Fransa'da Genetiği Değiştirilmiş Organizmalarla (GDO) ilgili bugüne kadar yapılan en uzun süreli ve kapsamlı yeni bir klinik teste göre, GDO'lu ürünlerle beslenen farelerde çoklu organ büyümeleri, tümör ve kansere rastlandı.
Biyoteknoloji şirketleri, GDO'lara izin almak için bugüne kadar kısa vadeli klinik test sonuçları sunuyordu. Ancak, Caen Üniversitesi'nden Profesör Doktor Gilles-Eric Seralini'nin iki yıllık araştırması, kısa vadeli testlerden çok daha tehlikeli ve ciddi sonuçları ortaya çıkardı.
Greenpeace Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu Tarık Nejat Dinç, bugüne kadar hep kısa süreli klinik testlerin GDO'ların etkilerini ortaya koymaya yetmeyeceğini savunduklarına ancak biyoteknoloji şirketlerinin GDO'ları sadece üç aylık klinik testlere tabi tuttuklarını hatırlattı.
"GDO'lara verilen izinler de tüm itirazlarımıza rağmen bu kısa süreli testlere dayandırılıyordu. Oysa Prof. Seralini'nin deneyinde farelerde 13.aydan sonra kanser vakaları görülmeye başlandı. Bu araştırma, üç aylık klinik çalışmalara dayandırılarak verilen tüm GDO izinlerinin kategorik olarak iptalini gerektiriyor."
"Beş çeşit mısır izni iptal edilmeli"
Dinç, araştırmada organ büyümeleri, tümör ve kansere sebep olan NK603 adıyla anılan genetiği değiştirilmiş mısır çeşidine ve bu çeşidi içeren dört melez genetiği değiştirilmiş mısır çeşidine geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye'de izin verildiğine dikkat çekti.
Bu beş çeşide verilen izinlerin hemen iptal edilip, ithalatlarının da acilen durudurulması gerektiğini söyleyen Dinç, ayrıca glifosat içeren, yani yabani ot ilaçlarına dayanıklı olması için geliştirilen GDO'lara verilen izinlerin de iptal edilmesini talep etti.
"Bu araştırmadan sonra GDO'lu yemle beslenen tavuklara, ineklere mi üzülelim, yoksa onların ürünlerini tükettiğimiz için kendimize mi üzülelim şaşırdık. Biz diyoruz ki, bu araştırmanın ışığında Bakanlık ve Biyogüvenlik Kurulu inekleri kanser, içtiğimiz sütü de bize zehir etmesin, bunun yerine verdiği GDO izinlerini iptal etsin." (NV)