilmiştir.
Basın Yasasının 16. maddesinde sorumlu müdür ile diğer kişilerin "cezai sorumluluk"ları gösterilmiştir.Bu maddenin (1) nolu bendinde sorumlu müdürün cezai sorumluluğu düzenlenmiştir. Yani mevkutelerde/süreli yayınlarda işlenen suçlarda sorumluluk suçu vücuda getiren yazıyı veya haberi yazan veya resmi veya karikatürü yapan kimse ile beraber sorumlu müdüre aittir.
Milletvekilleri bu maddeye de ekleme yapmışlardır. Hükümet tasarısında yer alan 17.madde değişikliğine paralel olarak"cevap ve düzeltme" hakkının düzenlendiği 19. maddeye atıfla sorumlu müdür dışında da "sorumlu" olacakları şöyle göstermişlerdir:
" Mevkutelerde işlenen suçlarda sorumluluk, suçu meydana getiren yazıyı veya haberi yazan veya resmi veya karikatürü yapan kimse ile beraber bu mevkutenin ilgili sorumlu müdürüne; 19 uncu maddeye aykırı hareket edilmesi halinde ise sözü edilen kişilerle birlikte mevkutenin sahibi olan gerçek kişiye ve mevkute sahibi olan anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı ile diğer şirket ve tüzel kişilere ait mevkutelerde tüzel kişiliğin en üst yöneticisine aittir. Ancak sorumlu müdürler için verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar, sürelerine bakılmaksızın para cezasına çevrilerek hükmolunur ve bu cezalar ertelenemez"
Basın Yasasının 19 uncu maddesinde Cevap ve Düzeltme hakkı düzenlenmiştir. 19.maddenin 1 numalı bendine göre bir kimsenin haysiyet ve şerefine dokunan veya kendisi ile ilgili gerçeğe aykırı hareketler, düşünceler ve sözler izafesi suretiyle açık veya kapalı şekilde bir mevkutede yapılan yayımdan dolayı ilgili veya yetkili temsilcisi yayının yapıldığı tarihten itibaren iki ay içinde imzasını taşıyan cevap ve düzeltme yazısını mevkutenin sorumlu müdürüne göndermektedir.
Anayasa Komisyonunda Milletvekillerinin 19.maddenin (1) numaralı fıkrasında değişiklik önermelerinin gerekçeleri; Hükümet tarafından önerilen 17.madde değişikliğidir.
Bu değişikliğe paralel olarak ileri sürdükleri gerekçeye göre: " Mevkute sahibi veya yayıncının şirket olması halinde şirketle birlikte anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanının diğer şirket ve tüzel kişilerde en üst yöneticinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları öngörüldüğünden (19.maddenin) (I) numaralı fıkranın ikinci paragrafıyla sorumlu müdüre cevap ve düzeltmeyi aldığı tarihten itibaren mevkutenin sahibi olan anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanına, diğer şirket ve tüzel kişilerde en üst yöneticiye bildirme yükümlülüğü getirilmektedir"
Basın Yasasının 20 nci maddesi "ceza maddesidir" Yasanın 4. maddesinin emredici hükmüne göre her basılmış eserde o eserin yayın yeri, yılı, yayıncının adı ve işyerlerinin gösterilmesi; mevkutelerde ayrıca baskı tarihi ile sahibinin ve sorumlu yazı işleri müdürünün adlarının gösterilmesi gerekmektedir. 20.madde bu zorunluluklara uymayan ve künyelerinde bunları göstermeyenler ile gerçeğe aykırı olarak gösterenlerin cezai sorumluluğu düzenlenmiştir.
Milletvekilleri gerekçelerinde; 20. maddenin etkinliğini arttırmak, ayrıca sorumluların belirlenmesi ve "mahkeme kararlarının uygulanmasını güçleştirecek şekilde" değiştirenlerin cezalandırılabilmesi için otuz milyar liradan doksan milyar liraya kadar para cezası verilmesini önermişlerdir.
Basın Yasasının 29 uncu maddesi Cevap ve Düzeltme hakkını düzenleyen 19.maddenin gösterdiği biçimde tekzip metinlerinin yayınlanmaması halinde uygulanacak olan "cezaları" göstermektedir.
Milletvekillerinin önerisine temel oluşturan gerekçe; cevap ve düzeltme hakkının kullanılmasında ortaya çıkan engellere uygulanacak para cezalarını günün koşullarına uygun hale getirerek arttırmaktır.
Buna göre 29.madde aşağıdaki gibi yeniden düzenlenmiştir.
Tekzip metninin 19.maddedeki şekil ve şartlara uyulmadan yayınlanması halinde
(üç milyar liradan beş milyar liraya kadar),
Hakim kararına rağmen tekzip metninin yayınlanmasından imtina olunması halinde
(on milyar liradan yirmi milyar liraya kadar),
Hakim kararı ile yayınlanan tekzip metninin yayınında şekil ve şartlara uygun olmaması halinde ( beş milyar liradan on milyar liraya kadar),
Hakim kararına rağmen yayınlanan ama şekil şartlarına uyulmadan yayınlanmış olan tekzip metninin yeniden hakim kararı ile yayınlanmasına karar verilmesi halinde yayından imtina olunması veya tekrar yayınlanan cevap ve düzeltmede yeniden 19. maddede düzenlenen şekil ve şartlara uygun yayınlanmaması halinde (elli milyar liradan yüzelli milyar liraya kadar) para cezaları önerilmiştir.
Ayrıca tekzip metninin yayınlanması mecburiyetinin doğduğu tarihten itibaren yayının geciktiği her sayı için ayrıca; günlük mevkutelerde beşyüzmilyon lira,
diğer mevkutelerde üç milyar lira ağır para cezası önerilmiş ve verilen para cezalarının ertelenmemesi ile bu suçların aynı yıl içinde tekerrürü halinde öngörülen para cezalarının iki misli olarak ödenmesi istenmiştir.
Basın Yasasının 30 uncu maddenin üçüncü fıkrası Hükümet tasarısında mevcut olan değişikliktir.
Basın Yasasının 41 inci maddesinde ise Milletvekilleri değişiklik önergesi vermişlerdir. Mevcut 41.maddeye göre yasal tebliğ işlemlerinde mevkutenin idare yeri, sahibi ve sorumlu müdür için "kanuni ikametgah" sayılmaktadır.
Milletvekilleri vermiş oldukları önergelerle Basın yasanının uygulanmasında yapılacak tebligat işlemlerinde " ilgilinin yeni adresini bildirmeden veya eksik veya yanlış bildirerek ayrılması halinde mevkutenin idare yeri veya son sahibi veya sorumlu müdürüne yapılmakla geçerli sayılır" şeklinde değişiklik istemişlerdir. Gerekçeleri ise tebligat işlemlerinin kolaylaştırılmasını sağlamaktır.
6.2- Basın Yasasında Yer Alan Basın Suçlarındaki Para Cezaları Ne Kadar Arttırılmıştır?
Milletvekilleri Anayasa Komisyonunda verdikleri diğer bir önerge ile Basın Yasasında yer alan para cezalarının artırılmasını önermişlerdir.
5680 sayılı Basın Yasasının;
21 inci maddenin birinci fıkrasındaki, 22 nci, 23 üncü, 24 üncü 25 inci, 26 ncı, 28 inci, 30 uncu, 31 inci, 32 nci, 33 üncü ve 34 üncü maddesindeki
para cezaları artırılmıştır.
5680 sayılı Yasada yer alan bu maddeler ceza maddeleri olup; acaba hangi suçlar için para cezaları artmıştır?
Basın Yasasının Altıncı Bölümünde "Ceza Hükümleri" gösterilmiştir. Bu bölümdeki maddeler şunlardır :
Madde 21 - Basın Yasasının 9.maddesine aykırılık halindeki cezaları düzenlemiştir. Bu maddeye göre "beyanname" verilmemesi ve mevkute sahibinin hakkını başkasına devri veya ölümü halinde yeni sahip tarafından bir ay içinde beyanname verilmemesi halinde hükmedilecek olan iki aydan altı aya kadar hapis cezası ve on bin liradan otuz bin liraya kadar ağır para cezasıdır. Milletvekilleri bu para cezasının on milyar liradan otuz milyar liraya şeklinde yükseltilerek değiştirilmesini önermişlerdir.
Yine 21. maddeye göre 9 uncu maddenin son fıkrasına göre yayımı durdurulan mevkutenin yayınına beyanname vermeden devam edenler dört aydan bir yıla kadar hapis ve yirmi bin liradan altmış bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Öneriye göre para cezası yirmi milyar liradan altmış milyar liraya kadar şeklinde yükseltilmiştir.
Madde 22 - Bu maddeye göre hakikate aykırı beyanname veren kimse fiil başka bir suçu oluştursa bile ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis ve yirmicin liradan elliğin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilir. Bu maddedeki para cezalarının yirmi milyar liradan yüz milyar liraya şeklinde değiştirilerek yükseltilmesi önerilmiştir.
Madde 23 -Basın Yasasının 10. maddesine göre verilmiş olan beyanname muhteviyatında meydana gelen değişikliklerin bildirilmesi gerekir. Onuncu maddede yazılı değişiklikleri zamanında bildirmeyenler hakkında 100 liradan 500 liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Bu para cezalarının on milyar liradan elli milyar liraya şeklinde değiştirilmesi önerilmiştir.
Madde 24 - Basın Yasasının 12.maddesine göre "tabi"/ basan mevkutenin her nüshasından ikişer adedini neşri takip eden çalışma gününde , çıktığı yerin Cumhuriyet Savcılığı ile en büyük mülki amirliğe vermeye mecburdur. 12 nci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen bu mecburiyeti yerine getirmeyenler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis ve yirmi bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.
Milletvekilleri bu maddedeki para cezalarının otuz milyar liradan yüz milyar liraya kadar şeklinde değiştirilmesini önermişlerdir.
Madde 25 - Süreli/mevkute yayınlarda çalıştırılacak olan muhabirlerin nitelikleri Yasanın 13.maddesinde gösterilmiştir. Buna göre "muhabirlerin" yasanın 5.maddesinde yer alan şu niteliklere uygun olması gerekmektedir:
* Devlet memuru, asker veya ordu mensubu bulunmamak (mesleki ve ilmi mevkuteler için bu şart aranmaz)(Madde 5/4)
* Ağır hapis, taksirli suçlar hariç olmak üzere beş yıldan fazla hapis cezalarından biriyle veya yayın tehdidiyle para ve menfaat temini, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, inancı kötüye kullanma, yalan yere şahadet, yalan yere yemin etmek, iftira, suç tasnii, resmi mercileri iğfal, müstehcen ve hayasızca yayın, fuhşuyata tahrik, hileli iflas, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, istimal ve istihlak kaçakçılığı suçu dışındaki kaçakçılık suçlarından veya bu Kanunun ek birinci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar ile bu suçlara tahrik ve teşvikten hüküm giymemiş olmak,(Madde5/6)
* Geçici olarak kamu hizmetlerinden yasaklılık, genel emniyet gözetimi altında bulundurulmak veya sürgün cezasına hükümlülük hallerinden bu ceza veya tedbirler infaz edilmiş olmak.(Madde 6/7)
13 üncü maddede belirtilen bu şartlara uygun olmayan kimseleri çalıştıranlar bir aya kadar hapis ve yüzellibin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu maddedeki para cezasının onbeşmilyar liradan aşağı olmamak şeklinde üzere düzenlenmesi önerilmiştir.
Madde 26 - Basın Yasasının 15.maddesine göre "Bir mevkutenin hususi fedakarlık ihtiyarile elde edilip yayınlandığı haber, yazı ve resimler mevkute sahibinden müsaade alınmadıkça neşirlerinden 24 saat geçmeden başka mevkuteler tarafından yayınlanamaz. Hususi fedakarlık ihtiyariyle elde edilen yazı ve resimler için mevkute sahibinden izin almak mecburidir" Bu hükme yani 15 inci madde hükmüne riayet etmeyenler yirmi bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Para cezalarının " elli milyar liradan yüz milyar liraya kadar" yükseltilmesi önerilmiştir.
Madde 28 - Basın Yasasının 18. maddesine göre "Basın suçlarından mahkûm olanlar hakkında verilen kesin hüküm tamamen veya hulâsaten aynı mevkutede ve eğer o mevkute çıkmıyorsa masrafı hükümlüye ait olmak üzere başka bir mevkutede neşrine hükmolunabilir.
Takibi şikâyete bağlı hususlarda yukarki hükmün uygulanması şikâyetçinin isteğine bağlıdır." 18 inci maddede yazılı mahkeme hükmünü tebliğ edildiği tarihten başlamak üzere günlük gazetelerde üç gün içinde, diğer mevkutelerde bu müddet gözetilmek şartıyla çıkacak en geç ikinci nüshasında yerine getirmeyenler hakkında neşrin geciktiği her nüsha için yirmi bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Bu para cezasının "yirmi milyar liradan yüz milyar liraya" şeklinde yükseltilmesi önerilmiştir.
Madde 30 -"Ceza kovuşturmalarına ait talep ve iddianamelerle kararların ve diğer her türlü vesika ve evrakın âleni duruşmada okunmasından, hazırlık ve ilk soruşturmalarda takipsizlik veya yargılamanın men'i, tatili veya düşmesi kararı verilmesinden önce yayınlanması yasaktır.
Ceza kovuşturmasının başlamasiyle hüküm kesinleşinceye kadar hakim ve mahkemenin hüküm, karar ve işlemleri hakkında mütalâa yayınlamak yasaktır.
Yukarıdaki fıkralar hükümlerine aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve 1.000 liradan 10.000 liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
(Değişik: 10.11.1983 - 2950) Bu maddede yazılı fiillerin tekerrürü halinde cezalar yarı nispetinde artırılarak hükmolunur." hükmündeki para cezasının "yirmi milyar liradan yüz milyar liraya" şeklinde yükseltilmesi önerilmiştir.
Madde 31 -"Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, milli egemenliğine, Cumhuriyetin varlığına, milli güvenliğe, kamu düzenine, genel asayişe, kamu yararına, genel ahlâka ve genel sağlığa aykırı olup yabancı memleketlerde çıkan basılmış eserlerin Türkiye'ye sokulması veya dağıtılması Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanabilir.
Bu gibi basılmış eserlerin, Bakanlar Kurulundan acele karar alınmak üzere İçişleri Bakanlığınca karardan evvel dağıtılmaları yasaklanabileceği gibi, dağıtılmış olanlar da toplattırılabilir. Yasaklanmış olmasına rağmen, bunları Türkiye'ye bilerek sokanlar, dağıtanlar veya bu gibi eserleri kısmen veya tamamen iktibas veya tercüme edenler, yayanlar, fiil başka bir suçu oluştursa bile ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis ve elli bin liradan yüz bin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilirler." Maddedeki para cezasının "elli milyar liradan yüz milyar liraya" şeklinde yükseltilmesi önerilmiştir.
Madde 32 - "İntihar vakaları hakkında haber çerçevesini aşan ve okuyanları tesir altında bırakacak mahiyette olan tafsilât ve vakaya müteallik resimlerin yayınlanması yasaktır.
Bu madde hükmüne aykırı hareket edenler 100 liradan 1000 liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. " hükmündeki para cezalarının "beş milyar liradan yirmi milyar liraya" şeklinde yükseltilerek değiştirilmesi önerilmiştir.
Madde 33 - "1. Kanunen evlenmeleri men edilmiş kimseler arasındaki cinsi münasebetlere dair haber veya yazıların,
2. Türk Ceza Kanununun 414, 415, 416, 421, 423, 429, 430, 435, 436, 440, 441 ve 442 nci maddelerinde yazılı cürümlere müteallik haber veya yazıların yayınlanması halinde
mağdurların hüviyetlerini açıklayan malumat veya resimlerin,
3. 18 yaşını doldurmamış olan suç fail ve mağdurlarının hüviyetlerini açıklayan malumat veya resimlerin, Neşri yasaktır. Bu yasağa aykırı hareket edenler üç aya kadar hapis ve on milyon liradan otuz milyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar." şeklinde düzenlenmiş olan hükümdeki para cezalarının "on milyar liradan otuz milyar liraya" yükseltilmesi şeklinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 34 -"Siyasi, iktisadi, ticari mevkutelerin sermayeleri ve devamlı veya geçici bütün gelir kaynaklariyle basılan nüshaların adedi ve bir nüshasına 50 den fazla abone yazılmış olanların isim, adres ve uyrukları ve genel abone yekûnu ve basıldıkları matbaa ile olan hukuki münasebetleri noterlikçe onanmış bir deftere kaydedilir.
Bu defter tutulmadığı veya deftere noksan ve yanlış malûmat geçirildiği veyahut savcılıkça talep vukuunda defter ve ihtiva etmesi gereken hususlar gizlendiği takdirde mevkutenin sahibi veya onun mümessili bir aydan altı aya kadar hapis ve 1000 liradan 10.000 liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilir.
İlmi, edebi, fenni ve bedii mahiyette olan mevkutelerden yayınları itibariyle siyasi, iktisadi ve ticari mahiyette yayına girişenler 1 ve 2 nci fıkralar hükümlerine tabidirler." hükmünde yer alan para cezalarının "bir milyar liradan on milyar liraya" yükseltilmesi önerilmiştir.
6.3- İnternet'i Basın Kanununa Ekleme Gerekçesi Nedir?
Radyo TV yayınları düzenlenirken ayrıca Ek olarak aşağıda gösterilen iki madde önerilmiştir. Birisi "İnternet" ortamındaki WEB sayfaları ile ilgili olandır. Diğeri ise bölgesel ve yerel yayın yapan yayın kuruluşları hakkındaki para cezaları içindir.
İnternet İçin Önerilen Ek Madde ve Gerekçesi :
"EK MADDE 9. - Bu Kanun hükümleri bilişim teknolojileri ve İnternet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü, ileti ve benzerleri hakkında da uygulanır."
Bu maddeyi önerme gerekçeleri ise şudur : "Basın Kanunu hükümlerinin, bilgisayar ortamında "web sayfası" ve benzeri siteler açılmak suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret ve benzerleri hakkında da uygulanması öngörülerek bu tür yayınların tabi olacağı yasal hükümler belirlenmektedir"
Yerel Ve Bölgesel Yayın Olarak Çıkan Gazeteler, Dergiler İçinse:
"EK MADDE 10. - Bu Kanun kapsamında verilen para cezaları ve tazminatlar, bölgesel yayın yapan kuruluşlarda yarısına kadar, yerel yayın yapan kuruluşlarda 1/3'üne kadar indirilebilir."
Gerekçelerine göre; bölgesel ve yerel yayın yapan kuruluşların mali imkanlarının sınırlı olması sebebiyle, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde verilen para cezaları ve tazminatların belgesel yayın yapan kuruluşlarda yarısına kadar, yerel yayın yapan kuruluşlarda 1/3'üne kadar indirilmesi imkanı getirilmiştir.
VII- Anayasa Komisyonunun Kararına Göre Basın Yasasındaki Değişiklikler ve TBMM'de Kabul Edilenler
Anayasa Komisyonundan çıkan sonuca göre 5680 Sayılı Basın Yasasının;
16 ncı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi,
17 nci maddenin tamamı,
19 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası,
20 nci madde,
29 uncu maddenin tamamı,
30 uncu maddenin üçüncü fıkrası,
41 inci madde değiştirilmektedir.
5680 sayılı Basın Yasasının 1 inci maddenin birinci fıkrasındaki, 22 nci, 23 üncü, 24 üncü 25 inci, 26 ncı, 28 inci, 30 uncu, 31 inci, 32 nci, 33 üncü ve 34 üncü maddesindeki para cezaları artırılmıştır. Ayrıca Ek olarak iki madde getirilmiştir.
Yapılan tartışmalar sonucunda Basın Kanunu değişiklikleri şöyle saptanmıştır:
MADDE 19. - 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Mevkutelerle işlenen suçlarda sorumluluk, suçu meydana getiren yazıyı veya haberi yazan veya resmi veya karikatürü yapan kimse ile beraber bu mevkutenin ilgili sorumlu müdürüne; 19 uncu maddeye aykırı hareket edilmesi halinde ise sözü edilen kişilerle birlikte mevkutenin sahibi olan gerçek kişiye ve mevkute sahibi olan anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı ile diğer şirket ve tüzel kişilere ait mevkutelerde tüzel kişiliğin en üst yöneticisine aittir. Ancak, sorumlu müdürler için verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar, sürelerine bakılmaksızın para cezasına çevrilerek hükmolunur ve bu cezalar ertelenemezler."
Basın Yasasının 16.maddesinin 1. fıkrasının 1.bendini değiştiren bu madde
TBMM'de aynen kabul edilmiştir.
MADDE 20. - 5680 sayılı Kanunun 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 17. - Basın yolu ile işlenen yalan haber, hakaret, sövme ve her türlü fiilden doğacak maddi ve manevi zararlardan, 16 ncı maddeye göre sorumlu olanlarla birlikte Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre mevkutelerde sahibi ve mevkute olmayanlarda naşiri; mevkute sahibi ile mevkute olmayanların naşirinin şirket olması halinde şirket ile birlikte anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirket ve tüzel kişilerde en üst yönetici, müştereken ve müteselsilen sorumludur. Tazminat talebinin haklı görülmesi halinde tazminat miktarı, on milyar liradan az olmamak üzere fiilen ağırlık derecesine göre belirlenir. On milyar liralık alt sınır her yıl Maliye Bakanlığınca ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır. Bu maddeye göre açılacak manevi tazminat davalarında hakim tensip kararı ile birlikte bilirkişiyi de tayin eder ve davayı en geç altı ay içinde karara bağlar.
Zarar doğurucu fiilin işlenmesinden sonra mevkutenin devredilmesi, başka bir mevkute ile birleşmesi veya sahibi olan gerçek kişi ya da şirketin herhangi bir surette değişmesi halinde mevkuteyi devralan, birleşen ve her ne suretle olursa olsun mevkutenin sahibi gerçek kişiler ile anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı diğer şirket ve tüzel kişilerde en üst yönetici de, bu fiil nedeniyle hükmedilen tazminattan birinci fıkrada sayılanlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Basılmış eser sahiplerinin dernek, vakıf ve benzeri tüzel kişiler olması halinde tüzel kişilikle birlikte yönetim organlarında yer alanlar hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır.
Bu maddeye göre açılan davalarda tazminata hükmedilmesi halinde, bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizine de hükmedilir."
Basın Yasasının 17.maddesini tamamen değiştiren bu madde TBMM'de aynen kabul edilmiştir.
MADDE 21. - 5680 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1- Bir kişinin şeref ve haysiyetinin rencide edilmesi veya kendisiyle ilgili yalan haber verilmesi veya kendine hakaret edilmesi veya sövülmesi ya da gerçeğe aykırı hareket, düşünce ve söz izafesi suretiyle, açık veya kapalı şekilde bir mevkutede yayın yapılması halinde; ilgili veya temsilcisi yayının yapıldığı tarihten itibaren iki ay içinde imzasını taşıyan cevap veya düzeltme yazısını mevkutenin sorumlu müdürüne verebilir veya gönderebilir.
Sorumlu müdür, cevap veya düzeltme yazısını aldığı tarihten itibaren üç gün içinde mevkutenin sahibi olan gerçek kişiye veya anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanına, diğer şirket ve tüzel kişilerde en üst yöneticiye bildirir ve inceler; yayınlanmasına karar verdiği takdirde inceleme süresinin bitiminden sonra çıkacak ilk nüshada, metne hiçbir mülahaza ve işaret katmaksızın ve bu cevap veya düzeltme dolayısıyla herhangi bir mütalâa beyan etmeksizin aynen ve tamamen yayınlamaya mecburdur."
Basın Yasasının 19.maddesinin (1) numaralı fıkrasını değiştiren bu madde TBMM'de aynen kabul edilmiştir.
MADDE 22. - 5680 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 20. - 4 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yazılı hususları göstermeyen sorumlular on milyar liradan elli milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Bu hususları gerçeğe aykırı şekilde gösterenler ile sorumluların belirlenmesini veya mahkeme kararlarının uygulanmasını güçleştirecek şekilde değiştirenler, otuz milyar liradan doksan milyar liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilirler. Verilen para cezası ertelenemez."
Basın Yasasının 20.maddesini değiştiren bu madde TBMM'de aynen kabul edilmiştir.
MADDE 23. - 5680 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 29. - İlgilinin veya yetkili temsilcisinin talebi üzerine yayınlanan cevap veya düzeltmede, 19 uncu maddedeki şekil ve şartlara uyulmaması halinde failler hakkında üç milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmedilir.
Cevap veya düzeltmenin yayınlanmasına dair 19 uncu maddenin (III) numaralı fıkrasına göre verilen hâkim kararına rağmen, neşirden imtina olunması halinde faillere on milyar liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezası; yayınlanan cevap veya düzeltmenin 19 uncu maddedeki şekil ve şartlara uygun olmaması halinde ise faillere beş milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezası verilir.
Cevap veya düzeltmenin 19 uncu maddedeki şekil ve şartlara uygun olarak yeniden yayınlanmasına dair sözü edilen maddenin (VI) numaralı fıkrasına göre verilmiş hâkim kararına rağmen, neşirden imtina olunması veya tekrar yayınlanan cevap veya düzeltmede yeniden 19 uncu maddedeki şekil ve şartlara uyulmaması halinde, failler hakkında elli milyar liradan yüz elli milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.
19 uncu maddenin (IV) numaralı fıkrasına ve (VI) numaralı fıkrasının dördüncü paragrafına göre cevap veya düzeltmeyi yayınlama mecburiyetinin doğduğu tarihten itibaren yayının geciktiği her sayı için faile ayrıca; günlük mevkutelerde beş yüz milyon lira, diğer mevkutelerde üç milyar lira ağır para cezası da verilir.
Bu maddeye göre verilen para cezaları ertelenemez.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiillerin aynı yıl içinde tekerrürü halinde, öngörülen para cezaları iki misli olarak uygulanır."
Basın Yasanının 29. maddesini değiştiren bu madde TBMM'de aynen kabul edilmiştir.
MADDE 24. - 5680 sayılı Basın Kanununun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Yukarıdaki fıkralar hükümlerine aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve on milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu miktar her yıl Maliye Bakanlığınca ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır."
Basın Yasasının 30.maddesindeki para cezalarını değiştiren çerçeve
24.maddeden başka, ayrıca çerçeve 26. maddede de Basın Yasasının 30.maddesindeki para cezalarını arttırdığından, 30.madde değişikliği mükerrerdir. Bu nedenle Çerçeve 24.madde hükümet tarafından geri çekilmiş ve şağıdaki Madde 25; çerçeve 24. madde olarak görüşülmüştür.
MADDE 24. - 5680 sayılı Kanunun 41 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun uygulanmasında yapılacak tebligat, ilgilinin yeni adresini bildirmeden veya eksik veya yanlış bildirilerek ayrılması halinde mevkutenin idare yeri veya son sahibi veya sorumlu müdürüne yapılmakla geçerli sayılır."
Basın Yasasının 41. maddesini değiştiren bu madde TBMM'de aynen kabul edilmiştir.
MADDE 25. - 5680 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasındaki "on bin liradan otuz bin liraya" ibaresi, "on milyar liradan otuz milyar liraya", ikinci fıkrasındaki "yirmi bin liradan altmış bin liraya" ibaresi "yirmi milyar liradan altmış milyar liraya"; 22 nci maddesinde geçen "yirmi bin liradan elli bin liraya" ibaresi, "yirmi milyar liradan yüz milyar liraya"; 23 üncü maddesindeki "100 liradan 500 liraya" ibaresi "on milyar liradan elli milyar liraya"; 24 üncü maddesindeki "yirmi bin liradan elli bin liraya" ibaresi "otuz milyar liradan yüz milyar liraya"; 25 inci maddesindeki "yüzellibin liradan" ibaresi "on beş milyar liradan"; 26 ncı maddesindeki "yirmi bin liradan elli bin liraya" ibaresi "elli milyar liradan yüz milyar liraya"; 28 inci maddesindeki "yirmibin liradan ellibin liraya" ibaresi "yirmi milyar liradan yüz milyar liraya"; 30 uncu maddesindeki "1000 liradan 10 000 liraya" ibaresi "yirmi milyar liradan yüz milyar liraya"; 31 inci maddesindeki "ellibin liradan yüzbin liraya" ibaresi "elli milyar liradan yüz milyar liraya"; 32 nci maddesindeki "100 liradan 1000 liraya" ibaresi "beş milyar liradan yirmi milyar liraya"; 33 üncü maddesindeki "on milyon liradan otuz milyon liraya" ibaresi "on milyar liradan otuz milyar liraya"; 34 üncü maddesindeki "1 000 liradan 10 000 liraya" ibaresi "bir milyar liradan on milyar liraya" şeklinde değiştirilmiştir.
Basın Yasasının ceza hükümlerine ait 22-23-24-25-26-28-30-31-32-33 ve 34. maddeleri TBMM tarafından aynen kabul edilmiştir.
MADDE 26. - 5680 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 9. - Bu Kanun hükümleri bilişim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü, ileti ve benzerleri hakkında da uygulanır."
İnternet yayınları ile olan Ek Madde 9 TBMM'de aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 9. - Bu Kanunun yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddi ve manevi zararlarla ilgili hükümleri, bilişim teknolojileri ve internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü, ileti ve benzerleri hakkında da uygulanır."
Basın Yasasına Ek Madde 9 olarak değiştirilen madde ile internet yayınları hakkındaki hüküm TBMM' tarafından kabul edilmiştir.
MADDE 27. - 5680 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 10. - Bu Kanun kapsamında verilen para cezaları ve tazminatlar, bölgesel yayın yapan kuruluşlarda yarısına kadar, yerel yayın yapan kuruluşlarda 1/3'üne kadar indirilebilir."
Basın Yasasına Ek Madde 10 olarak getirilen bu madde TBMM'de kabul edilmiştir.
VIII- Anayasa Komisyonu Raporunda Yer Alan Karşı Oy Yazıları
Anayasa Komisyonunda Basın Yasasına eklenmek istenen maddelerin arttırılarak kabulüne Kahramanmaraş Milletvekili Prof.Dr. Mustafa Kamalak karşı çıkmıştır. 17.5.2001 günlü Ek Karşı oy gerekçesinde "Anayasa Komisyonunda Tasarıya birtakım maddeler eklenmesi TBMM İçtüzüğünün 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 36 ncı maddesinin birinci fıkrasına, dolayısıyla Anayasanın 95 inci maddesinin birinci fıkrasına açıkça aykırıdır.Bu münasebetle Anayasa Komisyonunda Tasarıya birtakım maddeler eklenmiş bulunmasına karşıyım."
Prof.Dr.Mustafa Kamalak ayrıca İstanbul Milletvekili Prof.Dr.Nevzat Yalçıntaş, Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç ve Bolu milletvekili İsmail Alptekin Anayasa Komisyonunda yapılan değişikliklerle, tasarıya Karşı oy vermişlerdir.
Milletvekilleri 17.5.2001 günlü karşı oylarında; "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunun ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın kanun tekniğinden uzak olarak hazırlandığına işaret ederek "bütününü" özensiz bulmuşlardır. RTÜK'nun oluşumunu Anayasanın 2 nci maddesine, Demokratik devlet ilkesine, Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ayrıca üst kurul üyelerinin seçiminde TBMM'ne güven duyulmadığı, TBMM'nin seçmekte olduğu üyelerden 4 ünün seçimini siyasi sorumluluğu bulunmayan başka organlara aktardığı için karşı çıkmışlardır. Diğer görüşlerinin yanında radyo ve tv yayın kuruluşları sahiplerine getirilen hisse oranları ile ihaleye girme ve menkul kıymetler borsasında işlem yapma yasağını kaldıran 29. maddeye karşı çıkarak yapılan düzenlemenin "medya" sektöründe "tekel", "deopol" ve "kartel" oluşturacağı, bunun ise Anayasanın 167/1 maddesine aykırı olacağı görüşleriyle tasarıya karşı oy vermişlerdir.
Karşı oy veren Milletvekilleri , karşı oy yazılarında genellikle radyo-tv yayınlarındaki düzenlemelere değinmişler, özel olarak Basın Yasasındaki herhangi bir hükme atıf yaparak görüş açıklamamışlardır. Ancak genel olarak tasarının özensiz ve kanun yapma tekniğine aykırı hazırlandığını ileri sürerek "bütününe" karşı çıkmışlardır.
DYP Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya, Trabzon Milletvekili Ali Tuncer, Antalya Milletvekili Salih Çelen ise; Radyo-TV yayınları hakkında yapılan düzenlemeyle ilgili Tasarı hakkındaki görüşlerini 17.5.2001 günlü Karşı oy yazılarında 4 madde halinde bildirmiştir.
Milletvekillerinin "KARŞI OY GÖRÜŞÜ" şöyledir :
"Aşağıdaki düşüncelerle çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.
1. Bağımsız idarî otorite olarak düzenlenen RTÜK'ün yapısına, yasama organının veya iktidar çoğunluğunun yasayla ilişmesi, bu otoritelerin ihdas amacıyla bağdaşmaz. İletişim ve medya alanını düzenleme görevini üstlenen bu kurumun denetiminin siyasal iktidarın vesayetinde olan denetim kurumuna bağlanması, anayasal düzenimize ve demokratik siyaset ilkelerine uygun düşmez.
2. Kurumsal Kanunun 29 uncu maddesinin, bir uzlaşma arayışına girilmeden ve demokrasimiz açısından ifade ettiği anlam ve riskler üzerinde durulmadan, çoğunlukçu anlayış içinde değiştirilmesi doğru değildir. Tasarı ve çoğunluk görüşünün Anayasaya aykırılığı ve karşı öneri, 24.3.1998 tarih ve 631 sıra sayılı raporun muhalefet şerhinde ayrıntılı biçimde ortaya konmuştur (TBMM TD. 20 nci dönem, 3 üncü yasama yılı, cilt 52, eki, 92. Birleşim, 21.5.1998). Ülke koşulları bakımından, aynen yasama bağdaşmazlığında olduğu gibi (Any. Mad. 82)"medya bağdaşmazlığı", düzenlenmemiş bir anayasa sorunudur. "Medya/iletişim kalitesi ve etki alanındaki bozulmaların önlenmesi gereği" olarak bu alan düzenlenmelidir. Medya-Devlet ilişkisi, karakteri gereği eleştirel rengi hâkim bir ilişkidir. Medyanın devletle ihale ve taahhüt ilişkisine girebilmesi, bu yasayla mümkün kılınmaktadır. Bu imkân, medyanın misyon ve işlevi ile bağdaşmadıktan başka kimi güç kaymalarını bünyesinde taşıyan bir dinamik olarak demokrasiyi yozlaştıracaktır.
3. Tasarıda geliştirilen yayın ilkeleri, iletişim özgürlüğünün özüne dokunacak yoğunlukta sınırlamaktadır. Kutsal devlet ve kutsal ideoloji felsefesinin demokratik bir rejim kuralına yansıtılması, açıklanması zor bir çelişkidir. Anayasanın 13 üncü maddesindeki ölçüler, birey ve özgürlük aleyhine olarak aşılmıştır. Bu irade, 23.7.1995 tarih ve 4121 sayılı yasanın 1 inci maddesi ile ortaya konan demokratik kurucu iktidar iradesi ile çatışmaktadır (Anayasanın başlangıç maddesindeki değişiklik).
4. Anayasa Komisyonunda verilen önergelerle ihdas olunan yeni maddeler, tasarıyı bir başka ve tanımlanması zor kimliğe büründürmüştür."3
(DYP) Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya, Trabzon Milletvekili Ali Tuncer, Antalya Milletvekili Salih Çelen Anayasa Komisyonundaki Karşı Oy yazılarında; Anayasa Komisyonunda verilen önergelerle tasarının tanımlanması zor bir kimliğe büründürüldüğüne ve başka bir tasarının ortaya çıktığına değinmişlerdir.
Ayrıca da Basın Yasasında yapılmak istenen "değişikliklere" ait düşüncelerini de çok net ifade etmişlerdir. İyimaya, Tuncer ve Çelen karşıoy yazılarında :
"Kurumsal Kanunun 29 uncu maddesiyle sermayeye tanınan geniş ve bozucu yetkilere karşın, Basın Kanununda yapılan değişikliklerle, "A Tipik Sansür Normları" üretilmiştir. Komisyon çoğunluğu, ifrat-tefrit geriliminde seyreden bir manzara sergilemiştir. Kabul edilen maddeler, genel olarak kabul edilemez, anayasal düzenle bağdaştırılamaz aykırılıktadır.
a) Yargı organınca hükmedilecek tazminatın tabanının yasayla belirlenmesi, bilirkişi deliline başvurma ve davayı altı ayda sonuçlandırma zorunluluğu,
b) Özellikle sermaye şirketlerinde "hâkim hissedar" sorumluluğu yerine, yöneticinin zincirleme tazmin sorumluluğu tercihinin yapılması,
c) Bu tazminatlara, genel faiz oranının dışında bir faizin uygulanması,
d) Basın suçlarına uygulanacak para cezalarının ölçüsüz derecede artırılması ve tecil edilemezlik,
e) Yasa hükümlerinin internet ortamına kıyasen uygulanması (bu konuda komisyonun araştırma gereğini duymaması),
Ve benzeri hükümler, ciddî sorunları bir saatte çözebilen mucizevi çareler(!) olarak görülebilir. Tasarı ve çoğunluk görüşü, iletişim-demokrasi gerekleriyle ve anayasamızla çatışmaktadır. Komisyon zabıtlarına yansıyan beyanlarımız da, karşı-oyumuzun atıf yoluyla ayrılmaz bir parçasıdır. Saygılarımızla."
Hiçbir öneriyi dikkate almayan TBMM'de kararlı bir çalışma sürdüren iktidar ortakları hazırladıkları ve Anayasa Komisyonunda büyük çapta değişikliğe uğrayan 682 sıra sayılı Tasarıyı 7.6.2001 günlü Birleşimde tümünü oylayarak geçirmiş ve 4676 sayılı Yasa olarak kabul etmiştir 4.
Böylece 7.6.2001 kabul tarihli 4676 sayılı Yasa ile Basın Yasasının 17 maddesi Anayasa Komisyonundan geldiği biçimiyle aynen kabul edilerek değiştirilmiştir.
TBMM Basın Yasasına Ek madde olarak getirilen iki maddeden sadece internet yayınları ile ilgili olan Ek Madde 9'u değişiklikle diğer Ek Madde 10'u ise Komisyondan geldiği biçimiyle aynen kabul ederek maddeleri yasallaştırmıştır.
II Bölüm
Basın Yasası Değişiklikleri Ve İnternet Yayıncılığı
Radyo ve Tv Yayınlarında Değişiklik Yapan Yasa Tasarısındaki Basın Kanunu Değişiklikleriyle İnternet Ortamındaki Yayınlar İçin Nasıl Bir Sistem İstenmektedir?
I- İnternet Nedir ve Ne Değildir? 5
1.1- İnternet Nedır?
1.2-
Internet, birçok bilgisayarın birbirine bağlı olduğu, dünya çapında bir iletişim ağı olarak tanımlanıyor.Bu teknoloji bize, pek çok alandaki bilgilere kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilme olanağını sağlıyor. Kimine göre internet hoşça zaman geçirilebilecek bir alan.
Değişik fotoğrafların, hareketli görüntülerin, oyunların ( satranç, briç, tavla vs. ) yer aldığı bir alan...
Kimine göre, dünyanın dört bir yanındaki dostlarıyla haberleşebileceği bir mekanizma, işe gitmeyi gereksiz kılan, işi eve getiren bir teknoloji...
Bilimadamları için Internet dünyadaki bilimsel araştırmalara çok hızlı ve kolay erişim olanağı anlamına gelebilir. Hatta farklı ülkelerdeki meslektaşlarıyla ortak proje gerçekleştirebilecekleri bir alan. Günümüzde pek çok insan Internet'e bakış açısına bağlı olarak farklı tanımlamalar getirilebiliyor.
Internet,
* Pek çok yararlı bilginin bir tuşa basmak kadar yakın olduğu dev bir kütüphanedir.
* Büyük bir bilgisayar ve ileşitim ağıdır.
* Kişilerin değişik konularda fikirlerini serbestçe söyleyebilecekleri ortamlar barındıran bir demokrasi platformudur.
* Bir ticaret alanıdır.
* Pek çok işlemi masa başında yapmamıza olanak tanıyan (gazetelerin okunması, banka işlemleri, alış-veriş vs.) ve yaşamımızı kolaylaştıran bir teknolojidir.
* Milyonlarca insanın etkileştiği, haberleştiği kendine özgür kuralları olan sosyal bir alandır.
* Bir kültür- sanat merkezidir.
* Bir üretim alanıdır.
* Kullanıcıların da aktif olduğu bir kitle iletişim aracıdır.
Gerçekte Internet Sayılanların Tümü ve Bundan da Fazlası
Kimileri Interneti içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli gelişmesi olarak tanımlıyor.
Kimi zaman bu teknoloji, var olan, bilinen geleneksel kitle iletişim araçlarıyla (Gazete, televizyon, radyo ) karşılaştırılıyor. Kuşkusuz internetin gazete, radyo, televizyonla benzerlikleri var. Ancak telefonla da benzerliği var. Benzetmeler, interneti daha rahat anlatabilmek amacıyla yapılır.Bu tanımlar Interneti gerçek anlamda anlatmamaktadır. Çünkü internet bunların tümünden öte bir teknoloji.
Bir anda binlerce, yüzbinlerce insanla tartışabileceğiniz, iletişim kurabileceğiniz bir alan. Internet, önümüzdeki yıllarda üretilecek bilgilerin dolaşım sistemi...Klasik yaşama biçimlerini, algılayışları değiştiren birşey. Yaşamımızı doğrudan etkileyen bir teknoloji. İnternetin yaşamımızdaki etkilerini yavaş yavaş görmeye başladık bile. Ve henüz yolun başındayız. Internet henüz gelişmesini tamamlamış bir teknoloji değil. Dolayısılya bu teknolojinin gelecek 10 yıl gibi kısa bir dönemde bile hangi biçimi alacağını söylemek mümkün değil.
Spiegel Dergisi'de bir röportajda vurgulandığı gibi: "Şimdi yine büyük birşey yaratıyoruz. Bunun ne anlama geleceğini sonra anlayacağız". ( Spiegel Special 1996 Nr. 3, S. 110) Söylenebilecek tek şey, bu teknolojinin yaşamımızda giderek daha yoğun bir biçimde var olacağıdır.
Giderek basitleşeceğidir. Bir süre sonra internet evimizdeki telefon gibi kullandığımız bir araca dönüşecek. Ancak sağladığı olanaklar telefondan çok daha fazla olacak.
Kaldı ki sadece insanlar kullanmayacak bu teknolojiyi.
Kimi bilimadamları gelecekte bu teknolojinin makineler tarafından daha çok kullanılacağını söylüyorlar.
Evimizde kullandığımız araçlara bir bakın. Televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, müzik seti, fırın, şofben...
Tüm bu aygıtların gelecekte İnternete bağlı olacağı ve tamirci kuruluşla, satıcıyla bağlantı kuracağı belirtiliyor. Yani çamaşır makinesi bozulduğunda kendiliğinden tamirci ile ilişki kuracak. Onu hangi arıza olduğunu bildirip tamir için eve çağıracak. Ya da buzdolabı, bizlerin verdiği yemek rejimine göre bakkala her gün sipariş verecek.
1.3- Internet Ve Hukuk
Internetle ilgili hukuk tartışmalarının yapıldığı günümüzde internetin mantığının iyi anlaşılması gerekiyor.
1.3.1- Chat siteleri
Bir chat sitesi açtığınızda burada aynı anda yüzlerce insan birbiriyle sohbet ediyor.
Gerçek zamanda sohbet ediyor. Yani metni yazıp tuşa bastınız mı bu yazınız binlerce kişi tarafından ekranda okunabiliyor. Birkaç yıl içinde yüzce değil, binlerce insan bu teknolojileri kullanarak haberleşecek.
Giderek sayı yüzbinlere, milyonlara dönüşecek.
Şu anda varolan hiçbir mekanizma böylesi sohbet sitelerinde anında denetimi sağlayamaz. Bu aynı anda bir kentin tüm telefon trafiğinde geçen konuşmaları kontrol etmeye kalkmak gibi bir işlemdir.
1.3.2- Haber grupları
Ya onbinlerce haberin gönderildiği haber grupları?
Buradaki mesajlar önce okunsun sonra internete konsun derseniz, her gün onbinlerece yazıyı kim okuyacak?
Günümüzde tek bir kişinin oluşturabileceği basit bir haber grubunda bu durumda yüzlerce kişi çalıştırılmak gerekecek. Bu, haber grupların kapatılması anlamını taşır. Dünya üzerinde yüzbinlerce haber grubu var. Bilimadamları kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili bu gruplarda tartışırlar.
Elbette sadece onlar değil, öğrenciler, gazeteciler, kadınlar, çeşitli kitle örgütleri... İnsan sağlığından çevreye, hukuka kadar pek çok konuda haber grupları var.
1.3.3- Web siteleri
Günümüzde web siteleri genellikle gazetelerle karşılaştırılır.
Bir yönüyle doğrudur ama önemli bir fark var. Çünkü web siteleri giderek "dinamik" bir yapıya dönüşmektedir.
Gazetelerdeki her gün yayınlanma frekansı farklıdır. Zaman ve mekan internette anlam değiştirir. Web sayfalarında haberler artık her an yenilenmektedirler. Üstelik bu yenileme işlemi otomatik hale gelmektedir. Belli bir kaynaktan gelen haberleri bilgisayar web sayfasına yerleştirmektedir.
Bunu televizyonlardaki canlı yayına benzetebiliriz. Sürekli yeni mesajlar...
Televizyonda canlı yayın yaparken karşınızdaki insanın ne söyleyeceğin önceden
bilebilir misiniz?
1.4- Mekan Sorunu
İnternette web sitesi açtığınızda artık dünyaya açıldınız demektir. Dolayısıyla Afrika dahil dünyanın her bölgesinde Türkçe bir web sitesi kurma şansına sahipsiniz.
Türkiye'de bu alanda getirilecek yasal bir sınırlamanın tek bir etkisi olacaktır. Web siteleri Türkiye yerine dünyanın başka ülkelerinde açılacaktır.
Türkiye hem ciddi bir gelir kaynağından olacak hem de bu alamda teknolojik gelişmenin gerisinde kalacaktır.
Webde sorun sadece haberle ilgili değildir. Tüm şirketlerin giderek birer web sayfası olacaktır. Kendi ürünlerini tanıttıkları sayfalar.
Eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin birer web sayfası olacaktır.
Elektronik eğitim dünyada giderek yaygınlaşıyor.
Öğretmenlerin web sayfası kurmaları ve buraya derslerde anlattıkları konuları koymaları teşvik edilmelidir.
Böylece geniş bir kesimin bilgilenmesine olanak sağlanmış olur. Belki de bu teknoloji bir türle başarılamayan eğitimde fırsat eşitliğine yaklaşmamızı sağlayabilir.
Var olan bilgilerin web sayfalarına aktarılıp yayınlanmasını teşvik etmek yerine, web sayfa oluşturulmasını yasal izne bağlarsanız, kimse web sayfası açma zahmetine katlanmaz.
1.5- Denetim
Internetin denetlenmesi için pek çok ülkede çeşitli denemeler yapılmıştır. Amerika, Almanya, Çin, Suudi Arabistan, İran... Hiçbiri başarı kazanamamıştır.
Int