“Asgari ücret standart bir ücret haline geldi. İşveren yeni başlattığı kalifiye elemana bile o parayı reva görüyor. Bu parayla insanların geçinmesi imkansız. Ekonomik krizle birlikte asgari ücret daha da geriye gitti. Günümüz koşularında insancıl bir yaşam için asgari ücretin en az 3 bin 500 lira olması lazım.”
Bir ayın hesabı
Türkiye'de asgari ücretle çalışan yaklaşık 8 milyon kişiden biri olan Salih Baykal, bugün ikinci kez toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na talebini bu sözlerle iletiyor.
TIKLAYIN - 8 Milyon Kişiyi İlgilendiren Asgari Ücret Görüşmeleri Başlıyor
"Asgari ücrete en az yüzde 40'tan zam gelmeli" diyen Baykal, harita teknikeri olarak çalıştığını belirterek şunları söylüyor:
"Şu an asgari ücret 2020 lira ve kesinlikle harcamalarımıza yetmiyor. Üstüne yıl boyunca elektrikten doğalgaza tüm temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamlar geçinmemizi zorlaştırdı. Ekonomik kriz maaşımızı daha da geriye götürdü. Durumumuz bundan önce de iyi değildi. Hep yoksulluk sınırının altında yaşıyorduk ama şimdi bittik. Şu an yapılacak hiçbir zammın bizi tatmin etmeyeceğini düşünüyorum.
"Şu anda asgari ücrete yüzde 40'tan aşağıya zam gelmemesi lazım. En azı bu da. O da geçen seneki gibi sadece hayatta kalmak için. 'Bu para bana yeter' diyorsan yine imkansız.
"Ben şu an kira vermeyen azınlıktanım ama eğer verecek olsaydım 650 lira benim evimin kirası. Kış ayındayız 450 lira doğalgaz ödeyeceksiniz. 150 lira elektriğe, 40 lira suya ödüyoruz. En kötü telefon faturası 50 lira. Evinizde internet de varsa bir 50 lira daha koyun buna. Daha hiçbir şey yapmadan 1400 liranız gitti.
"Eğer işe ulaşmak için otobüs, minibüs parası da veriyorsanız bitti. Yemek bile yiyemezsin. Yol paramı benim verdiğimi düşünürsek bitti yani. Yemek bile yiyemezsin. Şirkette, fabrikada yediğin yemek sonrasında dua edeceksin akşam acıkmayayım diye ve su içip yatacaksın. Eğer yaşadığım evin kirasını ve faturasını eğer ki ben ödeseydim sadece karnımı doyurur evden dışarıya bir adım atamazdım."
"Eğlenmek, gezmek yok"
Eminönü meydanında 22 yaşında bir genç, Yılmaz Kurt. Balıkçılık yaptığını söylüyor. "2020 lirayla geçinme imkanımız yok" diyerek söze başladıktan sonra şunları anlatıyor:
"Elektriğe zam, suya zam, her şeye zam. Bütün genel ihtiyaçların hepsine zam var. Giyecek olsun, yiyecek olsun. Eskiden kuru fasulye fakir yiyeceğiydi, şimdi bunu bile yeme şansın yok ki. Kilosu olmuş 15 lira, 20 lira. Domatesin kilosu 10 liraya dayanmış. Sadece elektrik, su, doğalgaz ve kira 2 bin lira tutuyor.
"Bir evde bir kişinin çalıştığını düşünürsen, geçinme şansın yok. İnsanlar ek iş yapıyor. Herkes kıt kanaat geçiniyor. Hafta sonları eğlenmek için dışarıya çıkamıyorsun. Eğlenmek, gezmek, bunların hepsi parayla. Bu şartlarda asgari ücretin en az 3 bin 500 lira olması lazım."
"Maaş sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız"
Eminönü’nde Nimet Abla Milli Piyango Gişesi'nin önündeki insanlar da son bir yılda peş peşe gelen zamlardan şikayetçi:
“Asgari ücretle yaşayabilsek bu sırada ne işimiz var evladım. Çıkacağı yok ama insan bir umut bekliyor işte. 2020 lira. Geçinemiyoruz ki. Sürekli borç sürekli borç. Aldığımız para sınırlı ama ihtiyaçlar sınırsız. Maaşın bitiyor, bu sefer kredi kartından harcamaya başlıyorsun. Bir sonraki ay geliyor, kredi kartını ödemen lazım. Ama onu ödesen bu sefer evdekiler aç kalacak. Asgarisini ödüyorsun, eve para ayırıyorsun, para yine bitti. Borcumuz hiç kapanmıyor, hep artıyor.
“Bana kalsa en az 3 bin derim. Ama bu ekonomik krizde o parayla bile geçinebilir miyiz bilemiyorum. Hemen her şeye her gün zam geliyor. Doğalgaz, elektrik, kira…”
"2500 kurtarmaz ki..."
Gebze'de bir depoda çalışan Başak Orman'ın anlattıkları ise şöyle: "Ay içerisinde ihtiyacın oluyor ve içeriden avans çekiyorsun. Aybaşı geldiğinde eline 1000, 1500 lira bir para veriyorlar. Bu para neye yetsin. Çocuk mu okutacaksın, kira mı vereceksin, fatura mı ödeyeceksin. Bu devirde evine iki asgari ücret bile girse geçinemezsin.
"Biz yaşamıyoruz ki. Paran olacak ki yaşayacaksın, olmayınca nasıl yaşayacaksın? Mesela normalde gidersin bir kafeye oturursun ya da mağazaya gider alış veriş yaparsın değil mi? Biz bunları yapamıyoruz. Kuruşu kuruşuna her şeyi hesaplıyorsun. Yeri geliyor sigara kullanıyorsan sigara parası bulamıyorsun. Evine eşya alıyorsun, takside giriyorsun, ödemekte zorlanıyorsun. Zor, gerçekten zor.
“Şimdi 2500 lira söylentisi var ama bu da kurtarmaz ki. Giderlerin her ay daha da artıyor. Bize 2500 lira verseler de bir şey değişmeyecek. Yine sıfır yine sıfır. Bu hayat pahalılığının önüne geçilmedikçe bir şey değişmeyecek. Günümüz koşullarında 3 bin 500 lira olmalıki yaşayabilelim."
Çalışan nüfusun üçte biri asgari ücretli
TÜİK'in güncel verilere göre Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısının yaklaşık 28,5 milyon. Çalışan nüfusun üçte birinden daha fazlası ise asgari ücret civarında bir ücretle geçinmeye çalışıyor. Ağustos 2018’den bu yana yaşanan döviz krizi ve yüksek enflasyon maaşların her geçen gün erimesine yol açıyor. (HA)