İnsan Hakları Yaz Okulu (İHO) Kuşadası yakınlarındaki bir otelde 30 lisansüstü öğrencisi ve 15 öğretim üyesinin katılımıyla bugün başladı.
Yaz okulu eğitimi bir hafta boyunca sürecek.
İnsan Hakları Yaz Okulu programının takip eden derslerinde öğrenciler, Kerem Altıparmak, Yücel Demirer, İnan Özdemir Taştan, Ozan Değer, Ülkü Doğanay, Cenk Yiğiter, Kıvılcım Turanlı, Hüsnü Öndül, Faruk Alpkaya ve Selda Önsül’le de bir araya gelerek, sanattan sinemaya, hukuktan, medyaya akademik özgürlükleri düşünmeyi sürdürecekler.
Açılış dersi Bülent Şık’tan
Programın açılış dersini “Halk Sağlığı ve Akademik Özgürlük” teması ile Gıda Mühendisi ihraç akademisyen Bülent Şık yaptı.
Hukuk, tıp, arkeoloji, eğitim gibi farklı alanlarda yüksek lisans ve doktora eğitimlerini sürdürmekte olan öğrenciler gıda güvenliği, gıda sağlığı, gıdalarda toksik kimyasalların tespiti üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanıdıkları Bülent Şık’ın dersini ilgiyle izlediler.
Bülent Şık, kansere yol açan ürünlerle ilgili yazı dizisinde Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen bir araştırmanın sonuçlarını haberleştirdiği gerekçesiyle “açıklanması yasaklanan bilgileri açıklama” ve “göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçlamalarından 12 yıla kadar hapis cezası isteği ile yargılanıyor. Bülent Şık bu kapsamda birkaç gün sonra 26 Eylül saat 14.00’te esasa ilişin savunma yapmak üzere yeniden mahkeme önüne çıkacak.
Gıda güvenliği ve akademik özgürlük
Bülent Şık açılış dersinde gıda güvenliği konusunu akademik özgürlük ve insan hakları ilişkisi çerçevesine yerleştirerek ayrıntılı bir sunumla anlattı.
Şık genel sağlık söyleminin yaşam hakkı, sağlık hakkı gibi hakları bireyselleştirme eğiliminde olduğunu, oysa bu meselenin bilhassa obezite gibi sorunlar ve çocuklar söz konusu olduğunda böyle iradi bir bireysel konu olmadığını, çocukların da yetişkinlerin de hayatları boyunca kendilerinin kontrol edemeyeceği, etme iradesine sahip olmadıkları ölçülerde sağlıksız gıdalara toksik kimyasallarla maruz kaldıklarını söyledi.
Bu nedenle bu konuların insan hakları ve çocuk hakları ihlali çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini önemle vurguladı.
Feride Aksu’dan “Tıp ve Akademik Özgürlük”
Açılış programı TTB Merkez Konsey eski Genel Sekreteri ve bugün de Uluslararası Sağlık Politikaları Birliği Avrupa Birimi Başkanı olan ihraç tıp akademisyeni Feride Aksu Tanık’ın “Tıp ve Akademik Özgürlük” başlıklı konuşmasıyla devam etti.
Feride Aksu Tanık da sağlık politikalarının sağlık hakkını, yaşam hakkını ve sağlık hizmetlerine erişim hakkını güvenceye almasını siyasi iktidarın uygulamaları, militarizm ve neoliberal politikaların sakatladığını ve başka bazı engellerle birlikte bu güvenceyi sınırlandırdığını anlattı.
Aksu-Tanık Nazi Almanya’sında ve yine savaş döneminde Japonya’da tıbbın ve tıbbi araştırma alanının faşist iktidarların hizmetine girdiğini ve araçsallaştırıldığını örneklerle aktardı.
Gezi ve Sur örnekleri
Tıp insanlarının yaşam hakkı hiçe sayılanlar üzerinde yaptıkları insanlık dışı deneyler ve çalışmalar hakkında bilgi vererek tıp insanı haysiyetini ve utanç duygusunu tümden unutmuş bu insanların birçoğunun Japonya’nın ABD ile yaptığı bir gizlilik anlaşması sayesinde yargılanmadığını, cezasız kaldığını da belirtti.
Bununla birlikte savaş ve çatışma dönemlerinde ya da toplumsal olaylarda emeğini ve bilgisini insanlığın yararına sunan sağlık çalışanlarının haysiyetli mücadelesine de örneklerle yer verdi. Bu çelişkili tutumlarla tıbbın, tıbbi araştırmanın ve sağlık hizmetinin önemli bütün tarihsel süreçlerde de olağan süreçlerde de akademik özgürlük ve insan haklarıyla ilişkisini anlattı.
Gezi döneminde ya da Sur olayları döneminde TTB’li hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının bilgi ve tecrübelerini kamunun ve insanların yanında konumlandırdığı örneklere de bu çerçevede değindi.
Bir hafta sürecek
Birinci gün alışılmıştan farklı olarak halk sağlığı ve tıpla başlayan akademik özgürlük tartışması, Dokuz Eylül Üniversitesinden ihraç edilmiş siyaset bilimci Ayşen Uysal’ın “Yurttaşlık, Katılım ve Akademik Özgürlük” başlıklı konuşmasıyla devam etti.
İHO’dan öğretim elemanları Sevilay Çelenk, Elçin Aktoprak, Dinçer Demirkent, Canberk Gürer ve proje asistanı Metin Öztürk ile yine Ege Üniversitesi Felsefe bölümünden ihraç edilmiş olan TİHV Akademi üyesi Serdar Tekin de açılış derslerinde öğrencilerle birlikte oldu.
Programda bu hocaların da takip eden günlerde birçok farklı perspektiften Akademik Özgürlükleri bir insan hakkı olarak düşünmeye davet eden dersleri ve atölye çalışmaları olacak.
İnsan Hakları Okulu hakkında
İnsan Hakları Okulu, kurumlarından ihraç edilen ve çoğunluğunu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile İletişim Fakültesi’nden ihraç öğretim elemanlarının oluşturduğu bir ekip tarafından geçtiğimiz yıl hayata geçirilmiş olan ve İnsan Hakları için Avrupa Aracı (DİHAA) tarafından desteklenen bir online uzaktan eğitim atölyesi programı.
Okulun eğitimci kadrosunun önemli bir kısmı ihraçlar öncesinde AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan Hakları Anabilim Dalı’nın öğretim kadrosunu oluşturuyordu. İhraçlarla birlikte bu birim de fiilen sona ermişti.
Akademisyenler o dönem “Bize her yer üniversite” demiş ve bu sözün hakkını vermek üzere dayanışma akademileri, sokak akademileri ya da çeşitli uluslararası kuruluşların fon desteği ile başlatılan projelerde eğitim ve araştırma çalışmalarını ısrar ve inatla sürdürmeye devam etmişti.
Bu çalışmalar görevlerinden ihraç edilen akademisyenlerin ardı ardına beraat ettiği Eylül ayı ile birlikte yeniden başladı. (SÇ/TP)
* Fotoğraflar: Sevilay Çelenk