İngiltere PEN’den Nedim Türfent’e onur üyeliği

Fotoğraf: PEN International

Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın

“Örgüt üyeliği” suçlamasıyla  8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan ve 1589 gündür cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Nedim Türfent’e İngiltere PEN “onursal üyelik” verdi.

İngiltere PEN’den yapılan yazılı açıklamada Türfent’in haber editörü, muhabir ve şair olduğu ifade edilerek “Şu anda Türkiye'de tutuklu bulunan birçok yazardan biridir” denildi.

TIKLAYIN - Gazetecilikten Korkulmasa, Bunca Zahmet Neden?

Türfent’in uydurma terör suçlamalarından hapis cezası aldığı belirtilen açıklamada İngiltere PEN Mütevelli Heyeti Başkanı Maureen Freely şunları söyledi:

“İngiltere PEN üyeliği, okuma özgürlüğü ve yazma özgürlüğü inancında birleşmiş küresel bir hareketin varlığı anlamına gelir. Üyelerimiz arasında Nedim olduğu için gurur ve onur duyuyoruz ve bu özgürlükleri tamamen geri kazanana kadar yanında olmaya devam edeceğiz”

Türfent: İç karartıcı hapishane hücremde yeni bir pencere açacak

Onursal üyeliğe kabul edilen Nedim Türfent ise cezaevinden şu mesajı gönderdi:

"Yedi kilitli kapı ardı ardına açıldı ve yine de karanlık bir koridorda kaldım. Bu, bu mesajı iletmek için izinli telefon görüşmemi yapmak için hücremden geldiğim andı. Bu haberdeki muazzam heyecanın alevleri kalbimde titreşip onu yaksa da, yine de size gerçekten teşekkür edecek doğru kelimeleri bulamıyorum.

“İngiltere PEN Onursal Üyesi olarak seçilmek benim için gerçekten büyük bir onur. Bu onur, bu iç karartıcı ve yorucu hapishanede hücremde yeni bir pencere açacak. Sanki kitaplarımı üst üste yığarsam ve üzerinde durursam, bu yeni pencereden dışarı bakabileceğimi ve şu anda gördüğümden çok daha fazlasını görebileceğimi hissediyorum.

"Bir yazı, bir kişinin kalemine yeniden aşık olması için yeterlidir. Bazılarımızın devletin baskısıyla boğulduğunu, ülkemizin gökkuşağının bazı çiçeklerinin birer birer kopartıldığını bildiğinizde yazarların ve kelimelerle çalışan herkesin rolü artık daha da önemli ve sorumlulukları daha da büyük.

"Türkiye'de otoriterlik henüz zirveye ulaştığına dair işaretler göstermezken, yazarların günlük yaşamlarımızda barış ve özgürlükleri teşvik etme ve bunlara yer açma sorumluluklarını yerine getirmeleri daha da önemli.

"Bu bilgi ve bu inançla, yazdığım kelimelerde barış ve özgürlüğün tohumlarını ekmekte rol oynamaya da borcum olduğunu biliyorum. Hepinize bin kez tekrar teşekkür ederim. Kalemin gücüyle.”

(HA)