Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Merkezi (SEÇBİR) ile İnsan Hakları Eğitimi Ortak Çalışma Ağı’nın içindeki (İHEA) sekiz kurum* ilkokullarda okutulacak olan İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersinin taslak programına dair ortak görüş açıkladı.
Söz konusu dersin 2015-2016 öğretim yılından başlamak üzere ilkokul 4. sınıflarda zorunlu ve iki ders saati olarak okutulması kararlaştırılmıştı.
“Biz” ve “yurttaşlık” kavramı
Ortak görüşün ilk vurgusu programda söz edilen yurttaşlık kavramının hangi anlayışa dayandığının net olmadığına dair oldu.
Derste benimsenen insan hakları yaklaşımının yurttaşlıkla sınırlı kalmaması ve insan haklarının yurttaş olsun olmasın herkesi (mülteciler, göçmenler, sığınmacılar, vatansız kişiler, vb.) kapsadığının öğrencilere aktarılması gerektiği belirtildi.
“Ayrıca, öğretim programının ‘biz’ kavramı etrafında oluşturulması, çocukların insan haklarının evrensel olduğu ve herkesi kapsadığı gerçeğinden uzaklaşmasına yol açabilir.
“Bu sebeple, biz kavramı kullanılırken ‘biz’in dışında kalanların da haklarının olduğuna ve eşit şekilde korunması gerektiğine mutlaka vurgu yapılmalıdır.”
“Hakların korunması”
Ortak görüş metninde, programın temel olarak hakların korunması anlayışına dayandığının görüldüğü ve bunun sakıncaları olabileceği söylendi.
“Hakların korunması, hak bilincinin geliştirilmesini ve demokratik katılımın artırılmasını kapsamadığında ve hakların değişen, gelişen yapısına vurgu yapmadığında, sadece var olan durumu korumak gibi dar bir anlayışa yol açabilir.
“O nedenle, özellikle aktif yurttaşlığa ayrılan kazanımlar da düşünülerek, hak sahiplerinin katılımına ve devletin hakları iyileştirme ve geliştirme sorumluluğuna ağırlık verilmesi yararlı olacaktır.”
Yöntem ve ölçme-değerlendirme
Yöntem ve eğitim materyalleri/araçları: Hazırlanan taslak programında dersin yöntemine ilişkin, “çocukların belirlenen masalları okuması ve öğretmenin kolaylaştırıcılığında masal üzerine tartışılması“ ifadeleri bulunuyor.
Buradan hareketle ortak görüş metninde şu uyarılar yer aldı.
“Tüm ders için tek çeşit materyal ve yöntem belirlenmesi; farklı öğrenme biçimleri olan çocuklar açısından sorunludur.
“Okuma ve tartışmaya dayalı bir öğretim programında görsel öğrenen ya da kinestetik öğrenen çocukları dışarıda bırakma ihtimalini oluşturmaktadır
“ O nedenle, öğretim programı farklı yöntem ve çeşitli araçlarla zenginleştirilmeye ihtiyaç duymaktadır.”
Masalların cinsiyetçi yönü
Hangi masalların önerileceğinin ve/veya kullanılacağının belirtilmediğine işaret eden metinde günümüzdeki masalların birçoğunun cinsiyetçi içeriğe sahip olduğu hatırlatıldı.
“Öyküledikleri olaylarda yer alan kadın ve erkek karakterler çoğunlukla toplumsal olarak farklı cinsiyete atfedilen eşitsiz rollerle örülmüş durumdadır.
“Dolayısıyla masalların ana fikri ve öğrencilere kazandırabilecekleri değerler cinsiyetçi olup olmadıkları açısından değerlendirilmelidir.
“İnsan haklarına ilişkin bir derste eğitim materyali olarak kullanılacak masallarda cinsiyetçi öğeler bulunup bulunmadığının mutlaka sorgulanması gerekir.”
Masal seçimi
Metindeki uyarılar arasında “tek doğru” içeren masalların sakıncalarına da yer verildi.
“Tek ‘doğru’, tek ‘değer’ içeren masalların seçilmesi, masalların hayal/gerçekdışı olması ve bu masallar üzerine tartışmayı yürütecek öğretmenlerin donanımlarının yeterli şekilde artırılmadığı durumlarda; insan hakları eğitiminin iki önemli kazanımı olan haklar ile gündelik yaşam arasında ilişki kurma ve eleştirel düşünme becerisi eksik kalacaktır.” (YY)
* Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi, Eşit Haklar için İzleme Derneği, Engelli Kadın Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği (STGM), Tarih Vakfı.
Ortak görüşün tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.