"Hükümetimizin uygulayacağı maliye politikasının temel önceliği, mali disiplini sağlayarak, borç stokunu sürdürülebilir seviyeye indirmek ve makro ekonomik istikrarı koruyacak faiz dışı fazlalığı vermektir. Faiz dışı fazlanın büyüklüğü, borç stokunun sürdürülebilir bir yapıda gelişmesine imkan verecek düzeyde belirlenirken, bileşimi, ekonomik verimlilik, büyüme ve sosyal politikalar dikkate alınarak şekillendirilecektir. Bu kapsamda, faiz dışı fazla hedefi içinde kalmak şartıyla, verimsiz harcamalar kısılarak üretken harcamaların artırılması veya ekonomik aktiviteyi canlandıracak vergi indirimlerine gidilmesi gibi önlemler dikkatle değerlendirilecektir."
Yukarıda yer alan, faiz dışı fazla hedefi içinde kalmak şartıyla... ifadesi şu anlama gelir:
IMF'ye verilen Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) yüzde 6.5'u oranında faiz dışı fazla oluşturmak, yani faiz hariç, gelirleri giderlerin üstünde tutmak, hem de milli gelirin yüzde 6.5'u oranında tutmak. Bu hedefe sadık kalınacağı sözü tekrarlandıktan sonra IMF'ciler rahat uyuyabilirler. Hükümet diyor ki, bu hedefe sadık kalarak gelirleri artırır giderleri azaltır, bu hedef için arta kalanla da çok şey yaparım. Gelirleri nasıl artırırsın? Vergi affına giderek mi? Harcamaları ne kadar kısabilirsin ki? Yoksulluğu azaltma diyorsun, bütçenin yüzde 55'ini faize vermeyi kabul ettikten ve borçlara zinhar dokunmadıktan sonra, o kaynağı nerelerden bulacaksın ? Milletvekili lojmanı satmak, vakıflardan kaynak bulmak benzeri, Erbakan mirası hokkabazlıklarla ne kadar mesafe alındığını tarih bize gösteriyor.
Bu programla da artık ilan edilmiştir ki, AKP'nin misyonu IMF programına İslamcı kalfalıktır. Bu da IMF'nin istediği taze kandır. Bu programla, ancak dış talebe dönük yoksullaştıran bir büyüme yaşanır ki, bu büyümenin sacayakları da düşük reel ücretler, dalgalı kur ve iç talebin sıkılı tutulmasıdır. Bu insafsız sacayağına bekçilik sırası AKP'nindir. Bu yoksullaştıran büyüme süreci ne 3,5 milyonun beklediği istihdama cevap verir, ne yoksullaşmayı frenlemeye.
Borçların sürdürülebilirliğini masaya yatırıp orada herhangi bir operasyon yapmadan, vergide varlıklıya yüklenen bir operasyona gitmeden , kambiyo rejiminde haddinizi bilecek bir korumaya gitmeden, yapacak fazla birşeyiniz olmaz. Olsa olsa, tarihin en büyük yoksullaşmasını yaratmış 57. hükümetin izinde yeni yoksullaşmaları getirecek bir heyet olursunuz ve yeni bir hayal kırıklığına tahammülü olmayan bu toplumun cinnet boyutunda tepkilerine maruz kalırsınız.
Abdullah Gül'ün program sunuşundaki son cümlesi ile noktalayalım..
Allah yardımcımız olsun... (MS/BB)